• Ana Sayfa
  • Bipolar Bozuklukta Travmatik Stres ve Ruhsal Travma Tedavisi
Makaleler 29/04/2025

Bipolar Bozuklukta Travmatik Stres ve Ruhsal Travma Tedavisi

Uzm. Kl. Psk. Berfin Aşar Psikoloji
Uzm. Kl. Psk. Berfin Aşar
Psikoloji

Travma sonrası Bipolar bozukluk, duygusal dalgalanmalarla karakterize edilen karmaşık bir psikiyatrik hastalıktır. Bu hastalığın tedavisinde farmakoterapi önemli bir yer tutmakla birlikte, eşlik eden psikiyatrik hastalıklar, özellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), tedavi sürecini daha karmaşık hale getirebilmektedir. Bipolar bozukluk ile TSSB arasındaki etkileşim, hem hastalığın seyri hem de tedavi sürecindeki zorluklar açısından kritik bir öneme sahiptir. Eşlik eden TSSB, bipolar hastaların genel iyileşme süreçlerini olumsuz yönde etkileyebilir, semptomların şiddetlenmesine neden olabilir ve tedaviye verilen yanıtı zayıflatabilir. Dolayısıyla, bipolar bozukluk tedavisinde yalnızca duygudurum düzenleyici ilaçların kullanımı yeterli olmayabilir, aynı zamanda travma odaklı psikoterapi yöntemlerinin de uygulanması gereklidir.

Travma odaklı psikoterapiler, bipolar bozukluk hastalarının tedavi sürecine entegre edilmesi gereken önemli bir tedavi yaklaşımını oluşturur. Literatürde, özellikle EMDR (Göz Hareketi Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisi, TSSB’li bipolar hastalar için umut verici bir tedavi yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Bipolar bozukluk ve TSSB’nin eşlik ettiği hastalarda yapılan araştırmalar, EMDR terapisi ve diğer travma odaklı terapilerin duygudurum semptomları üzerinde olumlu etkiler yarattığını göstermektedir. EMDR’nin, yalnızca travma semptomlarını hafifletmekle kalmayıp, aynı zamanda depresif ve manik semptomlarda da iyileşmeye neden olduğu gözlemlenmiştir (Moreno-Alcázar et al., 2017; Novo et al., 2014).

Bipolar bozukluk hastalarının tedavi süreçlerinde travma odaklı psikoterapilerin önemini vurgulamak için yapılan çalışmalar, EMDR’nin bu gruptaki hastalar üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini ortaya koymaktadır. Ulaş (2017) tarafından yapılan bir çalışma, EMDR terapisinin bipolar bozukluk tanılı hastalar üzerindeki etkilerini incelemiş ve bu terapinin genel anksiyete, depresyon ve travma semptomlarını azaltmada etkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgular, bipolar bozukluğu olan hastalar için travma odaklı tedavilerin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Bununla birlikte, bipolar bozukluk ve travma odaklı terapi yöntemlerinin entegrasyonunun, daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyduğunu da unutmamak gerekir. Travma odaklı psikoterapiler, yalnızca semptomların tedavisinde değil, aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini artırmak ve uzun dönemli iyileşmeyi desteklemek açısından da önemli bir role sahiptir. Ancak bu yöntemlerin, her hasta için uygun olup olmadığının belirlenmesi ve tedavi süreçlerine dikkatli bir şekilde entegre edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, travma terapilerinin sadece duygudurum düzenleyicilerle birlikte uygulanması değil, aynı zamanda hastaların psikoterapiye erişim imkanlarının artırılması da gereklidir. Damgalama, ekonomik engeller ve tedaviye uyumsuzluk gibi faktörler, bipolar bozukluk hastalarının psikoterapiye erişimini engelleyebilir. Bu nedenle, bu hastaların tedavi süreçlerinde multidisipliner bir yaklaşım benimsenmeli ve hem psikoterapi hem de farmakoterapi eş zamanlı olarak uygulanmalıdır.

Sonuç olarak, bipolar bozukluk hastalarında travma sonrası stres bozukluğu gibi eşlik eden hastalıkların varlığı, tedavi sürecini önemli ölçüde zorlaştırabilir. Bu nedenle, psikoterapi yöntemleri, özellikle travma odaklı terapiler, tedavi planlarına dahil edilmelidir. EMDR terapisi, bipolar bozukluk ve TSSB’yi eşzamanlı olarak yaşayan hastalarda umut verici sonuçlar sunmaktadır ve bu alandaki çalışmaların artması, tedavi protokollerinin daha da güçlenmesine olanak sağlayacaktır. Gelecekteki araştırmalar, travma odaklı terapi yöntemlerinin bipolar bozukluk tedavisindeki rolünü daha ayrıntılı bir şekilde incelemeli ve bu terapilerin standart tedavi süreçlerine nasıl entegre edilebileceği konusunda yeni yaklaşımlar geliştirilmelidir.

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.