Kekemelik nedir?

Yazar Figen Karaceylan Çakmakçı • 15 Şubat 2017 • Yorumlar:

Kekemelik, konuşmanın akıcılığı ve ritmi ile ilgili bir iletişim bozukluğudur. Akıcılıkta ortaya çıkan bozukluklar, uygun olmayan duraklamalar, tekrarlar ve benzer problemler konuşmanın doğal akışını etkiler. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu bu durum "kekemelik" olarak adlandırılır.

Kekemelik özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Seslerin, hecelerin, sözcüklerin ve cümlelerin normal konuşmada görülmeyecek şekillerde tekrar edilmesi; t- t-..tamam, du-du dur, ben de- ben de- bende yapacağım...

  • Sözcüklerin bitirilmeden bırakılması,

  • Bazı seslerin normal konuşmada olmayacak şekilde uzatılması, ş ş ş ş şeker gibi,

  • Düzensiz solunum ve kararsız konuşmaya bağlı olarak sözcüklerde görülen alışılmadık vurgulamaların olması, örneğin patlamalı konuşma,

  • Konuşmada zorluk yaşandığı anda ortaya çıkan, zaman kazanmak ve gerginliği ortadan kaldırmak için görülen, konuşmanın gidişatına uygun olmayan sözcüklerin ya da seslerin eklenmesi; ya!, yani!, şey,…

  • Konuşmayı kontrol edebilmek, gerginliği azaltmak için yüzde, başta ya da tüm bedende istenmeyen jest ve mimiklerin olması,

  • Sohbet ortamında, çıkaramayacağı sesler ve sözcükler nedeniyle kişinin sessiz kalması ve iletişime geçmekten kaçınmasıdır.

Kekemeliğin Sebepleri

Kekemeliğin sebepleri konusunda birçok farklı görüş vardır. Bazı uzmanlar kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak değerlendirirken bazıları öğrenilmiş bir davranış olarak tanımlar ve çevresel etkenlerin önemli olduğunu savunur. Beyin temelli görüşlere göre ise; bazı kişilerde, beyinde dil gelişimini kontrol eden merkezle konuşma kaslarını koordine eden merkez, farklı bölgelerde işlem görüp koordine olarak çalışamayabilir. Genetik olarak bakıldığında kekeleyenlerin %60’ ının ailesinde de bir kekeleme hikâyesi vardır. Ancak yaygın görüş kekemeliğin tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmadığı yönündedir.

Kekemeliğin Başlama Yaşı

2 – 5 yaş arasındaki birçok çocukta kekemeliğin görülmesi muhtemeldir. Bazı hecelerin tekrarlanması, bazı seslerin uzatılması ya da bazı ses ve hecelerde hiç ses çıkarılmayıp takılmaları mümkündür. Konuşmayı yeni öğrenen, cümle ve ses yapılarıyla yeni tanışan çocuklar için bu yaşlarda ilk bocalamaların ve kekelemelerin yaşanması doğaldır. Her ne kadar bu dönem ebeveynleri endişelendirse de bu dönemin doğal olduğu kabul edilmeli ve çocuğa sakin bir şekilde, korkutmadan yaklaşılmalıdır. Bu dönemde kekeleme birkaç hafta ile birkaç ay arasında sürüp, daha sonra kendiliğinden düzelir. Çocuğun konuşmasına düzeltici müdahaleler edilmez ve dikkati konuşması üzerine çekilmezse çoğu çocukta bu durum yaklaşık 5 yaş civarında kaybolurken bazı çocuklarda uzun bir süre devam edebilmektedir. Ancak çocuk giderek daha fazla kekeliyorsa bu noktada uygun bir tedavi yöntemiyle kekemeliğe müdahale edilmesi gerekmektedir.

Kekemelik En Fazla Kimlerde Görülür?

Kekemelik, erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla daha yaygın olarak görülür. Aynı zamanda erkek çocuklarında görülen kekemeliğin şiddeti ve sürekliliği de yine kız çocuklarından daha fazladır.

Aniden Ortaya Çıkan Kekemelik Durumları

Genetik ya da çevresel faktörlerin herhangi birini karşılamayan, ailesinde kekemelik hikâyesi bulunmayan 3 – 4 yaşlarında olup, normal akıcılıkta konuşan bir çocuğun aniden kekelemeye başlaması sık rastlanan bir durumdur. Bu durumda çocuğun yakın bir geçmişte ani bir şekilde korkutucu bir durumla karşılaşıp karşılaşmadığı düşünülmelidir. Örneğin yolda yürürken bir köpeğin görünüşünden ve havlamasından korkan bir çocuk, birkaç hafta sonra kekelemeye başlayabilir.

