Çene Kanseri

Çene kemiğinin kanseri; çenenin kendi dokularından kaynaklanabileceği gibi ağız ve solunum yollarının yumuşak doku kanserlerinin çene kemiğine yayılmasıyla da görülebilir. Alkol ve sigara tüketimi, uygun hazırlanmamış protezler, bozuk ağız hijyeni, tedavi edilmemiş diş çürükleri ve çene kistleri gibi sebepler çene kemiğinde kansere yol açabilir. Çenede bulunan kist ve kitleler diğer kanserlerde de olduğu gibi iyi huylu ve kötü huylu olabilir. İyi huylu lezyonlar genelde yapılacak uygun bir cerrahi müdahale ile tedavi edilebilirler. Kötü huylu lezyonlarda da cerrahi ilk yapılacak işlemdir. Kötü huylu lezyonlar için cerrahiye ek olarak ışın tedavisi (radyoterapi) ya da ilaçla tedavi (kemoterapi) gibi ek tedavilere ihtiyaç duyulabilir.

Çene Kanserlerinin Tedavisinde Cerrahi

Çene kanserlerinin cerrahi tedavisinde öncelikle kanserli doku çıkartılır ve hastanın kanserli dokulardan kurtulması sağlanır. Daha sonra ise çıkartılan kemik dokunun yerine yeni bir kemik doku çeneye nakledilir. Çeneye kemik dokunun transferinde en çok bacak kemikleri ve kalça kemiği kullanılır. En sık kullanılanı ise bacakta bulunan kemiklerdir (fibula kemiği). Çeneyi kemik transferi ile yeniden oluşturmak hastanın kanser tedavisi sonrasında katı besinler ile beslenmesi için önemli olduğu kadar hastanın tekrar sosyal yaşantısına geri dönmesini sağlayacak estetik görünümün kazandırılması açısından da önemlidir. Hasta ile hekim arasında çene kanserinin tedavisi sırasında yakın bir ilişki gerekir. Ameliyat sonrasında hastanın beslenmesinden, ağız hijyeninin bakımına, hastanın yatarken pozisyonuna kadar hasta ve hasta yakınının hekim ile birlikte hareket etmesi gerekir.

 

Çene Kemiğinin Onarılmasında Mikrocerrahinin Kullanılması

Mikrocerrahi; çıplak gözle dikilmesi imkânsız olan damar ve sinirlerin mikroskop kullanılarak dikilmesini sağlayan bir cerrahi tekniktir. Mikrocerrahi uygulamaları için özel cerrahi ekipman ve deneyimli cerrah gerekir. Çenede bulunan kanserli dokunun çıkartılması sonrası yeni kemik dokusu çeneye sıklıkla mikrocerrahi teknik ve yöntemleri kullanılarak nakledilir. Mikrocerrahi ile bacaktan alınan kemiği besleyen damarlar çeneye yakın bölgede bulunan damarlara dikilir. Böylece bacak kemiği, nakledildiği çene bölgesinde de kan dolaşımı kazanmış olur.

 

Çene Kemiğinin Onarılmasında Diğer Yöntemler

Uzun ameliyat süresinden olumsuz etkilenebilecek yaşlı hasta grubunda ya da mikrocerrahi yapmanın mümkün olmadığı yüz veya bacak damarları ile ilgili problemleri olan hastalarda titanyum ya da çelik plaklarla ya da titanyum implantlarla da çene kemiği onarılabilir. Ancak bu yöntemlerin önemli bir dezavantajı zaman içerisinde plak ya da implantları yerinde tutan vidaların kemik içerisinde aşınmalara sebep olabilmesidir. Bu durum gerçekleştiğinde plak ya da implant uygulandığı çene bölgesinde yerinden çıkar. Bu yüzden hastalar öncelikle mikrocerrahi yönünden değerlendirilir eğer mikrocerrahi uygulamak mümkün değilse plak ya da implant yöntemleri uygulanır.

 

Çene Kanseri Tedavisi Sonrası Dişlerin Durumu

Çene kanserli hastalarda, her ne kadar kanser tedavisi yapılıyorsa da hastanın kanser tedavisi sonrası fonksiyonel ve estetik açıdan en iyi duruma getirilmesi hedeflenir. Çenedeki kanserli dokunun çıkartılması sırasında kanserli dokunun üzerinde bulunan dişlerde kanserle beraber alınır. Hastanın çene kemiği onarıldıktan 6 ile 12 ay sonra nakledilen yeni kemiğin üzerine diş implantı uygulaması yapılır. Böylece hastanın kansere yakalanmadan önceki diş yapısına tekrar ulaşması sağlanır. Hastanın estetik görünümünün düzelmesi ve yeniden sorunsuz beslenebilmesi kansere yakalanmış olmanın verdiği psikolojik hasarın düzelmesinde çok önemli unsurlardır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Bekir Atik Plastik Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)