Ergenlik Dönemi Gelişimi

Yazar Özge ŞahnaPsikolog • 28 Haziran 2021 • Yorumlar:

Ergenlik çocukluğun sona ermesiyle başlar ve yetişkinlikten önce son bulur. Ergenlik döneminin başlangıcı da bitişi de tam olarak belli değildir. Dönemin uzunluğu cinsiyete göre de kişiden kişiye göre de değişiklik gösterebilmektedir. Ergenliğin başlangıcı ve bitişi erkek çocuklarında ve kız çocuklarında farklılık gösterdiği gibi dönemin özellikleri de farklılık gösterebilmektedir. Ergenlik dönemi yetişkinliğe hazırlanış sürecidir ve bu dönemde kişinin gelişimi pek çok yönden etkilenir.

Ergenlerin bu dönemde dış görünüşlerinde değişiklikler meydana gelmektedir. Bunun yanında psikolojik olarak da değişikliklerin olduğu bir dönemdir ve bu dönem çevreyle olan ilişkilerde de değişiklikleri meydana getirmektedir. Bu dönem bireyin özgürleşmeye başladığı dönemdir. Neyi istediğine kişinin kendisinin karar vermesi gerekmektedir. Aslında bu dönemde ergen “ben kimim?” sorusunun cevabına ulaşmaya çalışmaktadır. Neleri yapmaktan hoşlanıyorum, neleri sevmiyorum, ne olmak istiyorum, kim olmak istiyorum gibi birçok soruya bu dönemde cevap aranmaktadır. Erikson’un gelişim kuramına göre bu dönemde bu tür soruların cevaplarının bulunması gerekmektedir. Soruların cevabı verilmediği takdirde ise ergenler kim olduklarını belirleyememenin yanında, bir rol karmaşası içine de düşebilmektedirler.  

 Sosyal öğrenme kuramına göre ise gözlem yolu ile davranışlar şekillendirilebilmektedir. Bu da ergenlik döneminde oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Ergen bu dönem içerisinde örnek alabileceği insanlar aramaktadır ve bu insanlar genelde yakın çevresinde bulunan kişiler olan anne ve baba olmaktadır. Ergen bu dönemde annesinin ve babasının davranışlarına, aile içindeki yaşantılarına bakarak gelecekte nasıl bir insan olacağını şekillendirmektedir. Aynı zamanda Piaget’in bilişsel gelişimine göre bu dönemde ergen soyut düşünebilmeyi de gerçekleştirebilmektedir. Fikirler geliştirebilmekte ve inançlarını, değerlerini içselleştirebilmektedirler. Bu dönem de bir olayı farklı yönleriyle ele alıp, görmedikleri şeyleri bile anlamlandırabilmektedirler.

 Ergenlik gelişimin en zor dönemlerindendir. Bu dönemde ergen pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Dönem içerisinde ergenin hem fiziksel değişimini kabullenmesi, değişen vücuduna alışması gerekir, hem de duygu karmaşalarıyla başa çıkması gerekmektedir.

Kişilik Gelişimi

 Ergenlik dönemindeki kişinin kendisini tanımaya başlaması gerekmektedir. Erikson’un kuramına göre bu dönemin en önemli özelliği bir kimlik sahibi olabilmektir. Ergen kendisine sürekli “kimim?”, “ne olmak istiyorum?”, “gelecekte neler yapmak istiyorum?” gibi birçok soru sormakta, gelecekte hangi alanda çalışmak istediğini de yine bu dönemde belirlemeye başlamaktadır. Ergenin kendisinin farkına vardığı ve kendisine yönelik eleştirilerinin olduğu bir dönemdir.

 Bu dönemde ergen kimliğini oluşturmak için deneme yöntemi kullanmaktadır. Sürekli olarak farklı şeyler denemekte ve denediği şeylerin hangisinin kendisine daha uygun olduğunu bulmaya çalışmaktadır. Bir gün futbol oynarken başka bir gün basketbol oynayabilmekte ve sürekli giyim tarzlarını değiştirebilmektedirler. 

