Çocuklarda Astım ve Hava Kirliliği

Yazar Mahmut DoğruÇocuk Alerjisi Doktoru • 8 Temmuz 2019 • Yorumlar:

Astım, genellikle kronik hava yolu inflamasyonu (yangı) ile karakterize bir hastalıktır. Bronşların daralmasına bağlı olarak hava yolu akımındaki değişikliklerle birlikte tekrarlayan öksürük, hırıltı, nefes darlığı ve göğüste sıkışma şikayetleri hastalığın klinik özellikleridir. Astımın dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmektedir. Ülkelere göre farklılık göstermekle birlikte, tüm dünyadaki sıklığı %1-18 arasında değişmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda, çocuklarda astım sıklığının %6-15 arasında olduğu saptamıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre astım; çocuklarda en sık görülen bulaşıcı olmayan hastalıktır. Sık görülen bu hastalıkta ölüm oranları diğer kronik hastalıklara göre azdır. Düzenli doktor takibi ve verilen tedavilerin uygun şekilde kullanılması ile kontrol altına alınabilecek bir hastalık olmasına rağmen, DSÖ’nün 2016’da yayınladığı raporda, 2015 yılında tüm yaşlarda astıma bağlı 383.000 ölüm olduğu tahmin edilmektedir. Yaşlılarda ölüm oranları daha yüksektir. 

Genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle gelişen astımda, hem hastalığın gelişiminde ve hem de semptomlarının tetiklenmesinde önemli çevresel faktörlerden biri de iç ve dış ortam hava kirliliğidir. Hava kirliliği;  iç veya dış yaşam alanlarının atmosferin doğal özelliklerini değiştiren herhangi bir kimyasal, fiziksel veya biyolojik maddeyle kirlenmesidir. Soba yakılması, motorlu taşıtlar, endüstriyel tesisler ve orman yangınlarına bağlı olarak oluşan dumanlar hava kirliliğinin en önemli nedenleridir. Büyük halk sağlığı sorunlarına yol açabilen hava kirleticileri arasında partiküler madde, karbon monoksit, ozon, azot dioksit ve kükürt dioksit bulunmaktadır. İç ve dış ortam hava kirliliği, ölümcül olabilecek solunum ve diğer hastalıklara neden olabilmektedir. 2017’deki DSÖ verilerine göre; hava kirliliği, pasif sigara içiciliği, kirli sular, sağlık bakım eksikliği ve yetersiz hijyen gibi çevresel kirleticilere bağlı her yıl 1.7 milyon 5 yaş altı çocuk hayatını kaybetmektedir.  

İç ortam hava kirliliği tütün ve biyolojik yakıtlardan kaynaklanan duman ve buharlar dışında, bina yapımında kullanılan asbest ve formaldehid gibi maddeler, küf, ev tozu akarları ve endotoksinler gibi pek çok farklı kaynak sonucu meydana gelmektedir. Dış ortamdaki önemli kaynaklar ise; soba yakılması, motorlu taşıtlar, endüstriyel tesisler ve orman yangınlarına bağlı olarak oluşan dumanlardır. İç ortam kirleticilerinden astım ile ilişkisi en çok araştırılan kirleticiler partiküler madde ve nitrojen dioksit iken, dış ortam için bu kirletici partiküler maddedir. 

Hava kirliliğinin astım üzerindeki etkilerini özetlersek;

  • Astım için çevresel risk faktörüdür,

  • Hava kirliliğinin olduğu ortamda büyüyen çocuklarda akciğer gelişimi kısıtlı olmaktadır.

  • Hava kirliliği düzeylerindeki artışla, astım semptomlarında artış, astım alevlenmeleri ve astıma bağlı hastane başvurularında artış olmaktadır. Bu yüzden astımlı hastalar, hava kirliliğinin belirgin olduğu günlerde ev dışı aktivitelerden uzak durmalıdırlar.

  • Astım tedavisinden sonuç alınamamasına yol açabilir.

  • Hava kirliliği, solunum fonksiyonlarında bozulmaya yol açmaktadır.

  • Hava kirliliği, akciğer yapısı ve dokusunda bozukluğa neden olabilmektedir.

  • Hava kirliliği, solunumsal savunma fonksiyonlarında bozulmaya neden olabilmektedir.

DSÖ ev içi hava kirliliğini azaltmada alınacak önlemleri 3 kısımda özetlemiştir.

  1. Kirlilik kaynağına yönelik önlemler: 

Alternatif yakıtlar: Ev içindeki hava kirliliğini azaltmada en etkili önlemlerdir. Isınmada kömür veya biyolojik yakıtlar yerine daha temiz ve etkili olan doğalgaz, elektrik, güneş enerjisi ve LPG gibi yakıtlar kullanılmalıdır.  

Sobalar: Sobalar duman çıkışını azaltacak şekilde tasarlanmalı ve düzenli temizlenmelidir.

  1. Yaşanılan çevrede alınacak önlemler:

Özellikle oturma odaları ve mutfak düzenli olarak havalandırılmalı, mutfakta davlumbaz kullanılmalı, baca temizliği düzenli yapılmalı

  1. Kullanıcı davranışlarına yönelik önlemler:

Özellikle çocukların direkt olarak sigara ve soba dumanına maruz kalmaları önlenmelidir.

Yine DSÖ dış ortam hava kirliliğini önlemek için;

Endüstride; duman emisyonlarını azaltan temiz teknolojiler kullanılması, kentsel ve tarımsal atıkların düzgün şekilde imha edilmesi,

Ulaşımda; elektrikli araçlar gibi hava kirliliği yapmayan enerji kaynakları kullanılması, düşük kükürt içeriğine sahip, düşük emisyonlu yakıtlar ve araçlar kullanılması, yük ve yolcu taşımacılığında demiryolu kullanılması, toplu taşıma yaygınlaştırılması,

Kentsel planlamada; binalarda enerjinin etkin kullanılması, kayıpların engellenmesi,

Enerji üretiminde; düşük emisyonlu yakıtların, güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi yenilenebilir kaynakların kullanılması,

Kentsel ve tarımsal atık yönetiminde; atık azaltma, atık ayırma, geri dönüşüm ve yeniden kullanım stratejilerin geliştirilmesi, atıklarda biyogaz üretilmesi gibi önlemlerin geliştirilmesi önerilmektedir. 

Hem iç, hem de dış ortam hava kirleticisi olan sigara dumanına maruziyet çok önemlidir. Sigara içmek astım gelişimi için bir risk faktörüdür. Doğum öncesinde ve doğum sonrasında sigara dumanına maruz kalmak, çocuklarda astım sıklığını belirgin olarak artırmaktadır. Gebelikte sigara içen annelerin bebeklerinde akciğer gelişimi olumsuz etkilenmektedir. Bu bebeklerde ilk 1 yaşta hışıltılı solunum görülme olasılığı, annesi sigara içmeyen bebeklere göre 4 kat daha fazladır. Diğer hava kirleticiler gibi sigara dumanı astım kontrolünü bozmaktadır. Sigara, inhaler ve sistemik steroidlere direnç gelişimine ve hava yolu inflamasyonunda artışa neden olabilmektedir. Bu yüzden astımlı çocukların sigara dumanına maruz kalmamaları gereklidir. Astımlı çocukların ebeveynleri kesinlikle sigara içmemelidir.   

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Mahmut Doğru Çocuk Alerjisi, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları, Çocuk İmmünolojisi Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)