Bağlanma

Yazar Zehra MezgilPsikolojik Danışman Ve Rehber • 11 Temmuz 2021 • Yorumlar:

Bağlanma yaşamın erken dönemlerinde belirlenen ve bireylerin yakın ilişkilerindeki dinamiklerini düzenleyen ve süreklilik gösterdiği düşünülen bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. 1940’lı yıllarda bebeklik döneminden itibaren hastane ve bakım evlerinde büyüyen çocukların sosyal, psikolojik ve gelişimsel olarak yaşadığı sorunlar bağlanma teorisinin gelişmesindeki rol oynayan en büyük etkendir. Bağlanma kuramı 1969 da İngiliz psikiyatrist ve psikanalist John Bowlby tarafından ilk kez ortaya atılmıştır. Kuram bebeğin bedensel ve psikolojik gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesinin ön koşulunun bakıcısıyla kurduğu ilişkiye bağlı olduğunu savunmaktadır (Bowlby, 1969). Bowlby’ye göre bağlanma, bireyin hayatında değer verdiği kişiler ile beraber vakit geçirmekten zevk almasını ve sıkıntı, kaygı ve mutsuz hissettiği anlarda yine o insanlarla birlikte olduğunda rahatlamasını sağlayan özel bir bağ olarak kabul edilmiştir. Bahsedilen bu bağ anne baba ile bebek arasında ya da bakım veren birinci kişi ile bebek arasında gerçekleşebilmektedir (Bowlby, 2005). Bu bağlamda bağlanma kuramı çocukta benlik gelişimini temellerinin atılmasına ve çocukların dış dünya hakkındaki düşünce geliştirmesine katkı sağlayan duygusal zincir olarak ifade edilmektedir (Bowlby, 1988).

BAĞLANMA TÜRLERİ

  1. Güvenli Bağlanma

Güvenli bağlanmanın gerçekleşmesi için öncelikli şart bebeğe bakım veren kişinin duyarlı, yetenekli ve uyumlu olmasıdır (Crenshaw ve Stewart, 2019, s.130). Bebeklerin güvenli bağlanabilmesi için bağlanma figürünün sıcak, içten ve ulaşılabilir olması gerekmektedir. Güvenli bağlanma stilinde bebek çevresini keşfetmekten korkmaz. Bebekler bağlanma figüründen ayrılma durumlarında kendisini tehdit altında hissetmektedir ancak bakım veren geri döndüğünde olumlu tepkiler göstermektedir. Bebekler güvenli bağ sayesinde annelerinin varlığı ile huzur bulup sakinleşirken; annenin yokluğunda ise stres yaşamaktadır (Sümer, 2006). Güvenli bağlanan bebeklerin anneleri çocuklarına daha ilgili, duyarlı, rahatlatıcı ve çocuğunu çevreyi keşfetmesi için daha özgür bırakan bir davranış örüntüsü sergilemişlerdir (Aspelmeir, Kerns, 2003; Pietromonaco, Barrett, 2000; Rothbard, Shaver, 1994; Thompson, 1999). Güvenli bağlanmanın gerçekleşmesi için anneler kesintisiz ve her zaman ulaşılabilir bir yapıya sahip olmalıdır. Bu koşullar sağlandığında çocuklar stres yaratan koşullarda bile güvenlik duygusunu yaşayabilmekte ve gelişimsel dönemin gerektirdiği davranışları aktif olarak gösterebilmektedir.

  1. Kaçınmacı Bağlanma

Kaçıngan bağlanma stiline sahip bebeklerin en önemli özelliği anneleri ile arasında güçlü duygusal bir bağın kurulamamış olmasıdır. Kaçınmacı bağlanma stiline sahip bebeklerin anneleri soğuk, öfkeli, çocuklarına karşı daha ilgisiz, mesafeli, daha fazla reddedici ve çocukların yakınlık isteğine daha duyarsız davranışlar sergilemektedir (Beatson, Taryan, 2003; Parker, Scannell, 1998; Pietromonaco, Barrett, 2000; Pound, 1982).  Bebekler bakım vereninden bu kaçma davranışlarını gözlem yoluyla öğrenmektedir. Bu bebekler anneleriyle birlikteyken umursamaz tavırlar gösterir. Annelerinden ayrıldıklarında da bu duruma tepki vermezler. Anneleriyle yeniden bir araya gelen bebekler dikkatlerini ortama yöneltmişler ve annelerinden uzak durmuşlardır (Ainsworth ve arkadaşları, 1978). Bağlanma figürlerinin bebeklere karşı soğuk ve öfkeli davranışları zamanla kendilerinden uzaklaştırmalarına ve bebeklerin kaçıngan bağlanma tarzını benimsemelerine sebep olmaktadır (Küçük, 2020). Bowlby’e göre annelerin kaçınma düzeyi yüksek olduğunda başkalarına yönelik olumsuz algılarını çocuklarına da yansıttıkları böylece onları da olumsuz değerlendirdikleri için ilgi göstermemektedirler. Bu bağlamda annelerinden yeterli ilgiyi alamayan çocuklar başkalarının ulaşılmaz ve güvenilmez olduğuna yönelik bir zihinsel model geliştirmektedir.

