DoktorTakvimi.com: Bu uzmanlık alanını tercih etme sebebiniz nedir?
"Beslenme ve Diyetetiği tercih etmemin sebebi tam anlamıyla bir domino etkisi diyebilirim. Nasıl mı ? Bebeklik döneminde hızla kilo artışı yaşamaya başladığımda, pediatri uzmanının ileride obez olma riskimin oldukça yüksek olduğunu söylemesiyle başladı. Tabii o zamanlar diyetisyenden yardım alma gibi bir durum yoktu çünkü mesleğimiz daha yeni yeni yayılıyordu. Bu yüzden annem de elinden geldiğince sağlıklı beslenmemi sağlayarak normal kiloma ulaşmamı sağladı. Liseye geldiğimde ise; olmam gereken kilonun altındaydım ve bir süre demir eksikliği tedavisi almaya başladım. Yavaş yavaş kilo alıyordum ve kilo aldıkça halsizliğimin azaldığını gözlemliyordum. Yani kısacası doğduğumdan beri beslenmeyle bu kadar içli dışlı olmamdan dolayı lisenin başından üniversite tercihine kadar ben diyetisyen olacağım diyordum. Hatta istediğim bölüm için bir sene daha üniversite sınavına hazırlandım. Hem de etrafımdaki mesleğe karşı olan önyargılara kulaklarımı tıkayarak. Sanılanın aksine oldukça yüksek puanla girdiğimiz beslenme ve diyetetikte yalnızca kilo verdirmeyi öğrenmiyoruz. Çocuk hastalıklarında beslenme, hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi ve kurum beslenmesi adı altında öğrendiğimiz diyet planlamaları da gördüğümüz dersler arasında. Aslında diyetisyenliği buz dağına da benzetebiliriz. Güzelliklerinin yanı sıra zorlukları da var her meslek gibi."
Mutlaka zor bir meslektir, o yüzden şöyle soralım: Mesleğinizin kendine özgü zorlukları nelerdir?
Bence mesleğimizde en büyük zorluk herhalde alanda branşlaşmanın olmamasıdır. Branşlaşmanın olması diyetisyenlerin alanlarında kendilerini geliştirebilmelerini sağlar. Danışana olan faydası ise ihtiyaca yönelik danışmanlık hizmetini alanında uzman kişilerden alınıyor olmasıdır. Bu sebeple hedef kitleye ulaşmada ne yazık ki diyetisyenlerimiz zorluk çekmektedir.
Yaptığınız iş ile ilgili en sevdiğiniz 3 şey nedir?
Mesleğim ile ilgili en sevdiğim 3 şeyden bahsedecek olursam bana kazandırdıkları diyebilirim. ilk olarak yeni hayatlara dokunarak, kültürleri ve yaşam stillerini tanıyarak empati duygumun güçlendiğini söyleyebilirim. Öyle ki empati olmadan kurulan iletişimde bir süreden sonra danışan kendisinin dinlenmediğini düşünebilir ve danışmanlığı sonlandırmak isteyebilir. Bir diğer kazanımım ise sabır. Neden mi ? Bir hocam şöyle demişti: Beslenme büyük bir pasta ve herkes bu pastadan bir dilim almaya çalışıyor. Gün geçmiyor ki herkes diyetisyencilik oynamasın. Yalan yanlış bilgiler ortalıkta dolaşırken herkese doğrusunu açıklamaya çalışmak büyük bir sabır gerektiriyor gerçekten. Unutmayalım ki bizler bu mesleği seminerlerden veya kurslardan almadık. Bizler 4 yıllık lisans eğitimi alıp, çeşitli stajlar yaparak diyetisyen unvanını almaya hak kazandık. Son olarak kazandığım bir diğer şey ise faydalı olabilmedir. Bazı hastalıklarda medikal tedavi ile birlikte tıbbi beslenme tedavisi de uygulanmaktadır. Bu nedenle beslenmenin hastalığın gidişatında oldukça önemli rolü vardır.
Görev yaptığınız süre içerisinde sizi keyiflendiren veya aklınızda kalan bir olayı bizimle paylaşırsanız seviniriz.
Staj yaptığım dönemde beni oldukça duygulandıran bir olaydan bahsedebilirim. Üniversite son sınıftaydım ve pediatri stajımı devlet hastanesinde yapıyordum. Günümün çoğunu yatan hastaların menülerini kontrol etmekle ve vizite çıkmakla geçiriyordum. Vizite çıktığım bir gün diyabetik ketoasidoz nedeniyle yoğun bakıma yatan iki kız çocuğunu gördüm. Daha yeni tip 1 diyabet tanısı almışlardı. Yoğun bakımdan çıkışlarından karbonhidrat sayımını öğrenmelerine kadar her adımda birlikteydik. Yatış süreleri boyunca öğle ve ara öğün menülerini kontrol ediyor her öğünü doğru miktarda tüketip tüketmediklerini anlamamız adına tuttukları besin tüketim kaydını inceliyordum. Çıkış günleri geldiğinde ise yanıma gelip bana teşekkür edip sarılmışlardı. Hatta bir kağıda da benim hakkımda düşündüklerini tatlı mı tatlı şekilde yazmışlardı. Çok duygulandığım ve iyi ki bu mesleği yapıyorum dediğim her hatırladığımda da yüzümde tebessüm oluşturan bir anımdır.