Trombosit Sayım Yüksek: Ne Olabilir?

Trombosit (pıhtılaşma hücreleri) veya kan pulcukları kan pıhtısı oluşumunda görev alan hücrelere verilen isimdir. Düşük trombosit sayıları veya fonksiyon bozuklukları kanamaya yatkınlığı artırırken, yüksek trombosit sayıları tromboz (damarda kanın pıhtılaşması) riskini yükseltir.

Trombositoz nedir?

Trombositoz, kandaki trombosit sayısının yüksek olmasıdır. Trombositler plazmada bulunan pıhtılaşma hücreleri olup, kanama sırasında pıhtı oluşturmak üzere birbirine yapışarak kanamayı durdururlar. Trombosit yüksekliği inme, kalp krizine neden olabilir veya herhangi bir organa giden damarda pıhtı oluşturabilir.

Trombositoz ikiye ayrılır:

  1. Primer (Birincil)

  2. Sekonder (İkincil)

1. Primer (Birincil) trombositoz: Esansiyel trombositemi olarak da adlandırılır. Kemik iliğindeki aşırı üretim sonucu trombositlerin sayıca artmasıdır. Nedeni bilinmemektedir. Kan veya kemik iliğinde bazı gen mutasyonlarının bu duruma neden olabileceği gösterilmiştir. Fakat bu mutasyonlar kalıtsal yani aileden geçişli değildir, yaşamın bir döneminde sonradan kazanılan mutasyonlardır.

2. Sekonder (İkincil) trombositoz: Altta yatan başka bir neden vardır. Bu neden düzelmedikçe trombositoz düzelmez. Başlıca sayılabilecek nedenler:

  • Demir eksikliğine bağlı kansızlık

  • Kanser

  • İnfeksiyon veya infeksiyon dışı iltihap durumu

  • Cerrahi, özellikle splenektomi (dalağın çıkarılması)

Trombositozun doğal seyri nasıldır?

Eğer trombositoz altta yatan bir nedene bağlı ise yani sekonder trombositoz ise, o neden düzelince trombosit sayısı normale döner. Örneğin bir infeksiyona bağlı trombosit sayısı yüksek bulunmuşsa, infeksiyon uygun antibiyotik ya da antimikrobiyaller ile tedavi edildiğinde trombosit sayısı da genelde normale döner. Ameliyat olduktan sonra bir yükselme olmuşsa, ameliyattan sonra beli bir zaman dilimi içinde normale gelir. Trombosit sayısı genelde kısa bir süreliğine yükseldiği için, sekonder trombositoz anormal kan pıhtılaşmasına neden olmaz.

Primer trombositoz veya esansiyel trombositemi durumunda ise pıhtılaşma komplikasyonları ve ciddi kanama görülebilir. Bu durum genellikle trombosit sayısının ilaçlarla iyi kontrol edilmesiyle önlenebilir. Ancak, yıllar sonra kemik iliği fibrozisi (skarlaşma) gelişebilir. Hastaların küçük bir yüzdesinde lösemiye dönüşüm görülebilir.

Trombositoz belirtileri nelerdir?

Çoğu hastada herhangi bir belirti bulunmaz. En sık görülen belirti ve bulgular; burun, ağız ve diş etleri veya mide ve bağırsak sistemi gibi çeşitli bölgelerden kanamadır. Anormal kan pıhtılaşması da, inme, kalp krizi ve karın kan damarlarındaki sıra dışı pıhtılara yol açabilir. Esansiyel trombositemi olan bazı hastalar, el ve ayaklarda kızarıklık, ağrı, şişlik, hissizlik ve karıncalanma oluşabilir. Bu duruma eritromelalji adı verilir.

Trombositoz nasıl teşhis edilir?

Altta yatan durumun bulunması (demir eksikliği anemisi, kanser veya infeksiyon gibi) trombositoz tanısı ve tedavisine yardımcı olabilir. Eğer ikincil bir neden tespit edilmezse, hastanın esansiyel trombositemi olup olmadığı tetkik edilmelidir.

JAK2 olarak adlandırılan gende mutasyon olup olmadığına yönelik bir kan testi, esansiyel trombositemi teşhisine yardımcı olabilir. Bununla birlikte, vakaların sadece yaklaşık% 50'sinde pozitiftir. Diğer gen mutasyonları da test edilir, ancak bunlar sadece hastaların düşük bir yüzdesinde pozitiftir. Tanıyı doğrulamak için kemik iliği aspirasyon ve biyopsi yapılarak, alınan örneğin bu yönde incelenmesi gerekir.

Trombositoz nasıl tedavi edilir?

Semptomu olmayan hastalar stabil seyredebilir ve sadece doktorları tarafından rutin aralıklarla kontrol edilmesi yeterli olabilir. İkincil trombositoz formları nadiren tedavi gerektirir.

Belirti ve bulguları olan hastalar için birkaç tedavi seçeneği mevcuttur. Biri trombositoza neden olan hastalığı tedavi etmektir. Bazı durumlarda, hasta kan pıhtılarını önlemeye yardımcı olmak için aspirin alabilir. Bu amaçla kullanılan düşük doz aspirin genellikle mide rahatsızlığına veya kanamaya neden olmaz.

Esansiyel trombositemide, trombosit üretimini kemik iliği ile baskılamak için ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar genellikle sürekli alınmalıdır. İnterferon bir başka tedavi seçeneğidir, ancak daha fazla yan etki ile ilişkilidir.

Trombositlerin aşırı üretimini bastırmak için yeni ilaçlar geliştirilmektedir. Yine, ağır hayatı tehdit eden trombositoz vakalarında, trombosit sayısını daha güvenli seviyelere indirmek için trombositaferez denen bir işlem uygulanır. Bu işlem için diyaliz cihazına benzer bir cihaz kullanılır. Hastanın kanı bir koldan alınarak, içindeki trombositler ayrılır ve eş zamanlı olarak kanın geri kalan kısmı diğer koldan hastaya geri verilir. Bu şekilde trombositlerin uzaklaştırılması ile trombosit sayısı düşürülmüş olur.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Hakan İsmail Sarı Hematoloji, İç Hastalıkları Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)