Ana Baba Çocuk İletişimi

Yazar İzzet ÖzerPsikolog • 28 Ağustos 2018 • Yorumlar:

Sahip olduklarınızdan 1oo yıl sonra yani büyük ihtimalle öldüğümüzde hangisi sizin için hala önemli olacak. Banka hesabınızdaki paranın miktarı ya da gayrimenkulleriniz elbiseleriniz zevkleriniz, kederleriniz…Ve çocuklarınız. Evet, bunlardan sadece geride bıraktıklarınızdan sadece çocuklarımızı hala önemsiyor olacağız. Onların sağlık mutluluk ve başarıları adeta bizi temsil etme yönlerini önemseriz. Onlar bizim hem dünyadaki bağımız hem de eserimiz. Adeta buradan giderken bıraktığımız en hoş sedadır. Bu yüzden çocuklarımıza gerçek değeri verebilmeliyiz.

İnsanlar acaba neden çocuk sahibi olmak isterler? Herhangi bir sağlık sorunu yaşayan bazı kişiler, olağanüstü çabalara girip neden mutlaka anne ya da babalık duygusunu yaşamak ister? “Yıllar sonra yaşlandığımızda bize bakarlar” cevabı hiç de yeterli ve inandırıcı değildir. Bizi anne ya da baba olmaya iten çok daha büyük bir dürtü olmalı. Muhtemelen genetik bir baskıdır bu. Yani bu açıdan bakıldığında yetişkinler, aslında çocuklarına muhtaçtır. Fakat ne oluyor da, çocukları büyüdükçe bazı yetişkinler, bu şansı kendilerine veren evlâtlarına karşı sertleşebiliyorlar? Oysa o bebek sayesinde aileleri şenlenmedi mi? Nineler, dedeler, komşular, hep birlikte dünyaya gelen bu yavruyu bağırlarına basmadılar mı? Bebek büyüdükçe aslında ana babalar da büyürler, olgunlaşırlar. Çocukları için mallarını, mülklerini, hatta canlarını veren ana babaları hep duyduk, gördük. Bununla birlikte babaya göre annenin yeri daha başkadır. Çünkü bebeği dünyaya getiren odur. O mucize sütü mukaddes bedenlerinde oluşturan, bebeklerini besleyen yine onlardır. Babalara gelince… Yapılan araştırmalara göre, babaların sevgi ile temas ettikleri çocukların zekâ düzeyleri daha yüksek çıkmış. Yani ana babalar, iki kanatlı bir kuş gibidirler. Mutlu ve başarılı bir gelecek için her iki kanadın da görevlerini yeterli biçimde yapması gerekir. Annenin ya da babanın gereğinden fazla yük taşıması, sorumluluk alması, diğerinin görevlerini yeterince yapamayacağından, çocuk için kuşkusuz olumsuz sonuçlar doğuracaktır.

Çocuğu olsun ya da olmasın, bir kadının gerçekten anne olup olmadığını anlamanın belki de en kolay yolu, bir başkasının çocuğunun bakımını yapıp yapamadığına bakmaktır. Annelik dürtüsü, kadınlarda çok kuvvetli bir motivasyon kaynağıdır.

DOĞURMAK MI, BÜYÜTMEK Mİ?

Çok eski zamanlarda, Kafkasya’da bir ayaklanma olur ve kral öldürülür. Kraliçe ise güç bela kaçar ve canını kurtarır. Ancak valizlerini hazırlama telaşına kendini fazla kaptırmış olan kraliçe, henüz bebek olan oğlunu sarayın odalarının birinde unutmuştur. Bu sırada hizmetçilerden biri, bebeği orada bırakıp ölüme terk etmektense, kendi hayatını riske atarak çocuğu alır ve saraydan kaçırır.

Hizmetçi, yıllarca yoksul bir hayat yaşasa da bebeği büyütür. Yaklaşık on yıl sonra iktidar yeniden değişir ve eski iktidar yanlılarına af çıkar. Bunu fırsat bilen eski kraliçe ülkesine geri döner. Ve hizmetçisini bulup oğlunu, aslında ülkenin yeni veliahdını ister. Hizmetçisi ise artık onu kendi çocuğu olarak gördüğü için vermez. Sonunda mahkemelik olurlar.

Açılan dava görüşülürken yargıç her iki kadını da haklı bulur. Çünkü biri çocuğun dünyaya gelmesini, diğeri de bakımını sağlamıştır. Yani her iki tarafın da çocuk üstünde hakları vardır.

Sonunda yargıç, veliahdın gerçek annesinin anlaşılabilmesi için küçük bir oyun oynamaya karar verir. Duruşma salonun ortasına bir metre çapında bir daire çizer ve çocuğu tam ortasına getirtir. Her iki annenin de çocuğun bir kolunu tutmasını sağlar. Oyun çok basittir. Başla, komutuyla anneler çocuğu kollarından, kendi taraflarına doğru çekmeye çalışacaklardır.

Kadınlar, çocuğu kazanabilmek için kuvvetle çekerler; ancak eski kraliçe çocuğu kendi tarafına çekmeyi başarır. Hizmetçi bir şans daha ister; fakat yine kaybeder. Eski kraliçe oyunu kazandığı için çok mutludur. Hizmetçi ise yargıca seslenir:

-Ama çocuğumun canı yanıyor. O yüzden bırakıyorum.

Yargıç zaten bu oyunu bilinçli olarak oynatmıştır. Bu yüzden çocuğu yeniden hizmetçiye, yani gerçek annesine verir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)