Alerjik Astım

Yazar Leyla ŞahanAkupunktur Uzmanı • 15 Mart 2019 • Yorumlar:

Tüm dünyada 300 milyon insanı etkileyen, ülkemizde ise her 100 yetişkinden 7’sinde, her 100 çocuktan 15’inde görülen alerjik astım hastalığı, genetik ve çevresel tetikleyicilerin birlikte etkisi sonucu ortaya çıkmaktadır. Özellikle bahar ve yaz mevsiminde daha sık görülür. Alerjen adı verilen, havada bulunan, küçük partiküllere karşı bağışıklık sisteminin verdiği aşırı duyarlılık yanıtı sonucu gelişir. Alerji; vücudumuzun çevremizde sık olarak karşılaştığı allerjenler olan yabani ot, çimen veya ağaç polenlerine, küf mantarları ve sporlarına, ev içi ve dışı toz akarları veya evcil hayvan döküntülerine (saç, deri, tüy veya  salyaları) de karşı benzer koruyucu artmış reaksiyon vermesidir.  Bir alerjen ile karşılaştığımızda, vücudunuz IgE antikorları denilen molekülleri üretir. Bu döneme tanıma veya sensitasyon dönemi denir. Aynı alerjen ile tekrarlanan karşılaşmalarda bazı hücrelerden reaktif maddelerin salınması reaksiyonlara neden olur.  Bunlar, hava yollarında ödem, kaşıntı, akıntı artmasına ve hapşırmaya neden olabilecek bir dizi reaksiyonu tetikler. Bu reaksiyonlar çoğunlukla hava yollarında, deride ve barsaklarda kendini göstermektedir. Alerjik astımı olan kişilerde, akçiğer hava yollarındaki kasların kasılması ile öksürük,  açık renkli balgam çıkarma, solunum sıkıntısı (hırıltılı veya zor nefes alma ve verme, horlama, morarma, nefes sayısının artması), burun kaşıntısı, tıkanıklığı ve akıntısı, gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarıklık şikayetleri ortaya çıkarır. Ayrıca hava yollarının da sık enfeksiyonlarına da neden olabilir.

Tahriş edici maddeler alerjik reaksiyona neden olmasalar da astım krizini tetikleyebilir. Bunlar genellikle kirli çevre ve çalışma ortamında sık karşılaşılabilen kirlticilerdir. Tütün dumanı, motor veya sanayi dumanı, uçucu irritatif gazlar, sanayi tipi solvent buharı, güçlü kimyasal kokular, parfümler veya diğer kokulu ürünler ve soğuk hava sayılabilir. Hatta yoğun duygular ve emosyonel değişiklikler astımı tetikleyebilirler.

Kişiler ayrıca alerjenlere temas eder veya yerlerse alerjik reaksiyonlar görebilirler. Bu maruz kalma türü nadiren astım semptomlarına neden olur, ancak anafilaktik şok gibi ciddi ve hatta hayatı tehdit edici kan dolaşımını bozan bir reaksiyona da neden olabilir.

Allerjeni bulmak için alerji testleri önerebilir. Bu testler genellikle cilt yolu ile çok az miktarda şüpheli alerjenin karşılaştırılması temeline dayanır. Cilt reaksiyonun seviyesine göre derecelendirilir. Bir cilt testi mümkün değilse, bunun yerine bir kan testi ile alerjen taraması da yapılabilir. 

Eski alerjik yaklaşımlarda hava yolu alt ve üst olarak ayrılarak allerjik rinit ve astım olarak tanımlanmaktaydı. Ancak bügün alerjik tanı ve tedavilerinde tek hava yolu yaklaşımı daha fazla kabul görmekte, allerjik rinit ve astım birlikte düşünülerek tedavi edilmektedir.

Tedavide temel presnsip alerjenlerden ve alerjik astım tetikleyicilerinden kaçınmaktır. Polen sayısı yüksek olduğunda, mümkün olduğunca içeride kalınmalı, camları kapalı tutulmalı ve klimanız varsa, havayı filtrelemek için kullanılabilir (sık polen filtre temizliği yapılmış).

Toz akarlarını uzak tutmak için, yastıkları, şilteleri ve yatağınızı alerjen geçirmez kılıflara sarmak ve çarşafları haftada bir kez sıcak suyla yıkamak (60 derecede), ayrıca ağır perdeler veya elbise yığınları gibi tozların toplayabileceği eşyalardan kurtulmak son derece yararlıdır.  Çocuğunuzun alerjik astımı varsa, sadece yıkanabilir doldurulmuş oyuncaklar alınmalı. Mümkünse, duvardan duvara halıyı çıkarılmalı, evde nem bir sorunsa, küfü kesmek için bir nem azaltıcı cihaz kullanılabir, tesisat sızıntıları mutlaka  onarılmalıdır. Evcil hayvanları, yatak odasının dışında tutmak, küf ve hamam böceklerini önlemek için mutfağı ve banyoyu çok temiz tutmak önemlidir.  Bahçecilik ve çicek yetiştirme polen ve küflenmeye neden olabilir.

Alerjik Astım İçin İlaçlar: Havayollarının çevresindeki kasları gevşeten bronkodilatörler, nefes almayı kolaylaştırarak astım semptomlarını durdurmak için kullanılır. Ödemi azaltan anti-enflamatuar ilaçlar, astımın uzun süreli kontrolünde kullanılır.

Diğer ilaçlar hava yollarınızın alerjik reaksiyonu tetikleyen kimyasalların salınımının azaltılmasını veya engellemesini önleyebilir.

Bağışıklık sisteminizi belirli alerjenlere aşırı tepki vermemesi için desensitizasyon-aşı uygulanabilir.

Yapılan bilimsel çalışmalarda son yıllarda alerjik hastalıkların artışını; barsak flora bozukluğu, kimyasal-katkı madde içeren, genetiği değiştirilmiş, işlenmiş-paketli sağlıksız gıdalar, sindirim işlevinin bozulması (yanlış yeme alışkanlıkları, mide asidini azaltan ilaçların kullanılması...),  aşırı hijyenik ortam nedeniyle bağışıklık sisteminin gelişememesi, sezaryen doğumların artması, antibiyotik kullanımının artması, kronik stres, vitamin eksiklikleri, fabrikasyon ve GDO’lu yemle beslenen, antibiyotik ve hormon kullanılan hayvanların et ve süt ürünleri  vb gibi sebepler sorumlu tutulmaktadır. Doğal meyve ve sebzeler, beta karoten ve E ve C vitaminleri gibi antioksidanlar içeren besinlerle beslenmek önerilir. Bağışıklık sistemini dengeleyici, antienflamatuar tamamlayıcı tıp yöntemleri de kullanılmaktadır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Leyla Şahan Anesteziyoloji Ve Reanimasyon Uzm. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)