Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar bir partnerden diğerine cinsel temasla bulaşan enfeksiyonlardır. Amerika Birleşik Devletlerinde Hastalıkların Kontrolü ve Önlenmesi Merkezi (CDC) bilgilerine göre bu ülkede her yıl 15 milyon kişiye cinsel yolla enfeksiyon bulaşıyor. En büyük risk altındaki grup da 16?24 yaşlarındaki genç insanlar. Bu hastalıkların çoğunun kolaylıkla tedavi edilebilir.

Fakat ihmal edildiğinde özellikle genç kadınlarda pelvik enfeksiyon adı verilen ve yumurtalıklar ile rahim kanallarını tutan ciddi bir enfeksiyona sebep olabilir. Bunun sonucunda da kısırlık ve bazen de günlerce hastanede yatmasını gerektiren ve bazen ameliyata kadar bu üreme organlarının alınmasına kadar büyüyen bir sorun ortaya çıkıyor.

Diğer yandan AIDS çağın hala çare bulamadığı bir hastalık ve genç insanların geleceklerinin kararmasına neden oluyor. Human Papilloma Virusadı verilen enfeksiyonda ise virüsün bazı tiplerinin rahim ağzı kanseri ile yakın ilişkisi olduğu kabul edilen bir gerçek. Sifilis, gonore (belsoğukluğu),AIDS, Hepatit bazen ölümle de sonuçlanabiliyor.

Cinsel temas sadece cinsel ilişki olarak da algılanmamalıdır. Öpüşme, oral, anal temaslar ve bazı cinsel nesneler (vibratörler gibi) cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasında rol oynamaktadır. Prezervatifler cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde çok etkili olabilmektedir. Bu nesneler HIV ve belsoğukluğunun yayılmasını engellerken, diğer taraftan Human Papilloma Virus (HPV), klamidya ve herpese karşı çok az koruyucu etkisi vardır.

Kliamidia (chlamidia) Enfeksiyonları

Klamidia mikrobu hücre içi yaşayan bir canlıdır. Vagina, anal ve oral yolla bulaşmaktadır. Kadınların % 75’i ve erkeklerin % 25’inde herhangi bir şikâyet yapmaz. Vaginal ve penis akıntısı, idrar yaparken yanma ile kendini belli eder. Tedavi edilmediği durumlarda kadınlarda pelvik enfeksiyona ve buna bağlı kısırlık, dış gebelik ve tedaviye cevap vermeyen pelvik ağrılar olur. Erkekte epididimit ve testiste iltihaba sebep olurken, bununla birlikte kısırlığa sebep olabilir. Bu enfeksiyona maruz kalmış kişilerin HIV virüsünü alma eğilimi çok yüksektir. Yenidoğana doğum esnasında bulaşırsa, ağır zatürree ve göz enfeksiyonlarına neden olabilir.
Prezervatif klamidyal enfeksiyonun bulaşmasını azaltır ama tamamen engellemez.

Gonore (Belsoğukluğu)

Belsoğukluğu(gonore) bir bakteri enfeksiyonudur. Vaginal, oral ve anal seks ile bulaşır. Bazen hiçbir belirti vermezken, bulaşmadan 2?10 gün içinde şikâyet vermeye başlar. Penis, vagina veya anüste akıntı ve yanma ile kendini gösterir ve idrar yaparken kaşıntı ve hafif yanma gibi belirtileri vardır. Antibiyotik tedavisi vardır ama enfeksiyonun tedavi edilmiş olması meydana getireceği komplikasyonları önlemez. Örneğin rahim kanallarını tuttuysa buralarda hasar tedaviye rağmen olabilir. Kanalların hasar görmesinden dolayı kısırlık, dış gebelik ve pelvik enfeksiyona neden olur. Erkeklerde ise sperm kanalların tıkanmasına ve buna bağlı kısırlık yapabilir.

Hepatit B (HBV)

Hepatit virüsünün yaptığı ve karaciğerde hasara neden olabilen bir enfeksiyondur. Seks ve vücut salgıları ile bulaşabildiği gibi, enfekte şırınga, diş aletleri, hastalıklı kişiden alınan kan ve ürünleri enfeksiyonun bulaşmasına neden olur. Enfeksiyon bulaşmış kişileri 1/3’ünde herhangi bir belirti vermez. Eğer belirti verirse, baş ağrısı, ateş, adale ağrıları, halsizlik, iştahsızlık ve bulantı ile kendini belli eder. Karaciğerde hasar meydana geldiyse, koyu idrar, karın ağrısı ve cilt ile göz aklarının sararması gözlenir. Özel bir tedavisi yoktur. Çoğu kişide 4?8 haftada kendiliğinden iyileşir ve bağışıklık meydana gelir. Bir bölümde ise enfeksiyon kronik halde devam eder. Kronik olarak enfekte olan kişilerde karaciğer hasarına bağlı siroz ve karaciğer kanseri görülebilmektedir. Kronik enfeksiyonlu olan anneden doğan bebeği korumak için doğduğunda immünglobulindenen serum ve hepatit aşısı mutlaka yapılmalıdır. Yenidoğanları hepatitten korumak için risk altında olmayan bebeklere doğduklarında ülkemizde de rutin olarak hepatit yapılmaktadır.

