Embryo Havuzlama (Embryo Pooling)

Yazar Emre Göksan Pabuçcu • 24 Ocak 2019 • Yorumlar:

Kadınların yumurtlama yetenekleri ve kapasiteleri ile alakalı olarak yumurta rezervi kavramı gündeme gelmiştir. Yumurta rezervi, kişiye bağlı olarak az olabileceği gibi, geçirilmiş yumurtalık cerrahisi, kanser kemoterapisi gibi birtakım maruziyetler ile de azalabilir. Zayıf yumurta rezervi varlığı, kısırlık nedeni ile doktora başvuran hastaların önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Yumurtalıkların içerisindeki follikül havuzu adı verilen yumurta rezervi, her birey için farklılık göstermekle beraber yaş ile doğru orantılı olarak azalan bir kavramdır. Özellikle 36-37 yaşından sonra bu kapasitedeki azalma daha da belirgin hale gelmektedir. Bu nedenle, özellikle 40 yaşından sonra, az sayıda ve kötü kalitede yumurta varlığı nedeni ile hem kendiliğinden gebelik hem de tüp bebek yöntemi ile gebelikler oldukça azdır.

Kısırlık tedavisi için doktora başvuran ve özellikle yumurta rezervi kısıtlı olan olgularda birtakım özel yöntemler gündeme gelmiştir. Bunlardan bir tanesi de embryo havuzlama adı verilen özel tüp bebek yöntemidir. Bu yöntemde, tüp bebek tedavisi planı yapıldıktan sonra, gonadotropin dediğimiz yumurta gelişimini sağlayıcı iğneler uygulanmaya başlanılır. Yeterli sayıda ve olgunlukta yumurta elde edildikten sonra bu yumurtalar toplanır. Ancak, bahsedildiği üzere rezerv az olduğu için yeterli sayıda yumurta elde edilmesi şansı oldukça azdır. Birçok denemede ya hiç yumurta çıkmamakta ya da 1 veya 2 adet olgun yumurta toplanmaktadır. Bu nedenle, bir tüp bebek siklusu sonunda toplanan yumurtalar döllenip elde edilen embryolar dondurulur. Takip eden birkaç tüp bebek denemesi sonucunda aynı işlemler tekrar edilir. Böylelikle, birkaç deneme sonrasında havuzda yeterli sayıda embryo elde edilir. Son olarak da, elde edilip havuza atılmış olan embryoların içerisinden en kaliteli olanları ve hatta genetik işlemden geçirildikten sonra normal kromozom sayısına sahip olan embryolar bir seferde transfer edilir. Sonuç olarak da elde edilen gebelikler artmaktadır.

Bu yöntem ile, en iyi embriyoyu seçmek hem de transfer edilen embriyo sayısının artması nedeniyle gebelik şansı da yükselmiş olur. Aynı zamanda ileri yaş hasta grubunda sınırlı embriyo sayısı nedeniyle uygulanamayan PGT (PGD) işlemi de bu sayede elde edilen çok sayıdaki embriyoya uygulanarak, en sağlıklı embriyo seçilebilir ve yine gebelik şansı arttırılmış olur.

Başka bir bakış olarak tüp bebek denemesinde tüm embriyoları dondurup daha sonraki uyarılmamış siklusta transfer etmek de sonucu iyileştirebilir.

Tüp bebekte, tüm embriyoların dondurulması (total freezing) işlemine ilgi artmaktadır. Embriyoların dondurulduktan sonra ilerdeki doğal siklusta transfer edilmesi ovaryum stimulasyonunun endometriumun embriyoyu tutma kapasitesine (endometriyal reseptivite) olan olumsuz etkilerini de etkisiz hale getirmiş olur. Ovaryum stimulasyonun endometrial reseptivite üzerine ters etkisi olduğu ve OHSS (ovaryan hiperstimulasyon sendrom) riskini artırdığı görülmüştür.

Daha sonraki transfer için embriyoların hepsinin dondurulması implantasyonu arttırırken aynı zamanda gebelik oranını yükseltir ve daha güvenli tüp bebek tedavisi sağlamış olur. Bu nedenle stimulasyon sonucu elde edilen embriyolar dondurulup çözülerek, doğal siklustaki dinlemiş endometriuma transfer edildiğinde gebelik oranını yükseltmektedir.

Yine az embriyo elde edilen durumlarda transfer yapmadan tüm embriyolar dondurularak yeterli sayı ve kaliteye ulaştığında çözülüp transfer edildiğinde artan gebelik oranı elde edilmektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Emre Göksan Pabuçcu Kadın Hastalıkları Ve Doğum Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)