Çocuk Olmayı Unutanlar

Yazar Nur Eda Kaplan • 30 Ocak 2024 • Yorumlar:

Sevgi emek miydi değildi ama büyümek kesinlikle emekti… Yaş almaktan bahsetmiyorum, hepimiz yaş almak durumundayız ama hepimiz büyüyemiyoruz. Yaşından daha çok olgunlaşanlara baktığımda kendi içlerinde bu olgun tutum, çocuk hissedişi derinlerde bir yerde hapsetmeye itmiş. Ve her an o olgun olma tutumu sanki onaylanışı vurgulaması ve herkesi buna ikna etme çabasını doğuruyor. Olgun tutum herkesi büyüdüğüne ikna edebilir de ama bir türlü kendisinin ikna olmadığı da bir durum.

İnsan çocuk olmayı, ihmal edilmişliği ve eleştirileri susturmaya çabalarken unutuyor. Her şeyi olgun tutumla yapmak başarıyı, tebrik edilmeyi, eksiksizliği sağlıyor. İnsan eleştirileri susturmak için bir anda olgunluğa kapılıp gidiyor. Kurallı davranmaya kendini itiyor. Gerçekten de insanlar tarafından gıpta edilerek bakılmayı sağlayan bir zemin oluşturuyor. Yani etrafın eleştirileceğini düşündüğü için kendince sus payı veriyor. Haddinden fazla olgunlaşıyor ama insan bu noktaya da kolay gelmiyor. Onay almak için çok acılar çekiyor. Didiniyor gelişmek için, zamanında uğradığı eleştirileri susturmak için, her gün kendi potansiyelini geliştirmek için uğraşıyor. Geldiği nokta hiçbir zaman potansiyeline yeterli gelmiyor hep daha fazlasına ihtiyaç duyuyor. Sonra belki beklediği onayı oturtuyor ama yaşantısından birçok şeyi de alıp götürüyor. Hiç çocuk olamıyor mesela. O çocuk ihtiyaçları karşılayamadıkça kurduğu ilişkilerinde eksik kalıyor. O kurallı davranma hali iş yaşantısına yükseliş gösteriyor ama ilişkiler kurallarla yaşantılanmıyor. Sevmek emek istemiyor da büyümek gerçekten de büyük bir emek istiyor. İlişki kurması eksik kaldıkça -ki insanın ilişki kurması en temelidir- içinde kopan fırtınaları öfkesini durdurulamaz hale geliyor. İçindekileri artık dindiremediği noktada kendine olan öfkesi dışarıya taşırıyor. Bu zamana kadar kontrollü bir olgunlaşması kendi büyüyememişliğini gözler önüne seriyor. Zamanındaki ihmal edilmişliği ebeveynlerinden alamadığı onayın yükü çocukluğun incinmişliğiyle şimdi diğer kişileri eleştirmesini ve onlara takılı kalmasına ve eleştirmesine hizmet ediyor. Halledemediklerine öfkesi artıyor. Zamanında maruz kaldığı eleştiriyi daha mantıklı yerden sunarak başkalarına taşırarak eleştiriyor. Eleştirerek hem karşı tarafı suçlu noktaya getirip hem de kendi eksiksizliğine vurgu yapıyor. Büyüdüğünü sanıyor ama işte o zaman daha çok çocuk kalıyor. Dışarıdaki kendini kontrollü halde sürdürmeye çalışırken içindeki duygular artmaya devam ediyor. İçindekileri düzenleyemedikçe onayla(n)madığı çocuk yanını daha çok gözler önüne seriyor. Hep bir yanı ısrarla eksik kalıyor.

İnsan çocukluğu, gençliği, yetişkinliği ve evrilişi ile var. Evrildiği her aşama hepsinin içerisinde salınmamızı gerektirir. Büyümek, gerektiği yerde çocuksu tepkilerimizin mantıklı davranamayışımızdan ama davranışımızın oluşturduğu sonucu yetişkince karşılayabilmekten geçer. O çocukken onaylanamayan kişi artık yetişkin haliyle ateşkes ilan ettiğinde büyüyecek ve ışık saçacak.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Nur Eda Kaplan Psikoloji, Aile Danışmanlığı Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)