Ayakbilek Çevresi Kıkırdak Sorunları

Yazar Yusuf Onur Kızılay • 29 Nisan 2024 • Yorumlar:

Ayakbileği anatomisi ve Kıkırdak yapısı

Ayak bilek eklemi tibia, talus ve lateral malleol adı verilen kemiklerin eklemleşmesi ile oluşan karmaşık bir eklemdir. Ayak bilek eklemi vücudumuzun tüm ağırlığını dar bir alanda taşıdığı için bu eklemdeki kıkırdaklara oldukça fazla yük binmektedir ve bu da bu bölgedeki eklem kıkırdağının önemini artırmaktadır. Bu sebeple ayak bilek eklemindeki küçük kıkırdak sorunları bile klinik olarak ciddi ağrı ve fonksiyonel kısıtlanmaya sebep olabilmektedir. Bu bölgedeki eklem kıkırdağının yapısı diğer eklemlerden biraz farklıdır. Ayak bilek eklem kıkırdağı diğer eklemlere göre daha incedir ancak üzerinde bulunduğu kıkırdak altı kemik dokusu yoğun miktarda yük taşımasından dolayı daha serttir. Eklem kıkırdağının genel anlamda kendisini onarma yeteneği yoktur. Bu bölgede hastaya rahatsızlık veren bir kıkırdak hasarı meydana geldiği zaman genel olarak rejeneratif terapiler ya da cerrahi olarak tedavi uygulanmaktadır.

Ayakbilek çevresindeki kıkırdak sorunları nasıl oluşur?

Ayak bilekte iki farklı tipte kıkırdak hasarı oluşabilir. İlk tip kıkırdak hasarı, ayak bilek burkulması, kırıklar ve farklı tipte travmalar ya da spor yaralanmaları sonucu gelişen kıkırdak hasarıdır. Bu tip yaralanmalarda kıkırdak hasarı travma sonucu kemik yüzeylerin birbiri ile çarpışması sonucu oluşur. İkinci tip kıkırdak hasarında ise eklemdeki kıkırdak dokusunun yıpranması sonucu uzun zaman içinde kıkırdak hasarı meydana gelir. Ani gelişen kıkırdak yaralanmalarında hastaların daha çok şikayeti olur ve bu hastalarda ameliyat ihtimali daha yüksektir. Uzun zaman içinde gelişen kıkırdak sorunlarında şikayetler genellikle daha azdır ve bu hasta grubuna ilk etapta ameliyat dışı tedavilerin uygulanması denenebilir.

Ayak bilek kıkırdak hasarı gelişmesi açısından risk faktörleri nelerdir?

Ayak bilek kıkırdak sorunları görülme riski özellikle bazı hastalarda daha yüksektir. Özellikle kayak, futbol, basketbol ve akla gelen bütün efor ve mücadele sporu ile uğraşanlarda ayak bilek burkulma ve travma sonucu kıkırdak hasarı gelişme riski diğer insanlara göre daha yüksektir. Eğer hastada ayak bilek direncini etkileyen bir bağ yaralanması varsa ya da ayak bileğe yakın bir eğrilik varsa, ayak bilek altında bir dizilim bozukluğu varsa yine bu hastalarda kıkırdak hasarı gelişme riski diğer insanlara göre yüksektir. Kilo fazlası kıkırdaklar üzerine binen yükü artırdığı için kıkırdak hasarı açısından risk oluşturmaktadır.

Ayak bilek kıkırdak sorunlarının belirtileri nelerdir?

Hastalarda en sık gözlenen şikayet genellikle ağrıdır. Hastanın ağrısı genellikle yük verme ile ilişkilidir. Bu hastalar ayağının üzerine yük verirken ayak bilek çevresinde keskin bir ağrı olmasından şikayet ederler. Yine bu hastalarda ayak bilekte takılma, kilitlenme batma gibi şikayetler olabilir. Ara ara topallama görülebilir. İstirahat halinde iken genellikle çok ağrı olmaz ancak yaygın kemik iliği ödemi olanlarda istirahat ağrıları da gözlenebilir.

