Depresyon Nedir?

Yazar Alkım Avcı • 18 Eylül 2023 • Yorumlar:

Depresyon dünya çapında en yaygın psikiyatrik bozukluktur. Depresyon, Dünya Sağlık Örgütü (2014) tarafından “üzüntü, zevk veya ilgi kaybı, suçluluk duyguları, düşük öz-değer, düzensiz uyku ve iştah, enerji ve dikkat düzeyi ve konsantrasyonun azalması ile karakterize bir bozukluk” olarak tanımlanmaktadır.

Depresif bozukluk, farklı türden günlük olaylar ve deneyimler karşısında en az iki hafta boyunca sürekli olarak düşük bir ruh hali gözlemlenen edilen bir akıl hastalığıdır. Depresif bozukluk tanısı DSM-5’e göre en az iki hafta süre boyunca kişinin en az beş semptomu olması gerektiğidir. Bu belirtilerden en az birinin depresif mod, ilgi / zevk kaybı, ya da iritabl duygu durumu olması gerektiğidir. Diğer semptomlar ise şu şekilde sıralanmıştır; iştahta ve uykuda keskin değişimler, psikomotor ajitasyon ya da gerileme, enerji kaybı yaşaması, değersiz hissetme ve suçluluk duygusu, konsantrasyon düşmesi ve ölüm ile ilgili düşüncelerin artması ya da ölüm ile ilgili plan düşüncelerinin artması. Bu semptomlar sosyal ya da akademik yaşantıda bozulmaya yol açmaktadır. Bu semptomların madde kullanımıyla ya da herhangi bir genel sağlık problemine bağlı olmaksızın ortaya çıkmaktadır.

Depresyon çeşitleri de kendi içinde de sınıflandırılmaktadır;

• Yıkıcı Duygu Durum Düzenleyememe Bozukluğu

• Yeğin (Majör) Depresyon Bozukluğu

• Süregiden Depresyon Bozukluğu (Distimi)

• Aybaşı Öncesi (Premenstrüel) Disfori Bozukluğu

• Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresyon Bozukluğu

• Mevsimsel Depresyon, mevsim değişiklikleri ya da güneş ışığına daha az maruz kalmayla tetiklenen depresyon

• Peripartum başlangıç, hamilelik esnasından ya da doğumdan sonra seyreden aylarda görülen, yani postpartum döneminde çıkan depresyon

DEPRESYON NEDEN KAYNAKLANIR?

Biyopsikososyal model, hastalıkların oluşumunda biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin etkileşiminin rolünü vurgular. Bu üç faktörün birleşimi psikiyatrik bozukluklara yol açar. Depresif bozukluk etyolojisinde bu üç faktörün birlikte rol oynadığı kabul edilmiştir. Biyolojik faktörler; genetik, nöroanatomik, nörokimyasal ve nöroendokrin iken psikososyal faktörler; olumsuz yaşam olayları, sosyal destek eksikliği, bozuk ebeveyn çocuk ilişkisi, sosyal beceri eksikliğidir. Yapılan araştırmaya göre majör depresif bozukluk genetik faktörlerin çevresel faktörlerle bir araya geldiğinde ortaya çıktığı kanıtlanmıştır.

DEPRESYON TANI KRİTERLERİ

A: İki hafta boyunca aşağıdaki belirtilerden en az beşinin varlığı; bu belirtilerden en az biri (çökkün ruh hali) depresif duygudurumu veya ilgisini yitirme ya da zevk almama (anhedoni) içermelidir.

1. Çökkün ruh hali ya da depresif duygu durumu nerdeyse her gün, gün boyu süren şekilde, kişinin kendisi ya da başkasının gözlemliceği şekilde görülmektedir.

2. Etkinliklerin tamamına ya da hemen hemen tümüne yönelik ilgi ya da zevkte belirgin azalma görülmektedir.

3. Kilo vermeye çalışmazken çok kilo kaybı ya da kilo almak ya da yemek yeme isteğinde azalma ya da artış gözlenmesi.

4. Aşırı uyku ve uykusuzluk.

5. Psikomotor ajitasyon veya yavaşlama (başkaları tarafından gözlemlenebilir).

6. Düşük enerji veya yorgunluk.

7. Değersizlik, aşırı ya da uygunsuz suçluluk duyguları

8. Kararsızlık, düşünce ya da düşüncelerini bir konu üzerinde toplama becerisinin azalması 9. Ölüm ve intihar düşüncelerinin tekrarlanması

B. Bu semptomlar, klinik olarak belirgin bir sıkıntıya veya sosyal, mesleki veya diğer önemli işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.

