Çikolata Kisti Hastalığı

Endometriozisin tahmini olarak tüm Dünyada %10 civarında olduğu ve ülkemizde 1-1,5 milyon kadının bu hastalık ile yaşadığını biliyoruz. Her yaşta görülmekle beraber genellikle 30’lu yaşlarda üreme çağındaki kadınlarda görülüyor.

Endometriozis, rahim iç duvar tabakasının, normalde olması gereken bu bölge dışında vücudun başka bir bölgesine yerleşmesi ve odaklar oluşturmasıdır. İyi huylu östrojen bağımlı-kronik bir jinekolojik hastalıktır.

Endometriozis vücutta; yumurtalıklara, tüplere, bağırsaklara, idrar kesesine ve tüm bunlar dışında vücudun diğer organlarına da yerleşebilmektedir.

Çikolata kisti dediğimiz şey ise bu hastalığa bağlı oluşan kisttir. Her endometriozis hastasında çikolata kisti bulunmak zorunda değildir. Fakat halk arasında bu hastalığın ismi kistiniz olsun olmasın Çikolata kisti olarak bilinmektedir. Kiste çikolata kisti denilmesinin sebebi ise her menstrüasyon döneminde bu kistin içine kanama olması ( bunun dışında kist olmadığı durumlarda odak noktaları kanıyor fakat karın boşluğuna akıyor ve yapışıklık oluşturuyor) ve kist içinde birikimi sonucu kanın çikolata rengi almasıdır.

En çok görülen şikayetler; ağrı, hamilelikte güçlük, adet sancısı, ağrılı cinsel ilişki, karın altı ve kalça bölgesinde yaygın ağrı, ağrılı dışkılama, depresyon yaygın olarak görülmektedir.

Endometriozis tanısı ancak bir Jinekolog tarafından; jinekolojik muayene ve gerekli görülürse laparoskopik cerrahi ile belirlenebilir. Şikayetiniz varsa mutlaka bir hekime başvurunuz. Peki Endometriozis tanınınız varsa nasıl beslenmelisiniz? 

Öncelikle bu hastalık beslenme veya ilaç ile tamamen geçmiyor. İlerleyici bir yapısı olduğu için hekim takibi şart ( ilaç kullanmanıza veya ameliyat olmanıza ancak bir hekim karar verebilir) tüm bunların yanında beslenmenizi düzenleyerek endometriozis ile daha kolay yaşabilirsiniz, özellikle ağrı semptomlarını azaltabilmek mümkün.

Bu hastalığın nasıl oluştuğu-mekanizması tam olarak bilinmese bile patafizyolojisine bakıldığında enflamatuar(iltihabi) bir süreç olduğu biliniyor. Bu iltihabi süreç ve artan oksidatif stres süreci maalesef şiddetlendiriyor tüm bu nedenlerden kaynaklı antienflamatuar beslenme öneriliyor.

Beslenme ana hedefleri;

Artmış östrojen miktarını azaltmak( artmış östrojen prostoglandin (asit) üretimini arttırıyor ve rahim kasları daha fazla kasılıyor-daha fazla ağrı diyebiliriz)

-Vücutta inflamasyonu arttıran yiyeceklerden uzak durmak

-Antioksidan içeriği yüksek gıdaları tüketmek

-Çoklu doymamış yağ asidi miktarını arttırmak ( n-3,n-6)(hastalığa bağlı ağrıyı azaltmak için )

-Bireyin BKI( Beden Kitle İndeksi 18-25 kg/m²) normal aralıklar içerisinde olmalı

-Egzersiz ile kas kütlesi arttırılmalı buna bağlı bazal metabolizma hızı artışı ile yağ kütlesi azaltılmalı

-Diyet ile yüksek lif alımı hedeflenmeli

-Östrojen seviyesi yüksek olduğu için, bu östrojenin metabolize olduğu Karaciğer çok önemli; karaciğer dostu yiyeceklere yer verilmeli( enginar, kereviz, lahana, brokoli, yabanmersini, sarımsak, turp, pancar, karnabahar, kuşkonmaz, roka, yer fıstığı, kırmızı üzüm, havuç, ananas, dut)


 


 

BESLENMENİZDE ANTİ-İNFLAMATUAR BESİNLER YER ALMALI

-Pazı, özellikle marul ve türleri, taze nane, pırasa, ıspanak, kereviz gibi yeşil yapraklı sebzeler; enginar, patates, havuç, şalgam gibi sebzeler öneriliyor ( sebzelerden lahana türevi sebzeleri tüketen kadınların bu hastalığa yakalanma olasılığının % 13 daha yüksek olduğu saptanmış-lahana türevlerinin tüketimi çok tavsiye edilmiyor)