Bu hastalığın teşhisi nasıl konulur?   

Yukarıda belirtilen şikayetlere benzer şikayetleriniz varsa bir ortopedi ve travmatoloji doktoruna görünmeniz önerilir. Doktor başvurusunda doktorunuz şikayetlerinizi dinler ve detaylı bir muayeneden sonra kıkırdak probleminden şüphelenirse sizden röntgen ya da MR gibi görüntüleme tetkikleri isteyebilir. Bu görüntüleme yöntemleri ile teşhis koyulduktan sonra ameliyat planlaması açısından bir bilgisayarlı tomografi görüntüleme gerekli olabilir.

Ayak bilek kıkırdak sorunlarının ameliyat dışı tedavileri nelerdir?

Hastada takılma kilitlenme gibi mekanik problemlere ait şikayetler yoksa ve sadece ağrı ön planda ise ilk etapta ameliyat dışı tedaviler uygulanabilir. Kıkırdak hasar bölgesinin altındaki kemikte yaygın kemik iliği ödemi olan hastalarda hastanın ayağı alçıya alınarak ya da koruyucu botlar verilerek birkaç hafta koltuk değneği kullanması önerilebilir. Bu sürede hastanın hasarlı bölgeye yük vermemesi kemik iliği ödeminin gerilemesine yardımcı olabilir. Bu tedaviden fayda görmeyen hastalara PRP ya da mezenkimal kök hücre uygulaması gibi eklem içi enjeksiyonlar denenebilir. Ameliyat dışı tedavilerden fayda görmeyen hastalar ya da büyük kıkırdak hasarı sebebi ile ameliyat dışı tedavilerden çok fazla fayda beklenmeyen hastalar cerrahi tedavilere yönlendirilir. 

Cerrahi tedavi seçenekleri nelerdir?

Ayak bilek kıkırdak sorunlarında en sık uygulanan cerrahi yöntem artroskopi yani kapalı ameliyattır. Kapalı ameliyatta ayak bilek eklemine yaklaşık 5 mmlik küçük kesilerden kamera ile girilerek hasarlı kıkırdak bölgesi tespit edilir. Serbestleşmiş kıkırdak parçaları özel aletler yardımı ile temizlendikten sonra kıkırdağın iyileşmesine yönelik müdahaleler uygulanır. Belli boyutların üzerinde kıkırdak hasarı olan hastalarda kapalı ameliyatlar ile uygulanan tekniklerin başarısı oranı daha düşüktür. Bu sebeple büyük kıkırdak hasarı olan hastalarda açık cerrahi teknikler uygulanır. Açık cerrahi tekniklerde ayak bileğinin iç ya da dış kısmındaki kemiklere kesiler yapılarak eklem açılır. Kıkırdak parçaları temizlendikten sonra dizden alınan kıkırdak parçası kıkırdak hasarı olan bölgeye transfer edilir ya da daha önceden kendi kıkırdak dokunuzdan özel laboratuvarlarda kollajen lifleri üzerinde çoğaltılmış olan kıkırdak hücreleri kıkırdak hasarı olan bölgeye nakledilerek kıkırdak hasarı tamir edilmeye çalışılır. 

Ameliyat sonrası süreç nasıldır?  

Ayak bilek kıkırdak ameliyatları sonrası kıkırdağın daha iyi iyileşebilmesi ve eğer açık ameliyat uygulandı ise kemik kesisi uygulanan bölgenin kaynaması için hastanın 4-6 hafta süre ile ayağının üzerine basmaması önerilir. Bu süre zarfında hastaların koltuk değneği ve koruyucu botlar kullanması gerekebilir. Doktorunuzun uygun gördüğü süre geçtikten sonra hastalar kısmi yük ile ayağına yük vermeye başlar. Ayak bilek egzersizleri genellikle dikişlerin alınmasını takiben başlanır. Ortalama 3. ayda normal yürüyüşlere, 6. ayda yavaş tempo koşuya 12. Ayda ise daha zorlayıcı spor aktivitelere müsaade edilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)