CİNSELLİK

Değişik alt başlıkları içeren geniş bir konudur. Gerekli gördüğünüz daha geniş bilgiler için hekiminize başvurunuz.

1. Orgazm

Beynin ve vücudun birlikte hareket etmesi ile ilgili bir olaydır. Kadın ve erkeklerde farklı farklı yaşanır. Kadın peşpeşe bir çok kez orgazm olurken, erkekte iki orgazm arasında en az yarım saat geçmelidir. Orgazm; beyindeki seksüel uyarılarla (görme, duyma, dokunma, koku ve fantezi kapsayan) başlayabilir. Beyin ve vücut uyarıları birlikte hareket etmediklerinde orgazm olmaz. Kadınlarda düşünme yolu ile orgazm yaşanabilir. Kadınlarda orgazm;
 

  • Uyarılma fazı
  • Plato fazı
  • Organik faz
  • Çözülme fazı

olmak üzere 4 aşamada incelenebilir. Bunun yanısıra, orgazm bozuklukları da;
 

  • Rastgele (random) orgazm
  • Kortal anorgazm
  • Erken orgazm

olarak 3 grupta incelenebilir. Orgazm olmamaya anorgazmi denir. Kişinin kendi kendine olan saygısını ve güvenini yitirmeye ve depresyano neden olabilir. Her ilişki de orgazm olunmayabilir. Bu normaldir. Orgazm olmaması cinsel isteksizlik yaratabilir. Partnerine ilginin azalması da orgazma engel olabilir. Bu tür kişiler başka partner ya da mastürbasyon ile orgazm yaşayabilir. Orgazm yaşamamak kadında mutlaka mutsuzluğa neden olur diye sonuç vermek yanlış olur. Ancak; orgazm yaşamak çiftlerde daha keyifli bir hayatları olmasına yardımcı olacaktır. Orgazm bozuklukları % 5 den daha az bir oranla organik nedenlere bağlı olabilir. Nörolojik bozukluklar, nörolojik ilaç kullanımları, diabet, alkolizm olumsuz sonuç verebilir. Ayrıca; psikolojik etkenler yani travma, problemli çocukluk geçirmek, ergenlikte problemli ve travmatik cinsel deneyimler, cinsel kimlik çatışmaları orgazmın yaşanmasını olumsuz etkileyebilir.

Çiftler anorgazmin yaşantılarını olumsuz etkilememesi için, bunu gurur meselesi yapmadan ilgili merkez ve kişilere müracat etmeleri tavsiye edilir.

2. Kızlık Zarı

Tıp sözlüğünde Hymen olarak geçer. Fizyolojik amacı ve görevi bugüne kadar açıklanamamıştır. Buna rağmen, embriyonik dönemde mikroorganizma ve yabancı cisimlerin vajina içine girişini önlediği sanılmaktadır. Kızlık zarı, fizyolojiden çok sosyolojik açıdan toplumlarda daha çok ele alınmıştır. Her toplumda degişik ölçülerde sosyolojik öneme sahiptir. Gelişmiş toplumlarda cinsel şiddete ve istismara maruz kalan çocukların tanınmasında incelenir. Gelişmekte olan toplumlarda (ülkemiz dahil) günümüzde saf, el değmemişliği yani bekareti ifade etmektedir. Fizyolojik ve anatomikten çok sosyolojik fonksiyonu vardır.



Hymen, anatomik olarak incelendiginde belirli bir yapıda olmadığı görülür. Vajinanin hemen girişinde, dudakların 1-1.5 cm. içindedir ve küçük dudaklara bağlıdır. Dış genital oluşumlardan birisi olarak kabul edilir. Dışarıya bakan ön yüzü deriye; içeriye bakan arka yüzü mukozaya benzer. Nadir olarak doğuştan olmayabilir. Çocukluk döneminde sert olan hymen ergenlikte östrojen hormonunun salgılanmasına bağlı olarak esner ve değişime uğrar. Kızlık zarının şekli, kalınlığı ve esnekligi her kadında farklılıklar gösterir. Vajina ortasında adet kanının ve vajinal salgıların dışarıya akmasını sağlayan deliğin şekli ve yapısı kızlık zarının türlerinin belirlenmesinde kullanılır. Türleri ;
 

  • Annuler Hymen
  • Kresentrik Hymen
  • Septali Hymen
  • Kribriform Hymen
  • Imperfore Hymen
  • Mikroperfore Hymen
  • Multipar Hymen

olarak yedi grupta incelenir. Kızlık zarı deliğin ve serbest kenarın karakteri, zarın kalınlığı ve mukavemetine göre de sınıflandırılabilir.

