BOYUN HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Yazar Turgut GöksoyFizik Tedavi Uzmanı • 11 Ekim 2018 • Yorumlar:

BOYUN HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Boyun hastalıklarında hastanın tanısına uygun algoritim şemalarına uygun olarak tedaviler planlanırken hastalığın akut-subakut ya da kronik olup olmadığına göre değişik etaplar söz konusudur. Burada kimi zaman istirahat ön plana çıkacak kimi zaman da operasyon koşulları değerlendirilecektir. Bu tedavilerin sürelerinin de her hastaya göre değişkenlik göstereceği muhakkaktır.

İLAÇ TEDAVİSİ

Tedavide çeşitli ilaçlar ve farklı uygulama şekilleri söz konusudur. Hangi ilaç ve ne kadar süreyle sorusunun cevabı da hekimin iradesinde kalmalıdır. Bazı hastalar birbirlerine ikram bile ettikleri bu gibi ilaçların yan etkileri o kadar önemli boyutlara ulaşabilir ki yaşamı dahi tehdit edebilirler. Ağrılı bölgelere lokal enjeksiyonlardan dışarıdan sürülen merhemlere kadar çeşitli seçenekler söz konusudur. Günde 1-2 defa uygulanabilen bu merhemlerin hafif bir ovma ile yayılması ve sıcak bir havlu ile kapatılması etkisinin daha uzun ve daha fazla hissedilmesini sağlar. Ciltte yaralar, kızarıklıklar veya alerjik sorunlar varsa bu merhemlerden kaçınmak gerekir. İLAÇLAR ya tablet, ya enjeksiyon (IM-IV- IA-lokal), Fitil ya da merhemler şeklinde olaibilir.

FİZİK TEDAVİ yöntemleri:

Boyun ağrılarında ilaç kadar etkili olan bir diğer yöntem de fizik tedavidir. Amaç; ağrı gidermek, kasılmış adaleleri gevşetmek ve kısıtlanmış boyun hareketlerinin yeniden kazanılmasını sağlamaktır. Bozulmuş bir diskin veya boyun omurları arasındaki eklemlerin beslenmesini sağlamak amacıyla sorunlu bölgeye çeşitli ısılar tatbik edilir. Basit yüzeyel ısı tedavileri, evde sıcak havlu veya termoforlar kullanılarak yapılabilir. Sıcağın uygulanmayacağı çok sayıda ağrılı durumların da olduğu unutulmamalıdır.

Özellikle ağrılı bölgede renk ve ısı değişikliği olması, ağrının nedeninin akut bir travma olması veya ağrının iltihaplı bir romatizmaya bağlı olarak meydana gelmesi halinde sıcak uygulanmaktan vazgeçilmelidir. Hipertansiyon ve kalp hastalığı olanların sıcak uygulamalarda dikkat etmesi veya durum ciddi ise hiçbir zaman bu tedavilere yönlendirilmemeleri gerekir. Fakat bunun daha kontrollü ve vücudun sorunlu olan derin bölgelerine kadar inebilen türevlerini tercih etmek daha uygun bir seçenektir. Omurlar, diskler ve omurganın çeşitli bağlarına kadar etkisi uzanabilen ultrason ve radarı örnek olarak gösterebiliriz.

SERVİKAL Traksiyon; Sıkışmış disklerin ve içinden sinir köklerin geçtiği küçük kemik kanallarının rahatlaması amacıyla tercih edilen bir yöntemdir. Aynı zamanda kasılmış gergin adalelerin gevşetilmesine, boyun bölgesinin hareketlerinin sabit bir konumda dinlendirilmesine de fırsat verir. Şüphesiz boyuna bir çekme korsesi takarak yatarak veya oturarak yapılan bu yöntemde hassas ayarlı elektronik çalışma esaslarına uygun cihazlar kullanılmaktadır. Gerçi prensip olarak boyunun 2 farklı yöne doğru çekilmesini sağlayan basit cihazlar da çok kez iş görebilmektedir.

