Değeri Gözden Kaçan Mineral: Magnezyum

Yazar Ferda Ayhan YalçınPratisyen Hekim • 15 Ocak 2018 • Yorumlar:

Ege’de yaşayıp, bolca taze sebze meyve yediğimiz halde vitamin ve mineral eksikliklerimiz olabilir. Bunun sebepleri arasında endüstriyel tarım nedeniyle, aldığımız besinlerin, besin içeriklerinin azalmış olması ya da yanlış beslenme alışkanlıkları olabileceği gibi, bazı durumlarda ilerleyen yaşla birlikte vücudumuzun besin maddelerini absorbe etme ve kullanma yeteneğindeki azalmalar da yer alabilir. Ve bu eksikliler vücudumuzda bazı belirti ve bulgular ortaya çıkarabilir. Maalesef günümüzde, bu oluşan bulgulara yönelik baskılayıcı ilaç tedavileri yer alıp, bazen de ileri yaştaki kişiler için, “yaşınıza göre normaldir” şeklinde yorumlanarak, kök sebepleri araştırılmadan kabulleniliyor ve bu eksiklikler giderilmeden bırakılabiliyor.

 

Bu tür eksikliklerin başında magnezyum eksikliğini sayabiliriz. Magnezyum vücudumuzda normalde dördüncü en çok bulunan minerallerdir. Eksikliğine ilişkin bulgular çok sayıda olmasına rağmen, daha çok hücre içinde bulunmasından ötürü, kan tahlillerinde bu eksiklikleri saptamak nadiren mümkün olur. Magnezyumun vücutta 300 kadar enzimin yapısında bulunur. Kemik metabolizmasında kalsiyum kadar değerlidir ve vücuttaki miktarının %50’si kemiklerde bulunur. Toksinlerden arınmada ve antioksidan sistemlerde rol alır. Enerji metabolizması ve protein sentezinde yardımcıdır. Beyin sağlığını desteklemede çok önemlidir. Bu mekanizmalardaki görevleri düşünüldüğünde eksikliğinin ne çok bulgu verebileceğine şaşırmamak gerek sanırım.

 

Magnezyum eksikliğinin başlangıç bulguları şunlar olabilir:

  • İştah kaybı

  • Başağrısı

  • Mide bulantısı ve kusma

  • Halsizlik ve bitkinlik

Görüldüğü gibi bu bulgular oldukça belirsizdir ve başka nedenlerle de ortaya çıkabileceğinden, öncelikle magnezyum eksikliği diye bir konunun akla gelmesi gerekli ki, yeterli önlemler alınsın.

 

Bu bulguların dışında astım, kan pıhtılaşma bozuklukları, bağırsak hastalıkları, kabızlık, sistit, depresyon, diyabet, kalp hastalığı, hipertansiyon, uykusuzluk, böbrek taşları, kas-kemik erimeleri, kronik boyun ve sırt ağrısı, romatizma, sinir sorunları, kısırlık, preeklampsi, osteoporoz da magnezyum eksikliği ile ilişkili olabilmektedir.

 

Bunlardan korunmak için ilk yapılması gereken şey, beslenme durumunun analiz edilmesi olmalıdır; acaba beslenmemizde yeterli miktarda magnezyum içeren gıdalara yer verebiliyor muyuz? Aslında bol miktarda magnezyum içeren besin maddelerini bilmek, bunlardan tüketmeğe başlamak için ilk adımı oluşturacaktır. Öncelikle koyu yeşil yapraklı sebzeler taze kişniş, ıspanak, fesleğen, maydanoz gelir; yapılarındaki klorofil bol miktarda magnezyum içerdiğinden, bunlardan mümkünse organik ve çiğ olarak yemeğe gayret etmeliyiz. Kabak çekirdeği, kakao, keten tohumu, kimyon, badem, kaju, kepekli tahıllar da magnezyum içeren besin maddeleridir.

 

Beslenmemizde yeteri miktarda bu besinlerden bulundurmaya çalışmanın dışında, beslenme desteği olarak da magnezyum kullanılabilir. Ancak kullanmaya başlamadan önce, sağlık durumumuzun uygun olup olmadığını anlamak üzere doktorunuzla görüşmeniz daha doğru olacaktır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)