 Ergenlik dönemine kadar genel olarak ailenin istekleri göz önünde bulundurulup, bunlara göre hareket edilirken, bu döneme girdikten sonra kişi özgürleşme çabası içine girmektedir. Ergen kendi kararlarını kendisi almaya başlamaktadır. Çevresine daha az fikir sormakta ve başkasının fikirlerini uygulamaktan da kaçınmaktadır. Ergen kendi benliğini ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Bu dönem aynı zamanda ergenlikteki kişinin sorumluluk bilincinin de geliştiği bir dönemdir. Ergen bazı sorumluluklar almakta ve bunları da yerine getirebilmektedir. Ergenin kendisini ortaya koyma çabalarına karşılık bu dönemde ailenin de destekleyici olması gerekmektedir. Bu şekilde ergenin sağlıklı bir gelişim dönemi geçirmesine katkı sağlanmış olacaktır.

 Ergenlik dönemi aynı zamanda ergenlerin cinsel kimliklerini de oluşturdukları bir dönemdir. Her birimiz kadın veya erkek olmak üzere belirli bir cinsiyete sahip olarak dünyaya gelmekteyiz. Ancak bu sahip olduğumuz cinsiyeti içselleştireceğimiz anlamına gelmemektedir. Bedenimizin kadın gibi görünmesine rağmen kendimizi erkek gibi hissedip, kendi cinsimize de ilgi duyabilmekteyiz. Bu durum çocukluk döneminden itibaren gelişimine başlamakta ve ergenliğin bitişine doğru da son bulmaktadır.

 Bu dönemde ergen hem bireyselliğini ortaya koyabilmiş hem de aradığı bütün soruların cevaplarını bulabilmişse bu kimliğini başarılı bir şekilde oluşturabildiği anlamına gelmektedir.  

Duygusal Gelişim

 Bu dönemde ergenlikteki kişinin duygularında çok fazla değişme olur. Yaşadığı duygu durumları çelişkilerle doludur. Ergenler yaşanan bir olaya karşı aşırı öfke gösterip, sinirlenebildikleri gibi bu olaya karşı çok ılımlı ve pozitif de yaklaşabilmektedirler.

 Ergenlik döneminde genel olarak olumsuz duygular ön plana çıkmaktadır. Ergenler baskıcı ailelerine ve kısıtlamalarına karşı öfke gösterebilmektedirler. Bunun yanında kendilerine zarar verilebileceğini düşündüklerinde veya bir tehdit hissettiklerinde de öfkelenebilmektedirler. Öfke ise saldırgan davranışlar ile ortaya çıkmaktadır. Karşıdaki kişinin bedenine zarar vermek, karşıdakine hakaret etmek veya kırıcı sözlerde bulunmak öfkenin bu dönemde dışa vurum şekillerinden bazılarını oluşturmaktadır. Öfkenin dışarı vurulmadığı zamanlarda ise zarar gelebilecek şeylerden uzaklaşma veya soğuk ve öfkeli bir surata bürünmek gibi yöntemler ergenler tarafından kullanılabilmektedir. Ergenler birçok kez kendilerine de öfke duyabilmektedirler. Bir işi sürekli uğraşmasına rağmen yapamamak veya herhangi bir konuda başarısızlığa uğramak, ergenlerin kendilerine çok fazla sinirlenmelerine neden olabilmektedir.

 Bu dönemdeki öfke duygusu bir kişiye karşı sürekli gerçekleştiği takdirde ve ergenin de öfkelendiği kişiyi sürekli görmek durumunda kaldığı zamanlar olduğunda öfke, nefrete dönüşebilmektedir.

 Ergenlik döneminde öfkenin dışında korku duygusu da kendisini göstermektedir. Şimdiye kadar ki gelişim dönemlerinde çocuklar somut olan şeyleri anlamlandırabildikleri için genellikle de somut olan şeylere karşı korku hissedebilmişlerdir. Ancak ergenlikle beraber anlamlandırılan soyut kavramlar, ergenin bundan sonraki dönemlerdeki korkularının da soyut kavramlara yönelmesine neden olmaktadır. Ergenlik dönemindeki kişiler genelde azarlanmaktan, hiçbir şeyi başaramamaktan, insanlar tarafından alay konusu olabileceklerini düşünmekten, çevresindeki insanların kendisine karşı olumsuz bir tutum sergilemesinden korku duymaktadırlar. Ergenlik dönemindeki bu korkular bir yandan da ergenin kaygılı olmasına neden olmaktadır. Ergenlik dönemindeki kişiler kurdukları bazı hayallerin gerçekleşeceğini düşündüklerinde bile kaygı duyabilmektedirler. Genellikle utanç verici şeylerin gerçekleşebilme ihtimaline karşı kaygılıdırlar. İnsanların içinde küçük duruma düşeceğini veya rezil olacağını düşünmek, kaygılarının sadece bir kısmını oluşturmaktadır. Bu dönemde ergenin bulunacağı ortamlar kaygı düzeyi üzerinde etkili olmaktadır. Eğer ergen kötü, olumsuz bir ortam içinde bulunuyorsa kaygılarının daha da artması, olumlu ve çevresine uyumlu bir ortamda bulunuyor ise kaygılarının azalması beklenmektedir.

