• Ana Sayfa
  • Çocukların Kimlik Gelişiminde Sözcüklerin Gücü ve Olumsuz Etiketler
Makaleler 05/05/2025

Çocukların Kimlik Gelişiminde Sözcüklerin Gücü ve Olumsuz Etiketler

Ceyda Doğan Ülker Çocuk Gelişimi, Aile Danışmanlığı
Ceyda Doğan Ülker
Çocuk Gelişimi, Aile Danışmanlığı

Bir çocuk, dünyaya geldiğinde, zihninde kendiyle ilgili tek bir kelime dahi yoktur.
Henüz “başarılıyım”, “yaramazım” ya da “zor bir çocuğum” gibi tanımların hiçbirini bilmez.
Peki, bunlar nasıl oluşur?

Cevabı basit ama derindir: Sözcüklerle.

İnsan ilişkilerinde, özellikle de çocuk yetiştirirken, fark etmeden kullandığımız kelimeler, çocukların kendilik algısının tuğlalarını oluşturur.

“Sen çok inatçısın”, “Sen zaten hep böylesin”, “Bir türlü uslanmıyorsun” gibi cümleler, belki anlık bir hayal kırıklığının ürünü olabilir.

Ama çocuk için bu kelimeler, bir anlık değildir.
Onlar için bu sözler, bir kimlik tanımı haline gelir.
Ve zamanla, kim olduklarına dair iç seslerini bu etiketler şekillendirir.

Bir Dilim Kekin Hatırlattıkları

Düşünün…
Etrafınızdaki insanlar size defalarca şöyle dedi:
"Sen keki harika yapıyorsun."
İlk seferinde sadece gülümsediniz. İkinci seferde şaşırdınız. Üçüncüde kendinize güvenmeye başladınız.

Dördüncüde biri kek yapacak kişi aradığında, kendiliğinden, “Ben yaparım” dediniz.
Çünkü artık, kek yapmak sizin güçlü olduğunuz bir alan haline gelmişti.

Peki ya tam tersi olsaydı?

Size sürekli “Sen hiç kek yapamıyorsun” denseydi, denemekten vazgeçer miydiniz?

Belki de bir gün harika bir kek yapacakken, sırf bu etiketler yüzünden hiç başlamayacaktınız.

Çocukların duygusal dünyasında da tam olarak bu olur.

Başka birinin onların kulağına fısıldadığı kelimeler, zamanla kendi iç seslerine dönüşür.
Ve kendilerine dair inançlarını, cesaretlerini, potansiyellerini ya büyütür, ya da küçültür.

Telefonda Bile Duyar, Hissederler

Bazen aileler, çocuklarının yanında üçüncü kişilerle konuşurken şöyle cümleler kurar:
“Ay bizimki çok zor çocuk, hiç söz dinlemiyor.”

Belki çocuğun o anda dinlemediğini sanırsınız. Belki oyun oynuyor görünür.
Ama emin olun, kalbi duyar.

Çocuklar kelimeleri sadece işitmez, duyguları da hissederler.
Bir yabancıdan bile gelse, bir etiket onların içinde yankılanır:
“Ben zor bir çocuğum.”

İşte bu yüzden, sadece çocuklarla konuşurken değil, çocukların yanındayken başka biriyle konuşurken de dikkatli olmak gerekir.

Telefon görüşmesinde, yan sohbetlerde, komşuya şikayet ederken…

Unutmayın: Onlar hep oradadır.

Ve sözlerimiz, onların aynasında derin izler bırakır.

Etiketler, Kendi Tanımlarımızı da Şekillendirir

Bu sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de geçerlidir.
Çocukluğunuzda çevrenizden sık sık şunları duydunuz mu?
- “Sen çok hassassın.”
- “Sen hep geç kalırsın.”
- “Sen zaten sabırsızsın.”

Bugün kendinizi tanımlarken bu cümlelerin etkisini hiç düşündünüz mü?

Kendinize “Ben çok hassasım”, “Ben sabırsız bir insanım” derken, gerçekten kendi deneyimlerinizle mi vardınız bu sonuca, yoksa başkalarının yıllar önce size yapıştırdığı etiketlerin izinden mi gidiyorsunuz?

Bazen öfkeliyken, bazen kırgınken, bazen yorgunken insanlar birbirini etiketler.

Ve eğer bu etiketler sık sık tekrar edilirse, kişi kendi hikâyesine bu kelimeleri yazmaya başlar.
Oysa gerçek kimlik, birkaç kelimenin sınırladığı bir çerçeveden çok daha büyüktür.

Bir Metafor: Bir Çiçeğe “Çürüksün” Derseniz…

Bir tohum ektiğinizi düşünün.
Toprağın üzerine eğilip her gün şöyle fısıldıyorsunuz:
“Sen büyüyemezsin.”
“Sen zaten zayıfsın.”
“Sen diğerleri kadar güzel olamazsın.”

O tohum yeşermeye çalışsa bile, köklerini zayıf salar.

Çünkü büyümeye niyet ettiği her anda, duyduğu ses onu aşağı çeker.

İşte çocuklar da böyle…

Büyümek, gelişmek, kimliklerini keşfetmek için çaba gösterirken, onların kulağına sevgi, umut ve destek fısıldamalıyız.

Eksiklik değil, imkan görmeliyiz.

Yanlış değil, gelişim fırsatları bulmalıyız.

Ne Yapmalı?

- Davranışı etiketleyin, kişiliği değil.
(“Şu anda söylediğin şey kırıcıydı” demek, “Sen kötü bir çocuksun” demekten çok farklıdır.)

- Olumsuz cümleler yerine gelişim odaklı cümleler kurun.
(“Bunu yaparken biraz daha dikkatli olabilirsin.”)

- Çocukların yanında telefonda ya da başka insanlarla konuşurken de olumlu bir dil kullanın.

- Kendi hayatınızdaki etiketleri gözden geçirin.
(“Ben böyleyim” dediğiniz özelliklerin hangisi gerçekten sizin, hangisi size öğretilmiş?)

- Her çocuğun bir süreç olduğunu unutmayın. Bugün gösterdiği bir davranış, kimliği değildir.
Bir yolculuğun sadece bir adımıdır.

Son Söz

Çocuklar için en güçlü hediye, kendileri hakkında umut dolu bir iç ses inşa etmelerine yardım etmektir.

Unutmayın, onların iç sesi, önce bizim sesimizden doğar.

Sözlerimizi seçelim.
Çünkü bir çocuğun kalbinde büyüyen her kelime, onun geleceğini şekillendirir.

Hazırlayan: Uzm. Ceyda Doğan Ülker

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.