Makaleler 16/01/2025

Çocuklarda Yaygın Kaygı Sorunları

Psk. | Bilim Uzmanı Sibel Aydemir Psikoloji, Aile Danışmanlığı
Psk. | Bilim Uzmanı Sibel Aydemir
Psikoloji, Aile Danışmanlığı

Yaygın kaygı bozukluğu çocuklarda en yaygın görülen sorunların başında olmasına rağmen ebeveynler tarafından anlaşılması ve tespiti son derece güçtür. Çocuklar kaygılarını, endişelerini ve korkularını açıkça ifade edemezler. Çocuğun zihnindeki kaygı çeşmesi hep açıktır ve bir şey olmamasına rağmen sürekli kaygı üretebilir. Çocukların korkuları ve kaygıları gün içerisinde hayatın pek çok noktasında kendini gösterir ama ebeveynlerin bu işaretleri açıkça anlaması çok kolay değildir. Belirli bir nedene bağlanamadığı için en çok gözden kaçan bozukluktur. Bu çocuklar genellikle ebeveynleri ve yakın çevreleri tarafından utangaç, kuruntulu, çekingen, hassas, evhamlı ve ürkek olarak tanımlanırlar. Kaygılı çocuklar çok fazla soru sorarlar, televizyondaki olumsuz sahnelere bakmakta güçlük çekerler, çantalarını sürekli kontrol ederler (defterimi kalemimi, suluğumu vs. koydum mu?)

Çocuklarda Kaygı Belirtileri:

  • Günlük akış içerisinde bazı şeylerden aşırı endişe duyabilir ve kaygılı sorular sorabilirler (evimize hırsız girer mi, hastalanır mıyız, anneme babama bir şey olur mu, evimize yıldırım girer mi vs.).

  • İşittikleri ve gördüğü olaylardan olumsuz etkilenmektedirler.

  • Bir konuya odaklanmakta zorluk yaşayarak ve zihinlerini tam boşaltamazlar, yerlerinde duramayıp kıpır kıpır hareket ederler.

  • Evden başka bir yere gitmeyi, arkadaşlarıyla aktivitede bulunmayı reddederler.

  • Öfke nöbetleri, aşırı derecede irrite olma, saldırgan davranışlar gösterirler ve bu davranışların ardından kolayca sakinleşemezler.

  • Kolay yorulurlar ve okuldan eve yorgun gelirler.

  • Genel olarak ürkeklik ve tedirginlik halleri mevcuttur.

  • Uykuya dalmada güçlük yaşarlar ya da sık sık uykularından uyanırlar.

  • Tırnak yeme, yolma ve parmak emme gibi davranışlar gösterebilirler.

  • Uykuda dişlerini gıcırdatabilirler.

  • Baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı, çarpıntı, yüzde kızarma gibi bedensel bazı belirtiler gösterirler.

Çocuklarda Kaygı Bozukluğu Nedenleri

Genetik faktörler: Kaygı bozukluğu yaşayan çocukların neredeyse hepsinin ebeveynlerinde ya da yakın akrabalarında kaygı bozukluğu yaşayan kişiler bulunmaktadır.

Ebeveyn tutumları: Ailenin yetiştirme şeklinin aşırı kuralcı ve mükemmeliyetçi olması çocuklarda kaygı bozukluğu oluşmasına neden olabilmektedir. Müdahaleci ve mükemmeliyetçi anne babalar çocukları için güven verici, rahatlatıcı ve olumlu bir üs ya da örnek olmayı başaramazlar ve çocuklarının kaygılarına katkıda bulunurlar. Aşırı mükemmeliyetçi anne babaların çocuklarıyla ilgili yüksek başarı beklentileri ve bu beklentileri uygunsuz şekilde çocuğa yansıtmaları çocukta sınav kaygısı, okul kaygısı gibi belirtilerin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir ve çocuk her an hata yapacağı düşüncesinden dolayı yoğun bir kaygı yaşayabilir.

Eleştiren, küçümseyen ebeveyn tutumuna sahip olan anne babalar da çocukların özgüvenlerinin gelişimi, kendilerini ifade edebilme becerileri, hata yayıp bunlardan ders çıkarabilme becerileri ve diğer kişilerle iletişim kurabilme becerileri üzerinde olumsuz etkiye sahiptirler.

