Aile

Yol, yolcu ve yoldaş. Hayat yolunda hepimiz birer yolcuyuz. Bu yolculuk sırasında mutluluğu paylaşmak, hayatın yükünü taşımak için derdimize derman olacak bir yoldaş bulmak isteriz. Yoldaş olarak tabir ettiğimiz kişi ise eşimizdir. Allahu Teala bize kendi nefislerimizden eşler yaratmıştır ki onunla sükuna erelim.

Bu sükunetin en önemli yardımcıları, kadın ve erkeğin fıtratlarını bilmeleri, karşı tarafın fıtratları hakkında bilgi sahibi olmaları, anlaşılmaktan çok anlamaya odaklanmalarıdır.

Kadının ve erkeğin fıtratlarını bilmeleri ‘ben’i, karşılıklı fıtratları hakkında bilgi sahibi olarak anlayış göstermeleri ise ‘biz’i ortaya çıkarır. Nitekim Demir ve Durmuş (2015), uzun süre evli olan bireylerin evlilik algılarına bakıldığında genellikle kişisel istek ve arzulardan ziyade birlikte yaşama ve yuva kurma algılarının ön plana çıktığından bahsetmektedir. Günümüzde insanlar en çok bu konuda yanlışa düşmektedir. Bizler kadın isek kadın haklarını/davranışlarını okuyoruz ve biliyoruz, erkek isek yine aynı şekilde erkek haklarını/davranışlarını. Bu da bizi eşimize karşı savunma yapmaktan öteye geçiremiyor. Farklılıklarımızın bizi bir bütün yaptığını farkedip, anlayışımızı eşimizin yaratılış özelliklerine yönlendirerek, onu anlamaya çalışmalıyız.

Kadın ve erkek yaratılış itibariyle şekil, anlayış, bakış açısı bakımından farklıdır. Her iki cinste birtakım kadınsı/erkeksi roller varolsa da, bu genel ve baskın özellikleri değiştirmez. Kadın ve erkeğin, birbirlerinin farklı yönlerini araştırarak ona göre davranması gerektiğinin önemi burada devreye gitmektedir. Kadın için sevgi önemli iken, erkek için saygı daha önemlidir. Erkek eşinden saygı ve takdir gördüğü zaman, daha iyi eş olmak gayreti içine girer. Aksi takdirde, kadınlar erkeği ne kadar severse sevsin, saygı olmadığı zaman erkek buna inanmayacaktır. Sevgi ise kadın için hava, su kadar ihtiyaçtır. Kadın sevildiğini duymak ve hissetmek ister. Erkekler konuşmaya çok fazla ihtiyaç duymasa da, eşinin kendisini değerli hissetmesi için onu dinlemeli, onunla paylaşım içinde olmalıdır. Tersi bir durumda, kadın kendisini ve duygularını eşine kapatır. Erkek ise eşinin gerçek duygularından mahrum kalır.

Bu farklılıklar, içinde bulunduğumuz evlilik hayatında birini soyutlamak, birini diğerinden üstün tutmak demek değildir. Birey olarak birbirimizi kabul edip, kendi kişiliklerimizi ortaya koyarak, eşimizle bir uyum içinde olmak evliliğin asıl anlamıdır. Bu nedenle farklı yönlerimizi tanımak ve kabul etmek uyum için önemlidir.

Bahsedilen farklı yönleri kitap, dergi gibi çeşitli iletişim araçlarından  öğrenmek bir şekilde kolay olsa da, kabul etmek bireyleri zorlamaktadır. Burada geçmişin izleri, yaşanılan olaylara karşı, aileden gelen sabit bakış açısı vb. Durumlar önemli rol oynamaktadır. Eşe karşı olumlu bakış açısı geliştirmek ise açık ve etkili bir iletişim ile mümkün olacaktır. İki farklı yaşamdan ortak yaşama adım atmış bireylerin fikir ayrılığına düşebileceğini bilmek ve bunu aralarında dengelemekte iletişim sihirli bir değnek görevi görecektir. İletişim kurma stiline dikkat etmek, kilitlendikleri noktada birbirlerini incitmeden konuşma yollarını öğrenmek, küsme davranışını göstermemek, evlilikte güvenden sonra ihtiyaç olunan sevgi ve saygıyı da beraberinde getirecektir.

Yol, yolcu ve yoldaş yazdı hattat, Biri olmadan diğeri eksik kalır.

Ve ekledi: “Bak bu uzun bir yol, sen de bir yolcu. Yoldaşın vardır ve o, seni sana yansıtır.

Çıktığın an yol almaya başlarsın. Yol iz bilmesen de, yoldaşın ile düşe kalka yolunu bulursun.

Bak bu uzun bir yol, dedi hattat. Uzun ve zor, uzun ve meşakketli, uzun ama güzel bir yol. Eğer varsa yoluna adanacak yoldaşın…


 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Merve Kübra Çıtışlı Turgut Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uzm. Psk. Dan.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Merve Kübra Çıtışlı Turgut

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uzm. Psk. Dan.

Randevu al