 

  1. Kaygılı (Korkulu) Bağlanma

Kaygılı bağlanmanın en önemli nedeni bakım veren kişinin çocuğa tutarsız davranışlar sergilemesi ve yeterli ilgiyi göstermemesi sonucu ihmal etmesidir.   Kaygılı bağlanan bireyler bağlanma figüründen ayrıldıklarında stresli davranışlar ve direnç göstermektedir. Stresli durumlarda genellikle ağlama krizleri ile başa çıkmaya çalışırlar. Bakım veren kişi odadan ayrıldığında agresif davranışlar ve ağlama nöbetleri meydana gelmektedir. Bakım veren kişi odaya geri döndüğünde ise ağlama krizleri devam etmekte gerginlik son bulmamaktadır (Gökmen, 2009). Kaygılı bağlanma stiline sahip bebeklerin anneleri çocuğa gösterdikleri sevgi ve ilgilerinde tutarsız olup müdahaleci bir yapıda çocuğu yönlendirmeye hevesli davranışlar sergilemişlerdir (Aspelmeir, Kerns, 2003). Levy, Blatt, Shaver (1998) kendi ihtiyaçlarını çocuklarının ihtiyaçlarının üstünde tutan ebeveynlerin çocuklarının kaygılı bağlanma stiline sahip olduğunu söylemektedir.

 

Bağlanma Stilleri, Çocuğun Yaşamını Nasıl Etkiler?

Güvenli bağlanan çocuklar ebeveynleri tarafından anlaşıldığını, kabul gördüğünü ve değerli olduğunu hissetmektedir. Bu davranış örüntüsüyle büyüyen çocukların kendisine ve çevresine duyduğu güven olumlu anlamda desteklenmektedir. Bağlanma konusunda yapılan araştırmalar yaşamın ilk yıllarında güvenli bağlanma stili geliştiren çocukların güvensiz bağlananlara kıyasla daha az bağımlı olduklarını, çevreyi keşfetme sürecinde de daha ilgili olduklarını göstermektedir. Ayrıca güvenli bağlanma stili sayesinde çocuklar stresli durumlarda ve zorlayıcı yaşam olaylarında daha kolay başa çıkabilmektedir. Kaygılı bağlanma stilinde çocuklar çevresine ve diğer insanlara karşı olumsuz beklentiler geliştirmekte, kendisini çoğu durumda tehdit altında hissedebilmekte ve değersizlik duygularını yoğun bir şekilde hissedebilmektedir (Knox, 1999). Güvensiz bağlanma stili geliştirmiş çocuklarda depresyon, kaygı bozuklukları ya da davranış problemleri daha sıklıkta görülmektedir.  Bağlanma stilleri ile iletişim biçimlerinin ilişkisinin incelendiği bir araştırmada, güvenli bağlanan kişilerin diğer kişileri anlama, güvenme ve iletişim kurma durumlarında ve yakın ilişkiler oluşturmada daha pozitif yaklaşırken; Kaygılı/kararsız bağlanan bireylerin ise iletişim stillerinde oldukça negatif davrandıkları ortaya çıkmıştır (Subaşı ve Kazan, 2020). Anne babaların çocukları için yapmaları gereken en değerli şey çocukların anne babaları için herhangi bir çaba göstermelerine gerek duymadan, ebeveynleri olarak onları sevdiğini ve değer verdiklerini hissettirmeleridir.

Bağlanma stili çocuğun tüm hayatı boyunca kurduğu yakın ilişkilerdeki bağlanma davranışlarını olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyebilmektedir. Bu nedenle erken çocukluk döneminde kurulan bağlanma stilinin sağlıklı olması çok önemlidir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Zehra Mezgil Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Aile Danışmanlığı Psk. Dan.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Zehra Mezgil

Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Aile Danışmanlığı Psk. Dan.

Randevu al