HIV (AIDS)

HIV virüsünün yaptığı ve çağımızın vebası olarak da anılmaktadır. Vaginal, oral ve özellikle anal seks ile bulaşmaktadır. Ayrıca enfekte şırınga, kan ve kan ürünleri, anne rahminde, doğumda ve anne sütünden bulaşabilmektedir. HIV virüsü vücut bağışıklığını sağlayan akyuvarları hasara uğrattığından ilaveten fırsatçı enfeksiyonlar ve tümörler de ona eşlik edebilmektedir. Ölüm virüs enfeksiyonundan ziyade, bağışıklığın baskılanması ile ortaya çıkan fırsatçı enfeksiyonlardan dolayı olmaktadır. AIDS olan hamilelerin yaklaşık % 20-30’unda yenidoğanlar da AIDS hastalığı taşırlar ve maalesef ilk 18 ayda kaybedilmektedir. Kesin tedavisi halen yoktur. Var olan tedaviler vücut bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye yaramaktadır.

Genital Herpes(HSV?2)

Genital herpes bir virüs enfeksiyonudur. Herpes tip 1(HSV?1) genelde dudaklarda görülür ve uçuk diye adlandırılır. Ancak oral seks esnasında temasla bulaşabilir. Herpes Tip 2 ise genital bölgede bulunan aktif enfeksiyon olan cildin vaginal, anal veya oral seks ile temasta bulaşmaktadır. Bulaşmadan sonra genital bölgede önce kaşıntı ve yanma, ardından sivilceye benzer küçük kabarıklıklar olur, sivilceler patladıktan sonra açık yara halini alır ve birkaç haftada kendiliğinden iyileşir. HSV?2 ‘nin tedavisi antiviral ilaçladır. Ağızdan tablet şeklinde alınır, aynı zamanda lokal kremler şeklinde yaralara sürülür. Açık yaraları olan kişilerin AIDS virüsünün bulaşması kolaylaşır. Eğer enfeksiyonlu kişi bir hamile ise mutlaka sezaryenle doğum yapmalıdır. Doğum esnasında yenidoğana virüs bulaşırsa, ağır enfeksiyon ve beyin hasarına neden olur.

Human Papilloma Virus (HPV)

Human papilloma virüs etkendir. Vaginal, anal ve oral seks ile bulaşır. Genital bölgede ağrısız, horozibiğine benzer et çıkıntılar meydana gelir. Kesin tedavisi yoktur ve tekrarlama olasılığı bağışıklık sistemi zayıfladığında artar. Lokal olarak yakarak, lazer ile veya operasyonla çıkarılır. Son yılarda lokal olarak bağışıklığı uyaran lokal maddeler (Aldara) yeterli süre kullanılırsa tekrarlama olasılığını çok azaltır. HPV’nin bazı tipleri kadınlarda rahim ağzı kanseri oluşumunda neden olarak gösterilmektedir. Rahim ağzı kanserinin taramasında vaginal smear önemli bir testtir. Risk grubunda olan kadınlarda vaginal smearın 6 ay gibi sık aralıklarla yapılması gereklidir. HPV’nin bulaşmasını önlemek için geliştirilen aşı yakında ülkemizde de satışa sunulacaktır. Aşıyı kullanan kişilerin HPV ile temas etmemiş olması etkisini güçlendirmektedir.

Sifilis

Sifilis bir bakteri enfeksiyonudur. Penisilinin keşfinden sonra neredeyse ülkemizde kökü kurutulmuştu. Fakat yabancı hayat kadınlarının ülkemizde yaygınlaşması ve korunmasız seks, maalesef ülkemizde sifilisin de diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yaygınlığını arttırmıştır. Seks ile bulaştığı gibi, sifilis yaralarına temas da yaygın bulaşma şeklidir. İlk dönemde ağrısız şankr denen bezeler ile kendini belli eder. Eğer tedavi edilmezse, döküntüler, ateş, kırgınlık, saç dökülmesi ve vücutta yaygın şişlikler ile kendini gösterir. Son döneminde ise nörosifiliz denen ve sinir ile beyin hasarı görülmektedir. Tedavisi penisilin ile mümkündür. Ancak geç dönemde saptanırsa tedavi tamamlanmasına rağmen, bıraktığı sekellerde iyileşme görülmez. Tedavi edilmeyen kişilerde, kalp, göz, beyin, eklem, kemiklerde ağır hasarlar olur ve ölüme kadar ilerleyebilir. Hamilelikte sifilis tedavi edilmezse anne karnında % 25 oranında bebek ölümüne neden olabilir. Tedavi edilmemiş sifilis olan hamilelerin % 40-70’inde yenidoğanda aktif sifilis saptanır. Eğer tanı konulamazsa kalp, göz ve beyinde hasara bağlı ölümler hiç de seyrek değildir.

Trikomonas Vaginalis

Trikomonas tek hücreli canlıdır (protozoa). Cinsel temasa yayılabildiği gibi banyo havluları ve kıyafetlerde de bulunabilir ve bunların giyilmesi ile de bulaşabilir. Sarı-yeşil ve köpüklü bir vaginal akıntı ile kendini belli eder. Kötü koku vardır. Vagina ve idrar yollarında yanma ve kaşıntı olabilir. Erkeklerde peniste kızarıklık olabilmekle birlikte genelde belirti vermez. Tedavide antibiyotik kullanılır. Önemli nokta her iki partnerin de tedavisidir. Hamilelikte trikomonasın tedavi edilmemesi amniyos zarının iltihaplanmasına , zarların patlamasına ve erken doğuma neden olur.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Abdülkadir Özgil Kadın Hastalıkları Ve Doğum Op. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)