Asid-Baz Dengesi ve Bakkal Hesabı

Yazar Eyyüb YılmazAile Hekimi • 17 Nisan 2018 • Yorumlar:

Çok kafa karıştıran bir konuyu kendi dilimce izah etmek istiyorum. Hocalarımızın bir bölümü asid–baz dengesininçok sıkı ve dar bir aralıkta sabitlendiğini ve asla bu aralıkların dışına çıkılamayacağını aksi durumların yaşamla bağdaşamayacağını düşünüyorlar ve çok haklılar.

Gözden kaçan bir bilgi var. Vücudumuzdaki bu ph değerini sabit tutmak için gösterdiği disiplinin nedeni ne? Demek ki çok hayati bir durum olmalı.

Bu hayati faaliyetleri sadece bir organ üstlenmemiş, fizyoloji bilgimizden hatırlanacağı üzere ph düzenlenmesinde kullanılan solunum sistemi, renal boşaltım sistemi, kan dolaşım sistemi, karaciğer gibi devasa organların ortak hedefi bedenimizin-alkali- asiddengesinin korunması için reaksiyonlar zincirleri bulunur.

ASİD-BAZ SİSTEMİ BENCE VÜCUTTAKİ EN KARMAŞIK DÜZENLERDEN BİRİDİR.

Efendim diyor: “Beden asidliği yükselince kemikten Ca (kalsiyum) çeker dengeler”.
Bu da doğru.
Efendim diyor: “Vücut asidleştiğinde solunum sistemi daha fazla oksijen alarak ve CO2 i bedenden atarak dengeler”.
Bu da doğru.
Efendim: “Protein metabolizması sonrası açığa çıkan ürik asid arginin ve glutamat kullanılarak hızla üreye çevrilir”.
Bir şekilde çözüm üretilmiş olur çünkü aksi durum yaşamla bağdaşmaz.

Aslında kısa olarak özetlediğimiz bu düzenlemeler biyokimya derslerinde 20 saatlik ders konusu. Çok kompleks reaksiyonlar ile gerçekleşir.

Asidlik öyle bir durumdur ki tüketilen tüm besinlerin atık ürünlerinin sonucudur.
Yani ne tüketilirse tüketilsin atıkları asid özellikli olur. Ama egzoz gazlarına benzer bir kısmı kapkara bol kurşun içerir,bir kısmı açık renkli bir kısmı fark edilmeyecek kadar az olur.

Her bir metabolik atık ürünün bedenimizden atılımı, bir maliyet hesabı ile gerçekleşir.
Bizler bedenimize bir banka hesabı gibi bakmalıyız. Bu asid yüklerine bakışımız banka hesabımızdan çekilen nakit gibi kabul etmeliyiz. Biz bankadan fazla miktarda nakit çektiğimiz zaman borçlanırız.
 

BORÇLU BEDENLERİN HASTALIKLARA OLAN DİRENÇLERİ DÜŞER.

Düşünürseniz farkedeceksiniz ki tüm ekonomik krizlerin sonrasında ilk batan esnaf dolar borcu olanlar olur, sonra bu zor günlerde geçimine yetecek rezervleri olmayanlar batacaktır.

Aynı durum gribal enfeksiyonlar içinde geçerli beden kaynaklarını tüketenlerin hastalıkları çok daha ağır yatalak geçirir, bakarsınız yanı başınızda bir başka kişi ayakta geçirir.

Sözün özü şu: Asidlik ile mücadele etmek ciddi bir maliyet ile gerçekleşir bu maliyet

  1. Kalsiyum
  2. Magnezyum
  3. Potasyum
  4. Glutamat
  5. Krom gibi alkali minerallerin kullanımı ile tamponlar oluşturur.

Biz bu durumda akılcı olarak ne demeliyiz?

Bedenin banka hesabını dolduracak destekleyici besinleri artırmalıyız. Ancak Karbonat bu sistemde kullanılan on altı ayrı tampondan sadece biridir. Karbonat’ın etkinliği bir derece destekler. Kalsiyum bir derece, Magnezyum bir derece yarar sağlar. Ancak beden bankasının tüketimini azaltmak en akılcı tercih olmalıdır.

Buda tüketilen gıdalardan beden ph’ını en güçlü şekilde değiştirme gücüne sahip olan hayvansal protein yoğunluklu beslenmeyi azaltmak olmalıdır. Limon ve sirke ise içerdikleri sitrik-asid ile krebs çemberini aktive ederek etki ederler.

Bu yaşam çemberi bedenin temizlenmesinde atıkların detoksifikasyonu için gerekli hammaddeleri sağlar.

Sağlıkla Kalınız.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Eyyüb Yılmaz Aile Hekimliği, Kupa Terapi (Hacamat) Uzm. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)