Antioksidanlara Neden İhtiyacımız Var?

Yazar Uğur Nedim YüceAkupunktur Uzmanı • 29 Mart 2021 • Yorumlar:

Antioksidanlar, özellikle son yıllarda popüler olmuştur.Gerek hekimler,gerek,sağlık profesyonelleri ve gerekse tüm insanların antioksidanlar hakkında iyi kötü bilgi veya farkındalıkları oluşmuştur. Bunda son yaşanan pandeminin önemli rolü olduğu,yadsınamaz.Zira bağışıklığımı nasıl artırırım sorusu herkes tarafından sorulmakta.Buna mukabil konuşan herkes de şöyle yap, şunu kullan,bunu iç gibi doğru veya yanlış olduğunu bilmeden,çoğunlukla kulaktan dolma tavsiyelerde bulunmakta.Peki doğrusu nedir,genel hatlarıyla inceleyelim:

Yaşamak için enerjiye ihtiyacımız var.Vücut bu enerjiyi, yediği veya depolamış olduğu besinleri kimyasal reaksiyonlarla parçalayarak bulabilir.Bu kimyasal reaksiyonların adı “oksidasyon” dur.Oksidasyonu yakma gibi de düşünebilirsiniz zira ikisi de oksijenle olur.Sonuçta vücut yangın yerine döner.Vücudun sıcaklığını 36.5-37 derecede tutmak zorunluluğu olduğunu düşündüğümüzde ise enerjinin her zaman lazım olduğunu ve yangının da her zaman var olacağını düşünebiliriz.Yani vücudumuz daimi bir oksidatif stress altındadır.Ayrıca enerji ihtiyacı arttığında, kimyasal reaksiyon miktarı da paralel olarak artacaktır.Bunlara örnek verecek olursak:

-Bakteriyel,viral her türlü mikrobial enfeksiyon

-Mikropsuz inflamasyon durumları(Eklemlerdeki şişlikler gibi)

-İlaç kullanımı

-Çevresel kirlilik,Radyasyon,Hava Kirliliği,Kalitesiz Su

-Ağır metaller

-Sigara

-Kimyasal gübre

-Kızartılmış Gıdalar

-Stres,Anksiyete,Depresyon

Oksidasyon ile yıkımı yapılan maddelerden enerji sağlanmış olur ancak serbest radikaller de oluşur.Oksijen vücutta, çiftlenmiş elektronu olmayan iki ayrı atoma ayrılır. Elektronlar çiftler halinde bulunmak isterler, bu nedenle serbest radikal de denen bu atomlar, elektronlarını çiftleyebilecekleri atom bulmak için vücudun altını üstüne getirirler. Bu da hücrelere, proteinlere ve DNA’ya zarar verir.

SERBEST RADİKAL TEHLİKESİ!

Serbest radikaller bir kez oluştuğunda, zincirleme bir reaksiyon başlayabilir. İlk serbest radikal, bir molekülden elektron kapar, böylece molekülün yapısını bozarak onu da bir serbest radikale dönüştürür. Bu molekül de başka bir molekülden elektron kaparak, onun yapısını bozar ve o molekülü serbest radikale dönüştürür. Bu domino etkisi en sonunda tüm hücrenin yapısını bozarak, hücreye zarar verebilir.

Serbest radikallerin neden olduğu zincirleme tepkime, hücre zarlarının bozulmasına yol açabilir, bu da hücreye hangi maddenin girebileceği ve hücreden hangi maddenin çıkabileceğini kontrol eden mekanizmayı etkileyebilir. Zincirleme tepkime yağların yapısının değişmesine neden olabilir, bu yağlar da damarlarda birikerek damar tıkanıklığına yol açabilir. Hasar görmüş moleküller mutasyona ve tümör büyümesine sebep olabilir. Kademeli hasar, DNA kodlarını değiştirebilir.Böylece KRONİK HASTALIKLARIN ve KANSERİN KAPISI AÇILIR.Damar tıkanıklığı, Alzheimer , Parkinson ve diğer pek çok hastalık serbest radikallerle bağlantılıdır. Ayrıca, kademeli serbest radikal hasarı birikimi olarak tanımlanan yaşlanmayla da bağlantısı vardır.

Peki bu kadar zararlıysa niye vücudumuz serbest radikalleri üretiyor?

Serbest radikaller yaşam için gereklidir. Bedenin havayı ve gıdayı kimyasal enerjiye dönüştürme kabiliyeti, serbest radikallerin zincirleme tepkimelerine bağlıdır. Serbest radikaller ayrıca bağışıklık sisteminin önemli parçasıdırlar, damarlar boyunca dolaşır ve yabancı istilacılara saldırırlar.

Serbest radikaller olsun ama bize zarar vermesinler!

Burada Antioksidanlar devreye giriyor.Yapılması gereken,serbest radikallere eksik elektronu verip hücrelerimizden çalmasını engellemek.Bu sayede kronik hastalıklara,hatta kansere yakalanmamızı önlemek.

Gıda maddelerinin içeriğindeki azalmadan bir önceki yazımda bahsetmiştim.Son yıllarda kronik hastalıkların artışını,kanserin daha sık görünüyor olmasının sebebini daha iyi anlayabiliriz. Çünkü yeterli antioksidan da alamıyoruz ve dışarıdan takviye olarak almamız gerekiyor.Her ne kadar şu yiyecek şöyle antioksidandır vs bilgiler verilse de bu,günümüz için geçerli değil maalesef.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)

Yazar