Aniden Ortaya Çıkan Kekemeliklerde Yapılması Gerekenler

Mevcut yaşına kadar gayet düzgün ve akıcı bir şekilde konuşan çocuk, aniden kekelemeye başladıysa hiçbir şekilde çocuğa söyleyemediği ya da söylemekte güçlük yaşadığı sözcükleri söyletmek için uğraşılmamalıdır. Söylemekte zorlandığı sözcüğü söylemeye çalışırken kekelediğinde (örneğin “tamam” sözcüğü) “Evet, şu anda tamam diyorsun, seni anlıyorum” demek çocuğun gerginliğini azaltacak ve kısa zamanda açılmasını sağlayacaktır. Ancak konuşmanın akıcılığı halen düzelmemişse mutlaka bir uzman desteği alınması gerekir.

Ailenin Kekemelik Üzerine Etkisi

Aşırı kontrollü, baskıcı, otoriter bir anne ya da babanın olduğu ailelerin çocuklarında özgüven eksikliği, karar verme becerisinin azlığı ya da yokluğu ve buna bağlı kekeleme sık görülen bir durumdur. Ailenin baskıcı tutumlarının farkına varmaması ve tutumlarını değiştirmemeleri kekemeliğin düzelmesine engel olan önemli bir faktördür.

Kekemelik Kalıcı Mıdır?

Kekemelik kalıcı değildir. Kekeme olan kişilerin konuşmalarının akıcı ve düzgün olduğu zamanlar vardır. Örneğin şarkı söylerken, kendi kendine oyun oynarken… Uygun destek ve tedaviyle kekemelik kontrol altına alınabilir, kişi akıcı konuşma becerisini kazanabilir. Kekemeliğin herhangi bir ilacı veya ameliyatı yoktur. Kekemeliği olan bireylere dil ve konuşma terapistleri tarafından kekemelik terapisi uygulanır. Kekemelik terapisine genellikle kekemelik ortaya çıktıktan 3-6 ay sonra başlanır. Bazı durumlarda, özellikle ailede kekemelik geçmişi varsa ve çocuğun kekemeliği şiddetliyse terapilere hemen başlanması gerekebilir. Her bireyin düzelme oranı farklılık gösterse de bütün çocuklar ve yetişkinler terapiden fayda görür. Terapi sonrasında bazı çocuklarda kekemelik tamamen ortadan kalkarken, bazıları daha az kekelemelerine yardımcı olacak stratejileri öğrenir. Ancak kekemelik tedavisi, işin uzmanı kişilerce yapılmalı ve kısa sürede çözüm vaat eden (10 günde kekemeliğe son vb.) kişilerden ve yerlerden uzak durulmalıdır. Bu tarz kısa süreli çözümler, kısa vadede işe yaramış olsa da ilerleyen zamanlarda kekemeliği tekrar ortaya çıkaracak ve duygusal zedelenmelerle birlikte çocuk kendini olduğundan daha çaresiz hissedecektir.

Kekemelik Tedavisinde Ebeveynler Neler Yapmalı?

  • Çocuk kekelediği zaman kesinlikle alay edilmemelidir.

  • Düzgün konuşması yönünde çocuk zorlanmamalıdır.

  • Çocuğun sözü yarıda kesilip cümlesi tamamlanmamalıdır. Bu durumda duygusal baskı artacak ve çocuk daha fazla takılmaya başlayacaktır.

  • Çocuğun duyabileceği şekilde “kekeme” teriminden ve konuşma sorunundan bahsedilmemelidir.

  • Ebeveynler sabırlı olmalı, çocuk konuşurken dinlemeli ve düzgün konuşmaları ile çocuğa model olmalıdırlar.

  • Konuşma sırasında çocukla göz teması kurulmaya çalışılmalı ve konuşurken çocuğun dudaklarına bakılmamalıdır. Ağzından çıkacak sözcük, anne – babası tarafından her an takip edildiğinde çocuk daha fazla gerginlik yaşayacak bu durumda yine takılmaları artacaktır.

  • Konuşmaya başlamadan önce çocuktan düşünmesi, takıldığında baştan başlayıp söyleyeceğini yinelemesi istenmemelidir. Duygusal baskı artacağından yine kekelemeler ve takılmalar artacaktır.

  • Ebeveynler çocuğa sevildiğini hissettirmelidir.

  • Çocuğun ruhsal ve duygusal gelişimi için bulunduğu ortam iyileştirilmeli, ebeveynler arasındaki sorunlar çocuğa yansıtılmadan çözülmelidir. Gergin ortamlar ve ebeveynlerin katı tutumları kekemeliğin artmasında önemli bir etkendir.

  • Başkalarının yanında asla çocuğun kusurlarından, güçlüklerinden ve zayıflıklarından bahsedilmemeli; çocuk başkalarıyla kıyaslanmamalıdır.

  • Arkadaş çevresindeki olumsuzlukların engellenmesi adında gerekirse öğretmenden destek alınmalı; öğretmen kekemelik yaşayan çocuğa nasıl davranılması gerektiği, bunun geçici bir durum olduğu ve dalga geçilecek bir durum olmadığı konusunda diğer çocukları yönlendirmelidir. 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)