MASAJ; Boyun adale kasılmalarında bazen ağrı ve spazm o kadar fazladır ki boyun hareketleri kısıtlanmış bu hastalara değil masaj, hafifçe bile dokunulması aşırı ağrılara neden olabilmektedir. Ciltte yara, allerji, renkte kızarıklık ve şişlik varsa masaj düşünülmemelidir. Uygulama öncesi kasları gevşetmek amacı ile hafif sıcak uygulaması masajın etkisini daha artırabilir. Yüzeyel başlayıp daha sonra derin dokulara masaj yapılmalıdır. Ayrıca masajda; baskı, elle vurma ve titreşim yaratma gibi çeşitli şekilleri vardır.

ELEKTROTERAPİ: Çeşitli elektrik akımları kullanılarak yapılan tedavi şeklidir. Son yıllarda en çok tercih edilen şekli TENS akımlarıdır. Bir yandan masaj etkisi uyandırmak için uygulandığı yerde vakum yapıp bırakan diğer yandan elektrik akımları vererek kombine etkiyi hedefleyen “İnterferens vakum’’ uygulamaları da boyun ağrılarında kullanılan seçeneklerdendir.

KORSE KULLANIMI: Boyun ağrılarının akut döneminde korse kullanılmalıdır. Korse kullanma süresi, 3 hatta 4 haftaya kadar uzatılabilir. Korsenin şekli yine travmanın derecesine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Çenelikli ve boyunun tüm hareketlerini kısıtlayan büyük korselerden çeneliksiz nispeten daha küçük korselere kadar çeşitli tip ve boyutlarda boyun korseleri bu amaçla kullanılabilmektedir. Akut dönem geçtikten sonra korse gece çıkarılıp gündüz takılacağı döneme geçilir. Gece çıkarıldığında boynu koruyacak önlemlerin alınması gerekir. Korse hem istenmeyen boyun hareketlerini kısıtlamakta hem de kafanın ağırlığını hassas konumda bulunan boyun omurları üzerine binmesini engellemektedir. Daha sonra korse çıkarılması süreci başlar. Bu süreçte korse birden bir terk edilmez. Bir gün takılıp diğer gün çıkarılmak suretiyle korse yaklaşık 10-15 günde bırakılmalıdır. Elbette bu süre içerisinde çok ağrılı dönemlerde korse çıkarılma günü olsa bile yine korse takılabilir. Ayrıca seyahat, işi veya uğraşı gereği ağrı oluşturabilecek bir duruş konumunda kalmak mecburiyeti varsa korseyi bu durumlarda bir süre daha kullanması uygun olacaktır.

Boyun egzersizleri

Boyun ağrısı riski taşıyan kişilerin de ileride ortaya çıkabilecek boyun ağrılarından korunmak için boyun egzersizleri yapmaları uygundur. Koruyucu boyun egzersizleri en az haftada 3 defa yapılmalı ve 20 dakikadan az olmamalıdır. Tedavi amacıyla yapılan egzersizler her gün yapılmalı ve günde 2 veya 3 defadan az olmamalıdır. Bu egzersizlerden hangisinin ne kadar süre ve sıklık ile yapılacağı ve zamanla ne şekilde artırılacağı doktor önerisiyle olması gerekir. Bilinçsizce yapılan egzersizin yarardan çok zarar getireceği unutulmamalıdır. Boyun egzersizleri 8 aşamada yapılabilir.