Fiziksel Gelişim

 Ergenlik dönemindeki değişimlerden biri de fiziksel değişikliklerdir. Ergenlik dönemindeki değişimler çok hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Fiziksel değişim de bunların bir parçasıdır. Bu dönemdeki fiziksel değişimler aileden gelen genlere ve tüketilen yiyeceklere göre de değişiklik gösterebilmektedir. Ergen bireyin hormonları bu dönemde diğer dönemlere kıyasla daha fazla çalışmakta ve bu da değişimlerin daha hızlı gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bu dönemde vücut, yetişkinlik dönemindeki görünüm için kendini hazırlamaya başlamaktadır. Bu dönemde boyda hızlı bir uzama ve bununla birlikte bir kilo artışı gözlemlenir. Kızlardaki değişimler erkeklerdeki değişimden 2-3 yıl önce başlamaktadır, bu da kızların belirli bir dönem içinde erkeklerden daha uzun ve kilolu olmalarına neden olmaktadır. Erkeklerin ergenliğe girmesiyle ise boy ve kilo artışı olarak erkekler kızları geçmektedirler. Bu dönem cinsel organların da geliştiği bir dönemdir. Erkeklerin de, kızların da cinsel organlarında gözle görülür bir büyüme ve gelişme gözlenmekte, aynı zamanda cinsel organlarda da ağırlık artışı oluşmaktadır. Dönem içerisinde belirgin olarak vücutta bir kıllanma başlamakta, ağırlıklı olarak ise koltuk altı ve cinsel organlarda yoğunlaşmaktadır. Erkeklerin sakallarının çıkması ve kızların menstrüasyon başlangıcı da ergenlik dönemi içerisindedir. Kızlarda ki menstrüasyon, bilinen adıyla ise adet kanaması başlangıçta düzensiz bir şekilde gerçekleşebilmekte daha sonra ise bir düzen içine girmektedir. Aynı zamanda adet kanamasının başladığı ilk zamanlar yumurtlama da olmayabilir. Ergenlik döneminin bir başka belirgin özelliği ise seste oluşan değişimlerdir. Çocukluk dönemindeki ince ses tonu bu dönem içerisinde kalınlaşmaya başlamakta ve yetişkinlikteki halini oluşturmaktadır. Vücudun genel olarak belirgin hatları da bu dönemde oluşmaktadır. Ergenliğe girmeden önceki çocuksu ve kıvrımsız vücut, dönem içerisinde kıvrım ve şekil almaya başlamaktadır. Kızlarda kalçaların genişlemesi, belin kıvrımının belirgin bir şekilde ortaya çıkması ve göğüslerin büyümesi, erkeklerde ise ensenin kalınlaşması, omuzların genişlemesi gibi değişimler oluşmaktadır. Yani bu dönem içerisinde çocuklukta ayırt edilemeyen vücutlar, net bir ayrıma kavuşmaktadır. Bu dönemdeki değişimler sadece dış görünüş üzerine de değildir, ergenlik dönemi iç organların da geliştiği ve ağırlıklarının arttığı bir dönemdir. Ergenlik dönemi fiziksel değişimleri açısından, kızların ve erkeklerin en belirgin şekilde birbirlerinden ayrılmalarını sağlayan dönemdir. Ergenlik dönemindeki bireylerin bazıları bu değişimler konusunda alışma sorunu yaşarken, bazıları ise değişimlerden oldukça memnun olup kolayca kabullenebilmektedir.

Bilişsel Gelişim

 Bilişsel gelişim doğduğumuz andan itibaren başlayan bir gelişimdir. Piaget’e göre çevremizdeki insanlar ile kurduğumuz etkileşimler ve yaşanmışlıklarımız bilişsel gelişimi etkileyebilmektedir. Bu dönemde ergenin amacı düşüncelerini bir dengeye ulaştırabilmektir.

