Dengeniz Yerinde Mi?

Yazar Nuri ÖzgirginKulak Burun Boğaz Doktoru • 2 Haziran 2021 • Yorumlar:

Hiç başınızın döndüğünü hatırlıyormusunuz? Otomobilinizin arka koltuğunda veya bir gemide yolculuk ederken neden mideniz bulanır, araç tutması olur?

Bu soruların yanıtlarını nasıl dengede kaldığımızın açıklamasını yapmakla mümkün olabilir.

Dengede kalabilmemiz için başlıca 3 organın desteğine ihtiyacımız vardır. Bunlar iç kulaktaki denge organı, gözler ve eklemlerden gelen ve oryantasyon bilgisini veren mesajlar. Beyincik bu sisteme destek olur. Ancak bu organların koordinasyonunu yapan bir merkeze ihtiyacımız vardır ki bu merkezi de beyin sapında bulunan denge çekirdekleri oluşturur.

Bu 3 ana sistemden bir tanesinin devre dışı kalması halinde dengemizi korumamız mümkündür ancak iki tanesi devre dışından kalır ise düşeriz. Eğer sistemleriniz sağlıklı ise bunu şöyle test edebirisiniz. Ayakta bacaklarınız bitişik vaziyette yere basarken gözlerinizi kapatırsanız biraz sallanırsınız ancak düşmezsiniz. Bunu tek ayak üzerinde basarken denerseniz gözlerinizi kapattıktan çok kısa süre sonra dengenizi kaybeder yere düşersiniz. İşte bu nedenden dolayı her iki kulağında birden denge problemi olan hastalar geceleyin karanlıkta sokağa çıkamazlar çünkü ciddi denge problemi yaşarlar.

 

Denge organı doğrudan işitme organı ile bağlıdır dolayısıyla denge organında bir problem olduğu zaman işitme organı da bu sürece katılabilir. Bu nedenledir ki denge problemlerinin araştırılmasında sıklıkla işitme tetkiklerini de istemekteyiz.

 

Baş dönmesi çok kötü bir duygudur, hele şiddetli ise.

Şiddetli başı dönen hastalarımız hayatta en kötü şeyin bu olduğunu söylerler. Her neyse ki baş dönmesi birçok hastalıkta kısa süreli oluşur. Bunlardan en sık rastlanılanı pozisyona bağlı baş dönmesidir. Çok tipiktir hastalarının anlattıkları..

 

Sabah uyandıktan sonra yatakta sağa veya sola dönerken şiddetli baş dönmesi hissettiklerini belirtirler. Veya yataktan kalkarken. Kısa süreli (bir kaç saniyelik) bir baş dönmesidir bu..Ama şiddetlidir. Hastaların işitme yönünden de yakınmaları yoktur.

 

Sizin de mi iç kulağımızdaki kristaller oynadı yoksa?

Evet iç kulak farklı kompartmanlardan oluşan bir organımızdır. Vestibül adını verdiğimiz ve bizim daha ziyade yer çekimine karşı dengemizi sağlayan bu organımızdaki “otolit” adını verdiğimiz kristallerin hareket halindeki dengemizi sağlayan yarım daire kanallarına kaçması ile olur bu baş dönmesi. Hareketimize bağlı bu kristallerin oynaması kanalların içinde bulunan sıvıları ve de dolayısıyla denge hücrelerini hareketlendirir ve sonuçta baş dönmesi hissi ortaya çıkar. Mekanizma bu olunca tabii ki tedavisinde ilaçların yeri yoktur. Ama kristallerin mutlaka asıl yerlerine geri dönmesi gerekir. Bu da bazı manevralar ile mümkün olur. Ama sağımızda ve solumuzda ayrı ayrı 3 er yarım daire kanalı olunca işler biraz karmaşık hal alır. Öncelikle bu kristallerin hangi yarım daire kanalını etkilediğini bulmak gereklidir ki uygun  manevrayı yapabilelim. İşte bu da özel tasarlanmış cihazlarla mümkün olur. Neyseki hastaların yarısına yakın kısmı kendiliğinden de düzelebilmektedir.

 

Ben şöyle söylerim hep. Bu hastalar şanslıdır. İlaç kullanmadan, ameliyat olmadan tedavisinin basit manevralar yardımı ile yapılabildiği bir durumdur. Keşke diğer hastalıklarımız da bu kadar basit biçimde tedavi olabilse.

 

 

Ya Meniere hastalığı? Gerçekten kabus mudur?

Meniere hastalığı en şiddetli baş dönmesi yapan hastalıktır. Hastalar çok muzdariptir. Çünkü krizler uzun sürer. Hatta bir günü bulabilir. Genelde iç kulakta “endolenf” adı verilen sıvı basıncının yüksek olması sonucu ortaya çıkar. Bütün olumsuzluklara rağmen Meniere hastalığının her aşamasının farklı tedavileri mevcuttur.

Erken dönemde tuz kısıtlayan diyetler yeterli olabilmektedir. Tabii tuzu kısarken potasyumdan zengin diyet önermekteyiz. Muz, kayısı (kurusu), patates, havuç ta olduğu gibi. Yasaklar.. Malum. Sigara, kahve (kafeinsiz olabilir) ve kolalı içecekler. Diyete rağmen krizler gene mi oluyor? O takdirde ilaç başlamaktayız. Basınç düşürücü ilaçları öncelikle tercih ermekteyiz. O da mı etkili olmadı? O zaman biraz daha invaziv işlemler devereye girmekte. Kulağın içine iğne yapmak, sıvının emildiği keseyi dekomprese etmek ve denge sinirini kesmek gibi...

 

Dengesizlik mi yaşıyorsunuz?

Genellikle iç kulaktaki denge organının iki taraflı hastalanması sonucu gelişen bu tabloda düşecekmiş hissine mi kapılıyorsunuz. Özellikle orta yaş üzeri grupta sıklıkla karşılaşıyoruz. Dengesiz olunca içinizden ne yapmak gelir? Gidip yatayım dersiniz, çünkü yatınca rahatlarsınız. Uzun süre istirahat ederseniz emin olun ki kalkınca  dengesizlik yakınmalarınız ikiye katlanmıştır. Hastalarımıza yatarak istirahat etmenin aksine hareketli objelerin bol olduğu ortamlarda yürümelerini önermekteyiz. Gözlerin (görmenin) dengenin sağlanmasında ana etken olduğunu belirtmiştik. Mesela bir alışveriş merkezinde yürürken sağlı sollu mağazaların vitrinlerine bakmak, dengesizlik için en iyi tedavi yöntemlerindendir. Ama gene de siz bütün bunları doktorunuza danışarak yapın.

 

Neden araç tutar?

Araç tutma hastalığı görsel referans noktaların kaybolduğu durumlarda ortaya çıkan tablodur. Hepimiz yaşamışızdır bu hoş olmayan duyguyu. Ancak araç kullanırken baş dönmesinin olmaması da ilginç gelmiştir kimi zaman. Bunun bilimsel açıklaması görmenin dış ortamda bir noktaya sabitlenmesidir. Yani gözler mesela araç kullanırken yola veya karaya paralel seyreden bir gemide iken kıyıya fikse oldu ise midemiz bulanmayacaktır. Bunun aksine aracın arka koltuğunda otururken veya geminin kamarasında iken çok daha fazla yakınmamız olacaktır. Bu nedenle araç tutan kişileri otomobilin ön koltuğunda oturtursanız (trafik kurallarına uygun biçimde) daha rahat edeceğini düşünebilirsiniz.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)