Hymen, genelde ilk cinsel ilişki ya da yabancı bir cisim girişi ile yırtılır. Az miktarda kanama olur. Yırtıklar birkaç gün içinde nedbeleşir ve bir daha kanama olmaz. Bazen ilişkiden sonrakı birkaç ilişkide de kanama olabilir. Bazen bir ilişki olmasa da hymenin serbest kenarı düz olmaz ve çentikler bulunur. Kadinlarin % 20 sinde bu çentikler bulunur.

Genellikle zarın yırtılması, deliğin penis çapından küçük olmasından dolayı olur. Ancak; penisin girişine müsait genişlikte delikler de bulunduğundan kızlık zarı birçok ilişkiye rağmen yırtılmayabilir ve kanama olmayabilir. Böyle zarlara, ilişkiye (duhule) müsait zar denir. Kadınların % 26-41 ilişkiye müsait zara sahiptir.

İlk ilişkinin ağrili olup olmaması, erkeğin yavaş ve yumuşak davranışına da bağlı olmasına rağmen, bazen ciddi ağrılar olabilir. Genelde de herhangi bir rahatsızlık olmaz. Ancak yine de erkeğin davranışı ve yaklaşımı son derece önemlidir.

Kızlık zarının yırtılmasında kanama miktarı genelde azdır ve kısa sürede kendiliğinden durur. Bazen kızlık zarı arkasında damar açığa çıkar ve kanama durmaz. Bazende vajinal girişinde ya da içinde yırtıklar oluşabilir ve şiddetli durmayan kanamalar olabilir. Bu durumlarda cerrahi müdahele ve dikis gerekebilir. Dikişler, kızlık zarını onarmaz. Kızlık zarı yırtılmasına rağmen kanama olmayabileceği gibi yırtılamadığı halde dış kısımlarda yırtık ya da sıyrık olabileceğinden kanamalar görülebilir.

Kızlık zarı, ilişki olmadan ya da delikten daha büyük bir cisim girmeden de bozulma yapabilir. Örn. ata-bisiklete binme, bacakları çok açmayı gerektiren aktiviteler ya da kaza ve travma hymen bozulmalarına neden olabilir. Bir kez bozulan kızlık zarı kendi kendini onarmaz. Aradan 7-8 gün geçtikten sonra ne zaman yırtıldığı da anlaşılamaz. Kızlık zarı bozulmadan spermler içeri girebildiğinden dış gebelik de dahil olmak üzere gebelik olabilir. Zar yapısı uygun kişilerde kızlık zarına zarar verilmeden spekulum incelemesi ve kürtaj yapılabilir. Akıntı sorunu olabilecek bakirelerden vajinal kültür alınabilir.

Kızlık zarının bozulup bozulmadığı muayene ile anlaşılabilir. Ancak, doğal çentik yapısında olan hymen de karar vermek güç olabilir. Jinekolog kolposkopik incelemeyi uygun görebilir. Kanama ile de kızlık zarının bozulup bozulmadığı anlaşılamaz. Kızlık zarı, % 100 kanama olması garanti edilemese de tamir edilebilir. Tamir edilen hymeni ancak jinekolog ya da adli tıp anlayabilir. Tamir için ilişkinin sayısı önemli değildir. Hatta doğum yapan kadın için bile tamir yapılabilir. Ancak; tamamen tamir edilmesi ya da eski haline getirilmesi olanaksızdır. Vajina duvarından alınan parçalarla yeni bir hymen yaratılmasına karşın, yara kolayca enfekte olabilir. Kızlık zarı tamirinin ilk gece cinayetlerini büyük ölçüde azalttığı bilinmektedir.

3. Gebelik ve Cinsellik

Yaşamda büyük önem taşıyan cinsellik, gebelikte çoğunlukla olumsuz etkilenir. Her şeyin normal gittiği durumlarda son dört haftada cinselliğe kısıtlama getirilebilir. Erkeğin ejekulasyon sıvısı içinde bulunan bazı maddelerin rahim kasılmalarını başlatabileceği ihtimali ile ilişki son dört haftada önerilmez. Kanamasi olan, düşük öyküsü olan veya erken doğum riski bulunan gebelerde ilişki kesinlikle yasaktır. Daha önce tekrarlayan düşük öyküsü ve erken doğum yapan gebelerde ilk iki ay ilişki kısıtlanabilir. Erkek veya kadın da genital enfeksiyon varlığında da enfeksiyon tedavisi tamamlanana kadar ilişki yasaklanmalıdır. Riskli gebelikler sınıfına giren plasente previa durumunda da kanamayı başlatma riski nedeni ile ilişkiye girilmesi sakıncalıdır. Bunlar dışında, normal seyreden gebelikte cinsel ilişkinin olumlu ya da olumsuz hiç bir etkisi yoktur. Ancak özellikle ilk gebeliğini yaşayan annelerin gebelik sürecine uyum sağlama aşamasında cinselliğe karşı soğukluk olabilir. Zaten gebelik, kadının hayatını kökten etkileyen bir süreç olduğundan cinsellik ve cinsel yaşam çoğunlukla olumsuz etkilenir. Kadın fiziksel değişiminin yanında psikolojik değişimler de yaşar. Psikolojik korkular nedeniyle ilişkiden kaçan bir gebe kadına anlayış göstermek ve zorlamamak gerekir.