 Ergenlik dönemindeki düşüncelerimiz, çocukluk dönemine göre farklılık göstermektedir. Bu dönemde soyut işlemsel düşünme ön plana çıkmaktadır. Bu düşünce problemleri çözebilmeyi, bir olay hakkında tahminlerde bulunabilmeyi ve soyut bir şekilde düşünebilmeyi sağlamaktadır. Ergen görmediği şeyler hakkında da tahminlerde bulunup bunu kafasında canlandırabilmektedir. Bu dönemde ergen çevresindeki kişiler ve kendisi hakkında çok fazla düşünür. Kendisinde ve çevresindeki insanlarda olmayan özellikleri, düşüncelerinde, sanki o özelliklere sahiplermiş gibi canlandırabilmektedir. Bu da kendisini ve çevresindekileri hayal ettiği özellikler ile kıyaslayabilmesini sağlamaktadır. Bu dönemde ergenin içinde bulunduğu sosyal yaşantı ve yaşanılan olaylara karşı bakış açıları, yaşanılanları nasıl anlamlandırdıkları da bilişsel gelişimin bir konusudur.

 Ergenlikte bilişsel gelişimin önemli konularından biri ise dilin gelişimidir. Ergenlik dönemindeki bireyler dil bilgisini ve kurallarını daha iyi anlamaya başlamaktadır. Kelimelerin mecaz ve gerçek anlamlarını ayırt edebilme, atasözlerini anlamlandırabilme, okudukları şeylerin konusunu, ana fikrini anlayabilme gibi gelişmeler de bu dönemde gerçekleşmektedir. Bu dönemde yazı yazma kabiliyeti de artış göstermektedir. Ergen bu dönemde yazı yazarken bir yandan da düşünebilme becerisi geliştirmektedir.

 Ergenlik döneminde bireyler kendilerini bir dizinin başrol oyuncusu gibi hissetmekte, bütün dikkatin kendilerinde olduğunu zannetmektedirler. Hiçbir insan tarafından anlaşılmayacaklarını düşünmektedirler. En güçlü duyguları kendilerinin hissettiklerini zannederler. Hiçbir insanın kendileri kadar sevemeyeceğini, kendileri kadar nefret hissedemeyeceğini veya kendileri kadar üzülemeyeceğini düşünmektedirler. Bu dönem içindeki bu tarz düşüncelerin soyut işlemsel düşünmeden kaynaklandığı tahmin edilmektedir.

Cinsel Gelişim

 Ergenlik döneminin önemli konularından biri de cinsel gelişimdir. Cinsellik gelecekteki tüm hayatı etkileyebilmektedir. Ergenlik dönemi içerisinde cinsel organların gelişimi çok hızlı gerçekleşmektedir. Kızların cinsel organı içe doğru olduğu için gelişimini gözlemlemek oldukça zordur ancak erkeklerin cinsel organlarındaki gelişmeler net bir şekilde gözlemlenebilmektedir. Erkeklerde ilk önce testislerin büyümesi gözlemlenir. Testislerin büyümesiyle birlikte sperm oluşumu da başlamaktadır. En son aşamada ise penis büyümektedir. Cinsel organ yeterli gelişimi gösterdiği zaman da ise boşalma yaşanmaya başlamaktadır.

 Bu dönemde bedenin fiziksel değişimi ve cinsel organların gelişmesiyle birlikte ergenin cinselliğe olan ilgisi de artmaktadır. Cinsellik ile ilgili birçok şey düşünmekte ve akıllarında sürekli cinsellik üzerine yeni sorular üretmektedirler. Karşı cinse ilgi artmakta ve bu dönemde karşı cinsle sevgili olma gibi durumlara yönelme gerçekleşmektedir. Ergenlik süresince erkeklerin, cinselliğe olan ilgisi kızlara oranla daha fazla olmaktadır.