Ebeveynin kendi kaygısı: Kaygı öğrenilebilen bir durumdur. Ebeveynin kaygılı olması her duruma endişeli ve tedirgin bir tepki vermesi çocuk tarafından gözlemlenip öğrenilir. Gündelik olaylarla ilgili sürekli endişe duyan bir ebeveynden çocuğun öğreneceği en büyük şey “başına her an kötü bir şey gelebileceğidir”. Bu nedenle çocuk için güvenli ortam yaratması ve çocuğu sakinleştirmesi gereken ebeveynin sürekli endişe halinde olması çocukta güvensizlik duyguları yaratmaktadır.

Travmatik yaşantılar: Yaşanılan travmatik olayların güven duygusunu zedelemesi nedeniyle çocuklar kendilerini daha güvensiz ve endişeli hissedebilir. Travmatik şekilde bağlanılan kişiden bir ayrı kalma yaşandıysa çocuklarda güven duygusu zedelenebilir.

Çocukluk döneminde tedavi edilmeyen anksiyete bozuklukları başta depresyon olmak üzere çeşitli psikopatolojilerin görülmesine neden olabilir. Yetişkinlik döneminde ise depresyon ve diğer anksiyete bozuklukları başta olmak üzere diğer psikopatojiler üzerinde oldukça etkili olabilir. Bu çocuklar ileride aileden ayrılamama, üniversite için başka bir şehre gidememe, gitse bile uyum sağlayamayıp geri dönme, yeni bir işe başlayamama gibi hayatlarını kısıtlayacak şekilde davranışlar gösterebilirler.

Çocuklarda Kaygı Bozukluğunun Tedavisi ve Ebeveynlere Öneriler

  • Ebeveynlerin kaygıyı sürdürücü davranışlara dikkat etmesi gerekmektedir. Kaçma, kaçınma ve güvenlik davranışları engellenmelidir. Çocuklar endişe duydukları durumlardan kaçınmaya çalıştıkça bu endişelerini de beslemiş ve arttırmış olurlar. Ebeveynler çocukların korktukları durumlardan kaçınmalarını engellemelidir.

  • Ebeveynler çocuğa gereksiz hizmet etmeyi bırakmalıdır. Hizmet edilen her şey çocuğu bağımlı kılar. Bu nedenle çocuk kendi başına bir şeyleri halledebileceğine inanamaz ve kendini başarısız hisseder.

  • Ebeveynler çocuğu gereğinden fazla korumayı bırakmalılar ve çocuklarını daha fazla cesaretlendirmeliler.

  • Ebeveynler kullandıkları kaygı dilini bırakmalıdır. Çocuk daha fazla övülmeli ve girişimleri için teşvik edilmelidir.

  • Ebeveynler uzun uzun çocuğun kaygısını azaltacak açıklamalar yapmamalılar. Açıklamalar uzadıkça çocukların soracakları sorular da artacaktır.

  • Çocuğun kaygıları ve korkuları konusunda çocuğu gerçekçi olmayan şekilde cesaretlendirmemek gerekmektedir. Örneğin çocuğun korktuğu bir sınavda mutlaka başaracaksın, çok iyi bir not alacaksın gibi ifadeler kullanmaya gerek yoktur. Bu durumda ebeveynin, çocuğunun endişesini anladığını yapabileceği kadarını yapmasının yeterli olduğunu söylemeyi çocuğu rahatlatacaktır.

  • Çocuğun kaygılarını ve korkularını küçümsememek ya da bu kaygılara çok fazla önem vermemek gerekmektedir.

  • Çocuğun kaygılandığı konular hakkında detaylı sorular sorulmamalıdır.

  • Çocuğun kaygılandığı durumlar hakkında neler yapabileceğini önceden planlamak.

  • Dışsallaştırma tekniği: İçindeki kaygı bir şeye benzese ne olurdu?, o sana ne söylüyor bunu bir baloncuğa çizelim. Sonrada bu baloncuğu uçuralım.

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.