4. Vajinismus

Psikiyatrinin ilgi alanına giren bir durumdur. Vajina girişini çevreleyen kasların istemsiz olarak kasılması ve penetrasyona izin vermemesidir. Tampon, muayene gibi durumlara da müsade etmez. Her yaş grubundaki kadında görülebilir. Bu problemi olan kadınların cinsel istek ve orgazm açısından problemleri yoktur. İstekleri oldugu gibi, cinsel ilişki dışında orgazm yaşayabilirler. Primer ve seconder olmak üzere iki çeşittir. Fobi olarak da adlandırılan primer vajinismus da, kişi hayatında hiç bir cinsel ilişki yaşayamamıştır. Seconder ise, daha önceden problemsiz cinsel ilişki yaşamış olmasına rağmen sonradan ortaya çıkan vajinismustur. Partnere karşı olan ilgisizlik ve disparonio'ya neden olan faktörler seconder vajinismusu etkileyebilir.

Primer vajinismusun en önemli nedeni korkudur. Cinsel birleşme istenmesine rağmen bilinçaltındaki korkular buna engel olur. Denemeler kısır döngüye girer. Erkekte erektil bozukluklara yol açabilir. Tedavi genellikle çiftlere psikoterapi uygulanarak yapılmalıdır. Ancak; jinekolojik olabilecek nedenlerin de bu durumu yaratmadığından emin olmak gerekir. Bunun yanında, bu durumda olan kadına partnerinden gelecek ruhsal destek de tedaviye yardımcı olacaktır. Bu durum kadınlıkla ilgili olmadığının hastaya anlatılması, hastayı rahatlatacaktır.

5. Gebe Kalmak İsteyenler İçin Öneriler

Kısaca aşağıda anlatılan durumlara dikkat edilirse, gebe kalma olasılığı artacaktır.

  • Gebe kalma planı yapılan zamandan 3 ay önce korunma bırakılmalıdır.
  • Gebe kalmak için en uygun zamanda gün aşırı ilişkide bulunulmalıdır.
  • Gebelik için en uygun dönemdeki ilk ilişkiden önce ve iki ilişki arasında erkeğin 48 saat boşalmaması en uygundur.
  • Sabah erken saatte ilişkide bulunulmalıdır.
  • Kayganlaştırıcı kullanılmamalıdır.
  • Hiç bir zaman için vajinal duş yapılmamalıdır.
  • Vajinanın doğal duruşunu sağlayan gebelik için uygun pozisyonlar tercih edilmelidir.
  • Alternatif seks yöntemlerinden uzak durulmalıdır.
  • Su altında ilişkide bulunulmamalıdır.
  • 6. Ağrılı Cinsel İlişki


Cinsel ilişki esnasında, kadının geçici ya da sürekli ağri duymasıdır. Nedenleri psikolojik ya da fiziksel kökenli olabilir.

Fiziksel nedenler;
 

  • Genital organlarda enfeksiyon
  • Geçirilmiş operasyon ya da radyoterapi gibi nedenlere bağli nedbe dokusu
  • Epizyotomi nedbesi
  • Miyom ya da diğer rahim tümörleri
  • Endometriozis
  • Normalden daha kalın kıizlık zarı
  • Ürethrado (mesanenin vajinaya açılan kısmı) zedelenme
  • Yetersiz kayganlık
  • Menapoz sonrasında olduğu gibi hormon yetersizliğine bağlı vajinal kuruluk
  • Orgazm
  • Semen alerjisi
  • Mantar enfeksiyonları
  • Vajinal enfeksiyonlar
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Cilt hastalıkları
  • Genital uçuklar
  • Travma ve tahrişler
  • Pelvik enfeksiyonlar
  • Rahim ve idrar kesesinde sarkma
  • Karın içi yapışıklıklar
  • Barsak hastalıkları

 

Psikolojik nedenler;
 

  • Gebe kalma korkusu
  • Gebelik esnasında bebeğe fiziksel zarar gelebileceği korkusu
  • Yetersiz ön sevişme neticesinde
  • Cinsel tecrübe ve bilginin yetersiz olması
  • Daha önceden geçirilmiş seksüel yaralanma ya da psikolojik travma
  • Partnere karşı geçici isteksizlik

Disparonia tedavi edilmediği takdirde kişilere zarar verir. Cinsel deneyimlerden keyif almayı engeller. Uzun dönemde kişinin kendine olan saygısını zedeler. Tedavide asıl amaç, neden olan psikolojik ya da fiziksel nedeni ortaya çıkarmak ve bunları ortadan kaldırmaktır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Meltem Serter Yünten Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzm. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)