Çocuğuma Nasıl İyi Ebeveyn Olurum?

Yazar Gamze ÜnalPsikolojik Danışman Ve Rehber • 3 Haziran 2020 • Yorumlar:

İyi bir ebeveyn olmanın birinci yolu çocuklarla etkin iletişim kurabilmekten geçer. Etkin iletişim dediğimizde , aklımıza ilk gelen şey dildir yani etkin bir iletişimin öncelikli aracı tatlı dil ve güler yüzdür. Bir şeyi söylerken o sırada ne söylediğimiz kadar nasıl söylediğimiz de oldukça önemlidir. Beden dilinize dikkat edin. İletişim kurarken beden dilimizi de çocuğa uygun hale getirmek mesela çocuğa tepeden bakmamak onun boy hizasına inerek konuşmak, göz kontağı kurmak, iyi bir dinleyici olmak gibi sıralayabiliriz.

Etkin bir iletişim dili oluşturabilmek çoğumuzun bildiği üzere bebeklikten başlar. Annenin ya da temel bakım veren kişinin bebekle olan iletişimi bu etkin dili oluşturabilmek için oldukça önemlidir. Temelde iyi kurulan bu bağ çocuğunuzla kuracak olacağınız sağlıklı(güvenli bağ) için oldukça önemlidir. Temel bakım veren kimsenin bebeğin ihtiyaçlarını doğru anlayabilmesi ve buna zamanında karşılık verebilmesi bu sağlıklı bağı oluşturmuş olur.

Bebek ağladığında aç mı ,gazı mı var, altı mı pislendi, ya da temel ihtiyaçlardan birisi olan sevgiye mi ihtiyacı var ? Bunu doğru saptamak ve cevap vermek gereklidir. Her ebeveyn çocuğu için hiç şüphesiz en iyisini yapmak ister fakat yanlış bazı davranışlar çocukların yanlış tutumlar geliştirmelerine hatta özgüvenlerinin zedelenmesine sebep olabiliyor.

Yapılan bazı yanlış tutum ve davranışlar 

 

  • Çocuğun her istediğini almaya çalışmak

Bu ebeveynler için her ne kadar olumlu gözükse de aslında doğru olmayan bir tutumdur. İstediği her şeye anında ulaşan çocukta doyumsuzluk oluşur ve zamanla sahip olduğu ve olacağı hiç bir şey onu tatmin etmemeye başlar. Maddi getirisi olan şeylere daha fazla odaklanır. Küçük şeylerle mutlu olamayan doyumsuz bireyler haline getirir.

  • Herhangi bir sorunla karşılaştığında çocuğunun sorununu onu adına çözmek

 Herhangi bir sorunla karşı karşıya geldiğinde her problemi ebeveyni tarafından çözülen çocuk ileriki yaşlarda karşılaştığı güçlükler karşısında buna yönelik daha önce bir deneyimi olmadığı için ne yapacağını bilemez ve olayların ortasında öylece kalıp çaresizlik duygusunu hisseder.

Çocuğunuza karşılaştığı güçlük karşısında destek olun fakat onun yerine sorunu çözmeyin.

  • Çocuğu çok sayıda oyuncağa boğmak

Çocuklar için oyun oldukça önemlidir ve onlar için bir ihtiyaçtır. Oyun çocuğun yeteneklerini keşfetmesine, motor becerilerini geliştirmesine katkı sağlar fakat çoğu anne-baba çocuklarına ‘hayır’ diyemedikleri için onlara bir çok oyuncak alabilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken şey çocuğun ne kadar oyuncağa sahip olduğu değildir. 

Az oyuncağa sahip çocuklar daha yaratıcı olmayı öğrenir. Fazla oyuncağa sahip çocukların hayal güçleri ve yaratıcılığı kısıtlanır. 

Çok fazla oyuncağa sahip çocukların dikkat süreleri kısıtlıdır ve bu zamanla daha kötüye gidecektir.

İstedikleri her şey alınan çocuklarda istedikleri her şeye sahip olabilecekleri fikri yerleşir. Bu da çocuğun ileriki yaşamında onu doğrudan olumsuz etkileyecektir.

  • Çocuğun ihtiyaç duyduğu her şeyi önüne sermek

 Çocuğunuza sorumluluk verin. Sorumluluk duygusunu geliştirmek için ebeveynler çocuğun yaşına, kişisel özelliklerine ve gelişim dönemine uygun görevleri çocuğun yapmasına olanak sağlamak gereklidir.

Eğitim ailede başlar sözünün de burada örtüştüğünü çok iyi görebiliriz. Şöyle ki; ev ortamında sorumluluk alma becerisine olanak sağlanmayan çocuklar okulda ya da dış çevrede karşılaştıkları olaylar karşısında her zaman başkalarından yardım alma ihtiyacı duyarlar. Çocuklar kendi başlarına ihtiyaçlarını karşıladıklarının farkına vardıkça kendilerine olan güvenleri de olumlu yönde artacaktır. Örneğin  : İlkokula giden bir çocuğun sabah okul için giysilerini giydirmek, ayakkabılarını bağlamak ya da motor becerisi artık gelişmiş ya da gelişmekte olan çocuğunuzun yemek yemesine olanak olanak sağlamadan ‘üstüne döker, ortalığı mahveder, ‘ gibi ve benzeri düşünceyle yemeği çocuğa ebeveynlerden birisinin yedirmeye çalışması her ne kadar çocuğu korumak gibi gözükse de uzun vadede çocuk için maalesef olumsuz etkilemekte ve çocuğun özgüveninin oluşması ve kişilik gelişimini zedeleyebilmektedir.