-Ayrıca mısır, bezelye, lima fasulyesi yüksek risk ile ilişkili bulunmuş, tüketilmesi tavsiye edilmiyor

-Taze meyvelerden özellikle en az 1 porsiyon turunçgil (portakal,greyfurt,mandalina)tüketimi öneriliyor ( yapılan araştırmalardan birinde; günde 2 porsiyondan az sebze+meyve tüketen bireylerde, günde 3,4,5,6 porsiyon tüketenlerle kıyaslandığında 3 porsiyon tüketenlerin- % 9, 4 porsiyon tüketenlerin-%10, 5 porsiyon tüketenlerin-%12, 6 porsiyondan fazla tüketenlerin ise % 18 endometriozis hastalığına yakalanma riskinin az olduğu belirtilmiş. Ayrıca turunçgiller dışında kırmızı meyveler anti-inflamatuar özellik göstermekte ve tüketimi tavsiye edilmektedir.

-Fındık, tohumlar, yağlı balıklar( somon-uskumru-ringa balığı-mezgit-alabalık-hamsi-morino-dil balığı),kriller,algler PUFA dediğimiz çoklu doymamış yağ asitlerince zengindir ve yüksek iltihabi yanıtı azaltıcı endometriozis yayılımında azalma sağladığı belirlenmiştir. Balık tüketimi sonrası(özellikle dip balık ) ağır metalleri vücuttan uzaklaştırmak için tahin tüketimi önerilmektedir. Ayrıca yağ grubunda yer alan ve anti-inflamatuar besinlerden biri zeytinyağı. Zeytinyağını tüm yemekleriniz-salatalarınızda porsiyon kontrolü yaparak tüketebilirsiniz.

-Su tüketimi, vücuttaki atıkları uzaklaştırmak için artık olmazsa olmazlarımızdan bunu hepimiz biliyoruz, fakat yeterince su içiyor muyuz? Su tüketiminizin yeterli olup olmadığını idrar renginizden anlayabilirsiniz. En azında 2,5-3 lt su tüketmeliyiz gün içinde ( bu bazı durumlarda hatta artadabilir).

-Beslenme programınıza aynı zamanda kuru meyvelerden; kuru erik, kuru incir, kuru kayısı ve hurma da ilave edebilirsiniz( porsiyon kontrolü şart)

-Az yağlı süt ve süt ürünleri (yoğurt-ayran-kefir), endometriozis gelişme riskini azalttığı belirtilmiştir( doymuş yağ içeriği az olduğu için )

-Baharatlardan; zerdeçal, zencefil, tarçın, köri, karabiber, kişniş, sumak, kekik ( antiinflamatuar-ağrı kesici-ağır metal temzileyici özellikleri olduğundan tavsiye ediliyor)

-Kurubaklagillerden; bakla, barbunya, fasulye, nohut, börülce beslenme programınıza rahatlıkla dahil edebileceğiniz besinlerden( farklı bir sağlık probleminiz yoksa) 

-Peki Karbonhidrat grubundan hiç bahsetmiyorsunuz Harika Hanım diyenler olmuştur. Endometrioziste tahıl grubun içinde yer alan GLUTEN ( içinde yer alan gliadin proteini) hastalığın şiddetini arttırdığı için tavsiye edilmiyor. Tahıl grubunda yer alan; karabuğday, kinoa, pirinç, patates, glütensiz makarna, mısır irmiği, glütensiz ekmekler, glütensiz unlar öneriliyor. Aslında bir nevi glutensiz beslenme tavsiye ediliyor özellikle yoğun ağrı yaşayan kişiler için.


 


 

VÜCUT İNFLAMASYONUNU ARTTIRAN VE TÜKETİLMESİ TAVSİYE EDİLMEYEN YİYECEKLER

- Buğday ve buğday ürünleri

- Şeker ve şekerli ürünler+ Bal 

- Alkol( doğal detoksifikasyonu önler)

-Kafein( çay-kahve-kola, östrojen konsantrasyonunu arttırır)

-Çikolata

-Kırmızı Et( özellikle işlenmiş)

- Kızarmış yiyecekler

-Hidrojene yağlar( margarin)

- Konserve yiyecekler

- Donmuş yiyecekler

- Katkı maddeli-koruyucu içeren kapalı paketli ürünler

- Gluten içeren tahıl grubuda önerilmeyen besinler arasında)

 Gluten içeren tahıl grubuda önerilmeyen besinler arasında


 


 

Sürekli glutensiz beslenmek evet belki zor fakat mümkün olduğunca gluten içermeyen gıdaları tüketmeye yönelmek sağlığınız için sizin elinizde. Tüm bu önerileri harfi harfine uygulayamasanız da dikkate alıp bu çerçevede %80-%85 beslenmenizi düzeltseniz bile aradaki farkı hissedeceğinize eminim.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)