Depresyon ve astım sağlık sistemi üzerindeki yüksek sosyoekonomik yüklerle ilişkili oldukça yaygın kronik durumlardır. Sistematik incelemeler ve popülasyona dayalı kohort çalışmaları, psikososyal faktörler ile astım arasında net bir zamansal ilişki olmaksızın güçlü bir bağlantı olduğunu bildirmiştir.
Çalışma ABD nüfusunun sağlığını izleyen Hastalık Kontrol Merkezleri Ulusal Sağlık Görüşme Anketi (NHIS) 2020 verilerinin geriye dönük bir analizini gerçekleştirilmiş.
Toplam 31.568 katılımcıdan 4.483’ü (%14,2) astım hastası olduğunu bildirmiş. Hiç astımı olan katılımcılar arasında, %25’i son 12 ay içinde bir astım epizodu yaşamış. Astımı olan depresif olmayan katılımcılarla karşılaştırıldığında, astım atakları en çok günlük olarak depresif hisseden katılımcılar tarafından rapor edilmiş, ardından haftalık, aylık ve yılda birkaç kez (%41,4 [depresif değil] - %37,4 [günlük] ve %27,6 [haftalık] vs %25,3 [aylık] vs %18,7 [yılda birkaç kez],P < .0001). Regresyon analizinde, yaş, cinsiyet, ırk, astım önleyici ilaçlar ve sigara içme durumu kontrol edildikten sonra, depresif hissetmeyen katılımcılarla karşılaştırıldığında, katılımcılar her gün depresif hissetmiş.
Dallas Kalp Çalışması’nda astımı olan hastaların bir alt kümesinin, akıl sağlığıyla ilişkili tanı alma olasılıklarının daha yüksek olduğu bulunmuş. Bulgular, hastaneye yatırılmamış hastalar arasında güncellenmiş bir ABD ulusal araştırmasını kullanarak, depresyonun şiddeti ile astım ataklarının olasılığı arasında bir korelasyon olduğunu göstermekte. Bir teori, depresyonla ilişkili yüksek inflamatuar mediatörlerin astımda patojenik bir role sahip olabileceğini düşündürmekte. Bu nedenle, depresif semptomların iyileşmesiyle daha iyi semptom kontrolü sağlayabilecek astımlıların belirlenmesi, bu hastalarda solunum, solunum fonksiyonu ve yaşam kalitesini iyileştirebilir. Bu iyileştirilmiş semptom kontrolü, teorik olarak, depresyonu olan hastalarda ciddi astım ataklarını azaltarak sağlık hizmetlerinden yararlanma maliyetlerinin düşmesine yol açabilir.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.