C. Bu semptomlar madde kullanımına ya da başka bir fizyolojik hastalığın etkilerine bağlı değildir.

D. Depresif dönem oluşumu şizoaffektif bozukluk, şizofreni, şizofrenik bozukluk, sanrılı bozukluk veya şizofreni spektrumundaki diğer tanımlanmış veya tanımlanmamış psikotik bozukluklarla daha iyi açıklanamaz.

E. Hiçbir zaman bir manik dönem ya da hipomanik dönem olmamıştır. (Köroğlu, 2013)

Depresyondan gözlemlenen tanı ölçütlerinde klinik görünüm şunlardır; Çökkün duygu durumu, ilgi azlığı ve anhedoni, sıkıntı hissi, bunaltı (anksiyete), affektif anestezi, bilişsel bozukluklar, düşünce süreci ve akışı. Düşünce içeriği şu şekildedir; suçluluk-değersizlik fikirleri, olumsuz düşünceler, umutsuzluk, kararsızlık, hipokondriak uğraşılar ve ağrı, obsesif ruminasyonlar ve fobiler, intihar düşünceleri ve girişimleri, konsantrasyon güçlüğü, bellek bozukluğu, algı bozukluğu ve dikkat bozukluğudur. Bedensel ( Vejatatif Belirtiler) şunlardır; enerji azlığı, iştah azlığı-kilo kaybı / iştah artışı-kilo alımı, cinsel istek kaybı, uyku düzensizlikleri ve sirkadien ritm bozukluklarıdır. Davranışsal belirtiler ise psikomotor retardasyon ve psikomotor ajitasyondur.

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR?

Çocuklarda ve gençlerde depresyon, bazı semptomları yetişkenlerle benzerlik gösterse farklılıkları vardır;

Küçük çocuklarda depresyon belirtileri arasında üzüntü, sinirlilik, her zaman birlikte olmaya çalışma, kaygı, sebepsiz ağrılar, okula gitmeyi reddetme veya halsizlik.

Ergen depresyonunun belirtileri arasında sinirlilik, üzüntü, negatif düşünceler ve değersizlik duyguları, öfke, okulda düşük performans, yanlış anlama duyguları, aşırı duyarlılık, uyuşturucu veya alkol kullanımı, aşırı yeme, düzensiz uyku, kendine zarar verme, normal aktivitelere karşı ilginin azalması veya kaçınma yer alır.

DEPRESYON RİSK ETMENLERİ

Depresif bozukluğun risk etmenleri; cinsiyet, aile özgeçmişi, stresli yaşam tarzı, aile yapısındaki işlevsel bozukluklar, hayal kırıklıkları, erken yaşta yetersiz aile bakımı, yaşanan erken olumsuz öyküler, obsesif ve bağımlı kişilik özellikleri, güvensiz bağlanma stili, psikiyatrik ve bedensel sağlık problemleri, sosyal destek eksikliği gibi faktörler majör depresif bozukluğuna öncü olmaktadır ve hastalığın seyrini etkilemektedir.

DEPRESYON NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Depresyon teşhisi genellikle fiziki muayene ile başlar. Fizik muayene sırasında doktor, bireyin fiziksel sağlığı ile alakalı sorular sorabilir. Çünkü; bazı durumlarda, depresyon altta yatan bir fiziksel sağlık sorunuyla bağlantılı olabilir.

İlk aşamada fiziksel sorunu saptamak adına laboratuvar testleri gerekli olabilir. Doktor, tam kan sayımı yaptıktan sonra, triod bezinin düzgün çalışıp çalışmadığını test edebilir.

Bir sonraki adım psikiyatrik bir değerlendirmedir. Ruh sağlığı uzmanı, semptomları, düşünceleri, duyguları ve davranış kalıpları hakkında bilgi edinmek için sorular sorar. Bu soruların cevaplanması için bireyden anket doldurması istenir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)