İlişkiler

Yazar Ali Rıza Erdoğan • 29 Kasım 2023 • Yorumlar:

Bu gün biraz ilişkiler üzerine konuşmak istiyorum. Hem sıkça sorun yaşanılan, beklentilerin karşılanmadığı, öfkenin bastırıldığı, taktik oyunlarının had safhada olduğu, güven problemlerinin can sıktığı, ilgi ve sevgi dozunun yetersiz bulunduğu, kaybetme korkusunun had safhada olduğu , kötü giden ama bitirliemeyen ilişkiler üzerine, sevgililik üzerine, aşk üzerine aşkın belki de dönüşümü üzerine…

Karşıdaki partner üzerinden kendini değerli hissetmeyi güden ilişkiler sağlıklı bir temele oturmaz. Kişiler ilişkiler aracılığı ile karşıdaki yansımasını karşıda oluşlan kendisini görmek isterler. Bu yönü ile de ayna gibi bir işlevi bulunmaktadır. Kişinin karşıda idealize ettiği ve dolayısı ile ihtiyacı olan nedir ve bu ihtiyacını alacağını nasıl varsaymaktadır. Sonra zaman geçiyor gelecekte bunu alamayınca bu beklentiler karşılanmayınca da hayal kırıklığı ve öfke kişinin yolunu beklemektedir. Bu ortaya çıkınca da tripler, küsmeler, cezalandırmalar, sessiz kalmalar, duvar örmeler derken bir sürü can sıkıcı taktik devreye girmektedir.

Çoğu zaman kişi üzerinde prim yapacağı bir partner arayışındadır, eksiğini tamamlama peşindedir. Karşıdaki kişiyi değil kendi eksiğini sevmektedir. Bu eksiği onda bulacağına kendini inandırmıştır ve bu olmayınca veya bir zaman sonra bunun olamayacağı anlaşılınca da öfkelenmektedir.

Böyle olunca partnerini de iyileşme aracı olarak görmektedir. Vermeye değil almaya odaklıdır ve motivasyonu bu yönde ilerlemektedir. Bencillik ön plana çıkmaktadır.

Partnerde kendisine uymayan hatta rahatsızlık yaratan bazı özellikler bulmasına rağmen kişiler nasıl olsa değiştiririm yanılgısı ile hareket etmektedirler. Kişi kendisine uymayan bu yönleri eleştirerek, yok sayarak, üstüne giderek, mantıksal ikna etme yolları ile değiştiremez ve bu çabaları aslında ilişkiyi de berbat eder.

Biten ilişkide eksik ne ise kişiler yeni ilişkilerde hep onu ararlar. Kıyaslamaya girerler ve o ilişkiyi de kaosa çevirirler. Biten bir ilişkiden sonra tepkisel olarak bir ilişkiye başlamak veya kendini onarmak için bir ilişkiye başlamak bozuk stratejileri devam ettirmektir.

Elde tutma gayreti, aldatılma korkusu, terk edilme korkusu ile bir ilişki yürümez ve her iki tarafı mutsuz etmekle sonuçlanır.

Estetik güzelliğinden güç alanlar daha az çabalamaktadırlar ve ben haklıyım, zaten benim bir şey yapmama gerek yok anlayışı içinde olurlar. Dolayısı ile de daha fazla aldatılırlar.

Böyle durumlarda güzel bir partnerden mi yoksa iyi bir insandan mı ayrıldın diye sormak daha doğrudur. 

Bazen kadın babasına benzeyen birini alarak onu cezalandırdıkça babasına olan öfkesini çıkarır ve intikam alır. Baba ile bitmemiş sorunlarını partneri üzerinden farkında olmadan yürütür.

Bağımlı bir ilişkide en yüksek motivasyon kaybetme kaygısıdır. Kıskançlık içerir. Kontrol etme o safhaya varır ve kişiler adeta birbirinin jandarması konumuna geçerler.

Kişi tüm hayatını ilişki olarak görmemelidir.  Bağımlı ilişkilerde sevgi ve aşk çoktur ama kaygı da o kadar çoktur. Kaygı ve korku adeta aşkın kaynağı haline gelmiştir. Çarpıtılmış düşünceler kaybetme korkusuna yol açar.  Özgüven kendini değerli hissetme partnere bağlanır. Çok verici olur karşılığını alamayınca da öfke patlamaları olur. 

Partneri kontrol etme davranışı ön planda olur. Kontrol eden kendisini güçsüz hissedendir. Karşıdaki kişi ne yaparsa yapsın bitiremez. Bu durumun sebebi çarpıtılmış düşünce ve inançlardır. Atfedilmiş hayali senaryolardır. 

Kişi kendi senaryosunu değiştirmezse farkına varmazsa veya terapi almazssa her ilişkide sadece oyuncular değişir. Aynı senaryo tekrar eder. Bu bir döngü olarak hayatında sürer gider ve niye böyleleri hep beni buluyor diye feryad edip durur

Kişiler zor dönemlerinde daha hızlı kararlar alırlar. Oysa güçsüz, mutsuz, zor anlarda ilişkiler için karar almamak lazım.

Bütün bu gösterilen çaba  onunla olmak mı onunla mutlu olmak mı işler birbirine karışır.

Engellenen her şey güçlenir.  Engellenene her şeyde gizem ve cazibe vardır. 

Heyecanı yüksek olan değil, huzur ve güveni yüksek ilişki istenmelidir. Zıt tercihler, imkansızın peşinde koşmanın nedeni: kusurluluk ve özgüven sorunudur.

Yanlış insanı doğru yapmaya çalışmak için uğraşmaktansa doğru insanla başlamak gerekir. Geçmişe saplanıp kalmak değil geleceği inşaa etmeye odaklanmak işlevsel olandır.

Mutlu olmak istiyorsan önce seni mutsuz eden tavır ve davranışlarını fark ederek bunları değiştirmeye çalış. Böyle davranmaya yol açan içsel ihtiyaçlarının farkına var. Bu tavırlarından ısrarcı olmaktan vazgeç ki mutlu olmanın yolu açılsın.

Kaygının temelinde olayı büyütmek kendi gücünü küçültmek vardır. 

İnsanlar haklı çıkma çabalarına odaklanmaktan, sorun çözme durumuna odaklanmayı başaramıyorlar.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)