1- Gevşeme ve ısınma egzersizleri

2- Boyun çevirme (pasif- aktif )

3- Omuz saati

4- Boyun saati

5- Omuz germe

6- Omuz kuşağını esnetme

7- Omuz döndürme

8- Sırt kaslarını esnetme

9- 1.kaburganın gerilmesi

10- Boyunda dirence karşı egzersizler

BOYUN AĞRILARINDA GÜNLÜK YAŞAM

Boyun ağrısı riski taşıyan cerrah, diş hekimi, boyacı, sıvacı, seramikçi, bilgisayarcı, örgü ve nakışçı gibi mesleklerde olanların daha sorunları başlamadan önlemler alması gerekmektedir. Daha çocukluk ve öğrencilik çağlarında başlayacak şekilde yanlış oturuş ve duruş bozukluklarımız varsa bunun önlenmesi için uzmanlardan yardım almak ve önleyici egzersizler yapmak şarttır. Ağrı çeken insanların bazı hareketleri yapamazlar. Yaşam kalitesi azalan ve hayattan bıkmış bu insanlar günlük yaşam için bazı önlemler almaları gerekir. Tıpkı bel ağrılı kişilere bel okulunda öğretmeye çalıştığımız gibi daima “aklım boynumda“ ilkesini öğretmek amacımız olmalıdır. Ağır cisimleri kaldırmaktan kaçınmak gerekir. Zorunluluk varsa eşit olarak kollara paylaştırılmalıdır. Aniden ve ağırlığı tahmin edilemeyen bir cisim kaldırılırsa omurga bundan zarar görebilir. Ağırlıklar omuzun yukarısındaki bir seviyeye kaldırılmamalı gerekirse bacak üzerinde ve omuzda dinlendirilerek birkaç aşamada yukarı yükseltilmelidir. Dirsekler bu kaldırma sırasında fazla bükülmemeli olabildiğince dik açıya yakın konumunu korumalıdır.

Ağırlık uzun süre kollarda kalmamalı ve her iki elin birlikte katıldığı hareketler tercih edilmelidir. Kolları yukarıda tutmak zorunda olan mesleklerde daha yukarı yükselmek yerine merdiven kullanılabilir. Yukarı yükselerek iş yapmak zorunda kalan boyacı, sıvacı, perdeci ve buna benzer mesleklerin boyun kol ağrılarına yakalanma olasılıkları fazla olduğu için koruyucu egzersizlere erkenden yani ağrılar ortaya çıkmadan başlamaları gerekir. Oturma sırasında sırt dik pozisyonda olmalı ve belli zaman aralıklarla oturma sona erdirilmeli ve ayağa kalkıp bir süre dolaşma aralıkları verilmelidir. Daha iyisi bu zaman aralıklarda boyun ve sırt adalelerini gevşetecek bazı egzersizler yapılmalıdır. Televizyon seyretme sırasında mutlaka baş arkaya dayanmalıdır. Böylece kafanın bütün ağırlığı uzun süre boyun üzerinde tutulmamalıdır. Sinema, tiyatro gibi uzun oturuşlarda benzer şekilde kafa mutlaka arkaya yaslanmalıdır.

Çocuklar ve boyun ağrısı

Çocuklarımızın ileride boyun ağrısına neden olacak yanlış duruş konumunda kalmamaları için önlem alınması gerekmektedir. Aynı şekilde sıralarında yanlış konumda oturan çocukların öğretmenleri tarafından doğru oturuş biçimlerinin öğretilmesi gerekmektedir. Sıralarında yanlış oturan çocukların postürleri bozulur ve ileride boyun ağrılarından kurtulamazlar.