 

Anne –Babalara Öneriler 

 

  • Çocuk yetiştirmek zahmetli ve sabır gerektiren bir iştir. Çocuğunuzun acemi denemelerini sabır ve sevgi ile desteklemek çocuğun kişilik gelişimi için oldukça önemlidir.

  • Çocuklara sorumluluk verirken yaşına uygun sorumluluklar verin. Gelişim düzeyine uygun olmayan, çocuğun yapamayacağı sorumluluklar vermek çocukta başarısızlık inancını oluşturur. Unutmayın ki çocuklarda biz yetişkinler gibi bir birey ve onlarında kendi hayatlarında söz sahibi olmalarına olanak sağlayın. Herhangi bir durumda çeşitli alternatifler arasında seçim yapma olanağı tanıyın.

  • Evde alınacak olan kuralları beraber belirleyin. Kuralların neden gerekli olduğunu ve kurallara uyulmaması durumunda sonuçların neler olabileceği hakkında da mutlaka çocuğunuzu bilgilendirin. Mümkünse birlikte oluşturmuş olduğunuz kuralları görebileceği bir yere asın. Kurallar konusunda evde anne-baba olarak birer rol model olun. Çocuğunuzun yapmasını istemediğiniz davranışları yapmayın ve beraber almış olduğunuz kurallara aykırı davranışlar sergilemekten kaçının. Unutmayın ki bir çocuğun en iyi rol modeli en yakınında olan kendi anne-babasıdır.

 

  • Konuşmalarınızı kısa ve öz tutun

Çocuklarla konuşurken uzun konuşmalardan uzak durun ve nutuk tarzında çocuğu yargılayan, suçlayıcı, emir verici bir dil kullanmayın. İletişim halindeyken onun duygu ve düşüncelerini ifade etmesine fırsat verin.

 

  • Çocuğunuzu onu her koşulda seveceğinizi sık sık dile getirin.’ Şunu yaparsan seni severim’ gibi şartlı cümlelerden uzak durun. Sevginizi herhangi bir şarta-dayatmaya bağlamayın. Gerçek sevgi her şeye rağmen onu olduğu gibi sevebilmektir.

Çocuklarda siz fark etmeseniz de bu sevginin koşullu olup olmadığını kesinlikle hisseder. Çocuğunuzu olduğu gibi sevin olmasını istediğiniz gibi değil.

  • Çocuğunuzun yapmak istemediği konularda ısrarcı olmayın. Çocuklar da biz yetişkinler gibi seçim hakkına sahip olmalı. İstemediği yemek zorla yedirilmeye çalışılmamalı. Ya da dışarı çıktığınızda onu sevmeye çalışan ya da onunla konuşmak isteyen büyüklerine ya da yaşıtlarına karşı konuşmaya zorlamayın.

‘Hadi ablaya hoşcakal de ‘

‘Abi adını soruyor adını söylesene ‘

‘Amcaya teşekkür et’

Çoğunlukla ebeveynler çocuklarına bu gibi yönlendirici ikazlarda bulunuyor fakat bu doğru bir yaklaşım değil. Çocuğunuz o an o kişiyle konuşmak iletişime geçmek istemiyor olabilmesi ya da karşısındaki kişiden hoşlanmamış ve konuşmak istemiyor olması çok doğal bir durumdur. Toplum baskısından kaçmak insanlardan yetiştirdiğiniz çocuk yetiştirme tarzınıza söz edecek insanların lafını duymak istemediğiniz için çocuğunuzun sınırlarını ihlal etmeyin ve onun kararlarına saygı duyun.

  • Çocuklarınızın sorularını yanıtlamaktan kaçmayın. 

Dünyayı tanımak ve çevreyi deneyimlemek ve öğrenmeleri için en iyi öğretmenler sizlersiniz. Onlarda birer kaşif onların sordukları sorular karşısında geçiştirici, alaycı, baştan saçma cevaplar vermeyin.

Çocuklar yaklaşık 3 yaş civarında konuşma becerileri daha da gelişir ve bazen ardı arkası kesilmeyen sorular sorabilirler. Bu sorular çoğu zaman anne-baba için yorucu olsa da çocuklarınızın sorularına verdiğiniz ya da verecek olduğunuz cevaplar onların gelişimi için oldukça değerlidir. Size sormuş oldukları soruları bazen komik ve saçma bulabilirsiniz. Fakat bu soruları göz ardı etmeden o an ki sorusuna cevap verin ve onu önemsediğinizi çocuğunuza hissettirin. Bilmediğiniz sorular karşısında ‘bu sorunun cevabını bende bilmiyorum ama istersen seninle bu konuyu araştırıp öğrenebiliriz’ deyin.

Özetle çocuğunuzu bir birey gibi görün ve buna uygun davranış sergileyin. Onun duygusunu anlayın, dinlediğinizi ve onu önemsediğinizi her anlamda hissettirin.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Gamze Ünal Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Aile Danışmanlığı Psk. Dan.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)