Depresyon Nedir? Ne Değildir?

Yazar Abdülkerim Kemaloğlu • 19 Şubat 2024 • Yorumlar:

Genelde depresyonun tanımları üzerinden olaya yaklaşır ve çözüm yollarını düşünürüz. Bunları yaparken gözden kaçırmamamız gereken önemli hususlardan birisi de depresyonu doğru tanımlayabilmektir. Bu bakış açısından yola çıktığımızda depresyonun ne olmadığına daha yakından bakacak olursak; çok yoğun olmadığı müddetçe hissedilen can sıkıntısı, gün içinde yaşanan olaylara verilen bir tepki olarak üzüntü hissetmek ve bu üzüntünün bir süre sonra hafifleyip geçmesi, çok sık olmamak kaydıyla yaşanılan moral bozuklukları gibi durumlar normal yaşam içerisindeki olaylara verilen tepkilerdir ve bir süre sonra geçip giderler. Bu anlamda değerlendirdiğimizde, ufak bir problemin ardından gelen olumsuz duyguyu hissetmemek adına çeşitli antidepresan ilaçlar başta olmak üzere çeşitli sakinleştirici etkisi olan medikal ilaçları doktora önerisi olmaksızın kullanmak mevcut durumu uzun vadede daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramaz. Ayrıca, ilaç kullanımı esnasında kişi kendisini geçici bir süre rahat hissedeceğinden dolayı problemin tamamen geçtiği inancına kapılıp yaşadığı duyguların üzerini örtüp o durumu unuttuğunu farz etmesi de oldukça sık görülen bir sonuçtur.

Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda ise depresyonu “yoğun üzüntü, enerji eksikliği, düşük öz-değer, yoğun suçluluk duygusu, yoğun boşluk hissi, umutsuzluk, uzun süre yataktan çıkmama ve yalnız vakit geçirme, günlük aktivitelerden uzaklaşma ve öz bakımın azalması” şeklinde tanımlayabiliriz. Bahsedilen bu olası semptomların içerisinden en çok göze çarpan husus ise genel anlamda yaşamdan zevk al(a)mama hissinin yoğun bir şekilde hissedilmesidir. Yukarıda tanımını yaparken bahsettiğimiz semptomlardan en az 4 tanesini 2 haftadan uzun bir süre boyunca yaşıyor olmak bize alarm veren bir unsur olarak değerlendirilmeli ve gerekli yardım için depresyon yaşayan kişinin yakın çevresindekiler tarafından gerekli adımlar atılmalıdır.

Bunun yanında, hafif ve orta depresyon seyrinde yapılması önerilen ve faydalı olan bir unsur spor yapmak ve sosyal anlamda yakın dostlarla vakit geçirmektir. Ağır depresyonda ise ilaç tedavisiyle birlikte psikoterapi almak tedavinin başarısı için elzemdir. Diğer bir önemli husus ise, depresyondaki kişiye “ takma ya geçer, tek üzülen sen misin şu dünyada? veya bu da bir şey mi ben neler yaşamıştım” gibi teselli etkisi olduğu düşünülen cümleler ile yaklaşılması sanıldığının aksine o kişiye yardım etmeyip kişinin daha da içine çekilmesine sebep olabilir. Bunun yerine sadece dinleyip yanında olduğunuzu hissettirmek yapılabilecek en iyi yaklaşımların başında gelir.

Tedavi sürecine ek olarak, bu dönemde kişinin karbonhidrat ve şekerden uzak bir beslenme tarzı benimsemesi de sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olmak ve onu korumak anlamında oldukça mühimdir. Çünkü vücutta üretilen ve mutluluk hormonu olarak bilinen “serotonin” hormonu %90 olarak bağırsaklarda salgılanır. Yani, mutlu olmak istiyorsak sağlıklı beslenmemiz mutlaka gereklidir. Aksi takdirde, uzun vadede depresyonun yeniden tetiklenme riski daima mümkündür.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)