ÖRGÜ ÖREN KADINLAR

Kadınların büyük kısmının ellerinde genellikle dikiş, nakış veya buna benzer işler vardır. Bu sırada boyunu ve sırtı kasılmış ve öne doğru boyunları fazlaca bükülmüştür. Üstelik bu esnada belli kasları biteviye kullanan bu gibi kadınlarda zamanla boyun ağrısı çıkması kaçınılmaz bir durumdur. Bir kısmında geceleri ellerde uyuşmalar nedeni ile uykular kesilebilir. “Karpal Tunel Sendromu“ denilen hastalıklar da ortaya çıkabilir. Kadınların bir kısmı bu işleri hoşlanarak tıpkı meditasyon gibi yapar. Mecburen yapanlarda ise boyun ve sırtta ortaya çıkan ağrılar ve kasılmalar cehennem azabı ile eşdeğerdir. İsteyerek yapanlarda bile bir süre sonra boyun sorunları ortaya çıkabilir. Örgü örenler için egzersizler kurtarıcı olabilir. Bu nedenle bu işleri yapanların sık aralar vermesi, duruşlarının olabildiğince ergonomik olması önerilmelidir. 1 saati aşan örgü örme seansları kesilmeli en az 10 dakika egzersiz yapılması gerekir. Örgülerine devam etmesi şart olanların bu “saat başı ara ver ve ayağa kalk biraz dolaş“ kuralına uymaları şarttır.

BOYUN AĞRILI HASTALARIN YATAKTA YATIŞ ŞEKLİ

Sadece boyun ağrısı çekenler değil hiç ağrısı olmayanların bile yatarken boynuna dikkat etmesi gerekmektedir. Yataklar kısmen sert, yastıklar ise boyunun öne veya arkaya doğru fazlaca bükülmesine yol açmayacak yükseklikte olması gerekir. Yüksek yastık kullanmak kadar hiç yastık kullanılmadan yatılması da sakıncalıdır. Boyun ağrısı çekenlerin boyun kavsine uygun özel yastıklar kullanması tavsiye edilmektedir. Uykusunda sık dönüş yapanlarda, yüksek yastık boyunda olumsuz bükülmelere yol açabilir. Bu durumda, bir havlu yuvarlanıp rulo haline getirilerek boyun kavsi doldurulmalıdır. Böylece, bilinçsiz olarak boyun döndürülse bile rulo dağılıp boynun istenmeyen açılara gelmesi önlenebilir. Yolculuk yapan boyun ağrılı kişilerin oturma esnasında uyurken boyunlarına aşırı yük binmesi söz konusudur. Bundan dolayı boyunu koruyan şişme yakalık şeklindeki boyun yastıklarını kullanması önerilir. Böylece uyku nedeniyle kontrolsüz durumda kalan başın ağırlığı tıpkı boyun korsesi işlevi gibi omuzlara dağıtılmış olacaktır.

BOYUN AĞRILARI VE SPOR

Bazı spor türleri boyun ağrısı nedeni olabilir. Bunlardan başlıcaları güreş, basketbol, judo, boks, aletli jimnastik, otomobil ve yüzme sporlarıdır. Güreş bu sporlar arasında en çok boyun omurgası zedelenmesine yol açan bir spor dalıdır. Zira bu sporda güreşçilerin yaptıkları ilk hareket el-ense çekmektir. Bunun dışında rakibinin boynunu kapmak döndürmek, sıkıştırmak sporun doğasında vardır.
Tuşa gelmemek için inanılmaz şekilde çabalayan güreşçilerin boyun omurgasının zedelenmesi kaçınılmazdır. O yüzden herhangi bir nedenle aşırı zedelenmiş bir boyun gördüğümüzde bu gibi omurgalar için “güreşçi boyunu” demek adet olmuştur. Güreşçilerin bu nedenle boyun filmlerini belli aralıklarla çektirmeleri bir fizik tedavi uzmanı nezaretinde düzenli egzersizler yapması maçlardan sonra bir süre koruyucu boyun korseleri kullanmaları önerilmektedir. Bir başka boyun omurgasını zedeleyen spor dalı boks’tur. Devamlı kafasına, çenesine yumruk alan sporcuların omurgasının çok erkenden yıpranacağı muhakkaktır. Koruyucu kask kafayı korumakla beraber boyun için tam bir koruma sağlamamaktadır. Boksörler de tıpkı güreşçiler gibi takip altında olmaları şarttır. Diğer spor dalları ile uğraşan sporcuların da periyodik kontrollerini düzenli olarak yaptırmaları ve koruyucu egzersizlere uymaları önerilmektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Turgut Göksoy Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)