Emziklilik Döneminde Beslenme

Yazar Mesude EvirgenDiyetisyen • 21 Kasım 2016 • Yorumlar:

Gebelik ve emziklilik, doğurganlık çağındaki her kadın için doğal bir olaydır. Bu dönemlerde anne ve bebeğin sağlığını etkileyen birçok unsur vardır. Bunlar; annenin yaşı, gebelik sayısı, son iki gebeliği arasında kalan süre, varsa kronik hastalıklar ve ilaç kullanımı, genetik yapısı ve annenin yeterli ve dengeli beslenmesi olarak sayılabilir. Hamilelik döneminde olduğu kadar emziklilik döneminde beslenmede büyük önem taşımaktadır. Büyüme ve gelişme dönemindeki bebek için en önemli besin süttür.

Anne sütü bebeklerin büyüme ve gelişmelerini en iyi şekilde sağlamaktadır. Onları ishal gibi pek çok bulaşıcı hastalıktan, kansızlıktan, demir eksikliği anemisinden ve yaşamın ileri dönemlerinde ortaya çıkacak olan kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklardan korur.  Emzirme, anne ve bebek arasında psikolojik bir bağın kurulmasına aracı olur. Sağlıklı ve dengeli beslenen annelerin süt verimi ve kalitesi dengesiz ve kötü beslenen annenin sütüne göre çok daha fazla biyoyararlılığa sahip olup, vitamin yönünden de oldukça zengin olduğu araştırmalarda kanıtlanmıştır.

Süt yapımı ve sütün kalitesi tamamen annenin sağlıklı beslenmesi ile doğru orantılıdır. Sağlıklı beslenen bir anne günde ortalama 700-800 ml süt salgılar. Emziren annenin yeterli derecede süt salgılayabilmesi için günlük ihtiyacının haricinde ortalama 800 kalori ek kalori ihtiyacı vardır. Emzirirken ağırlık kaybı görülür harcanan enerjinin fazla olmasından dolayı ancak bu durumdan anne sütü etkilenmez.

Bu dönemde hamilelikte alınan kilolardan şikayetçi olabilirsiniz. Ancak öncelikli olarak amacınızın sağlıklı beslenerek süt veriminizin arttırmanız olduğunu bilin ve daha sonra beslenme uzmanına danışarak size özel hazırlanmış olan program ile sistemli şekilde ilerleyin. Katı yapılan diyetlerden ve şok diyet olarak adlandırdığımız kısa vadede yüksek kilolar vadeden diyetlerden mutlaka uzak durun. Yüksek fiziksel aktiviteden ve stresten kendinizi uzak tutun. Süt veriminizle ilgili kaygıya kapılmayın. Bebeğiniz ilk 20 günde minimum 500 gr almışsa sütünüz bebeğinize yeterlidir demektir. Bu süreçte aceleci olmayın ve keyifle anneliğinizin tadını çıkarın.

 

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İÇİN EMZİKLİLİK DÖNEMİNDE NELER YAPMALIYIZ?

  • Soğan, sarımsak, brokoli, kabak, karnabahar, acı baharatlar veya kuru baklagiller, anne sütünün tadını değiştirebilir. Bu durum bazı bebeklerde hu­zursuzluk (gaz oluşturması, emmeyi reddetme gibi) yaratırken, bazıları hiç fark etmeyebilir. Bebeğinizde ciddi birtakım huzursuzluklar gelişirse, bu tür besinler ya daha az sıklıkla tüketilmeli ya da hiç tüketilmemelidir.
  • Emziklilik döneminde zayıflama diyeti yapılmamalıdır. Bu dönemde enerji alımı günlük 1800 kalorinin altına düşerse, vücut için gerekli olan besin öğelerini yeterli düzeyde alınmamaktadır. Özellikle emziklilik döne­minin başında düşük kalorili bir diyet uygulaması süt yapımını azaltmakta ve sütün besin değerini olumsuz etkilemektedir.
  • Emziklilik döneminde alkol ve sigara kullanılmamalıdır.
  • Yeterli düzeyde anne sütü üretimi için yeterli miktarda sıvı almaya özen gösterilmelidir. Günde en az 10-12 bardak sıvı alınması yeterlidir. Emziklilik döneminde suyun yanı sıra besin değeri yüksek süt ve taze sıkılmış meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. Süt ve meyve suyu aynı za­manda diğer besin öğelerinin tüketimini de sağlayacağından, anne sütü verimliliğini de etkileyecektir. Örneğin; süt tüketimi kalsiyum, meyve suyu ise C vitamini sağlayacaktır.
  • Yeşil yapraklı sebzeler, kuru veya taze meyvelerin tüketimi düzenli şekilde yapılmalıdır.
  • Kalsiyum kaynakları olan süt, yoğurt, ayran tüketimi günde 3-4 porsiyon şeklinde olmalıdır.
  • Doğru karbonhidrat türleri kullanılmalı kompleks karbonhidratlar tüketilmelidir.
  • Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınmayan iyot, ancak iyotlu tuzun kullanılması ile anne sütünden bebeğe geçer.
  • Yeterli derecede protein kaynağı tüketilmelidir. Bu süreçte omega-3 kaynakları özellikle balık tüketimi yüksek tutulmalıdır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)