Sosyal Gelişim

Aile ile Olan İlişkiler

 Ergenin sosyal gelişiminde birden fazla etken kendisini göstermektedir. Bunlardan en önemlisini aile oluşturmaktadır. Bu dönem de ergenin olayları yorumlamasını, değerlendirmesini kolaylaştırması için örnek alacağı bir anne babaya ihtiyacı olmaktadır. Ergenlik döneminde aile ve ergenin ilişkileri gelecek açısından oldukça önem taşımaktadır. Çünkü aile, ergene geleneklerini ve değerlerini aktarmakta, ergen ise öğrendiklerine göre bir hayat şekillendirmektedir. Bu dönemde ailenin davranışları da çok önemlidir. Çünkü ergen sürekli gözlem yapmaktadır. Aile arasındaki ilişkiler nasılsa ergen bunu örnek almaktadır, bu da ileride kendi ailesini kurduğu zaman nasıl davranacağını belirlemektedir.

 Bu dönem de ergenin ailesinden belirli beklentileri olmaktadır. Ailelerinin kendilerine karşı anlayışlı davranmalarını, yanlış hareketlerde bulunmayacaklarına inanmalarını, kendilerini dinlemelerini ve yol gösterebilmelerini, kendilerini takdir edebilmelerini beklemektedirler. Ailelerin bu dönemde ergenin bu gibi belirli isteklerini karşılayabilmeleri gerekmektedir. Ergenin gelişimine sağlıklı bir katkıda bulunabilmek için ona hala çocuk gibi davranmamaları gerekmektedir. Özellikle bazı durumlarda ona büyüdüğünü söyleyip, bazı durumlarda ise aklının bu tarz şeylere yetmeyeceğini, onun hala küçük bir çocuk olduğunu söylemek ergenin kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Aksine anne babanın bu şekilde ki tutarsız davranışları ergenin çevreye olan güven duygusunu da etkileyecektir. Bu dönemde karşılıklı olarak düşünceleri anlamaya çalışmak çok önemlidir. Ailelerin ergeni yargılamak yerine, kendisini ergen kişinin yerine koyması ve o şekilde düşünmesi veya ergeni dinleyip ona ve düşündüklerine saygı göstermesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu dönem yeteri kadar karışıkken, yargılanmak ergeni daha da kötü hissettirecektir.  

 Bu dönemde ailenin ergeni tamamen serbest bırakması doğru değildir ancak ergenin özgürleşmesine de izin verilmesi gerekmektedir. Ailenin, gencin sağlıklı bir ergenlik dönemi geçirebilmesi için bu iki durum arasındaki dengeyi sağlaması gerekmektedir. Çünkü ergen bu dönemde etrafında olanları, koyulan kuralları, eleştirmeye başlamaktadır. Bu denge sağlanmadığı takdirde aile içinde bir çatışma ortamı oluşacaktır. Eğer aile çok baskıcı bir aile ise ergen sürekli kısıtlamalara maruz kalacaktır. Aşırı baskıya maruz kalan ergenin ise gelişimi olumsuz etkilenmektedir. Ergen, zararlı alışkanlıkların kullanımına daha fazla yönelmekte, istenmeyen cinsel davranışlar gösterebilmektedir. Derslerindeki başarısı azalmakta ve daha sorumsuz bir genç halini oluşturabilmektedir. Ancak bu dönem arasındaki denge sağlandığında ergen daha sağlıklı bir dönem geçirip daha sorumluluk sahibi ve uyumlu bir birey haline gelebilmektedir. Ergenlik döneminin sağlıklı ve destekleyici bir şekilde geçirilmesi ergenin yeteneklerini geliştirebilmesini ve farklı ortamlarda da kendisini ortaya koyabilmesini sağlamaktadır. 

Arkadaşlar ile Olan İlişkiler

 Anne ve babadan sonra ergenlik gelişimini etkileyen bir diğer unsur ise arkadaşlar ile olan ilişkilerdir. Ergenlik döneminde gelişimin bundan önceki dönemlerine kıyasla arkadaş ihtiyacı daha fazladır. Gençler birlikte farklı şeyler paylaşabilecekleri insanlar aramaktadırlar. Anne ve baba ile olan sağlıklı ilişki bu eksiği kapatmamaktadır. Ergenlik dönemindeki gençler ortak bir şeyler paylaşabilecekleri, beraber bir yerlere gidebilecekleri, birbirlerine sahip çıkabilecekleri ve birbirlerine karşı güven duyabilecekleri arkadaşlıklar kurmak istemektedirler. Ergenlik döneminde kurulan arkadaşlıklarda ortak bir şeyler yapmak sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Gidilecek yerlere beraber gitmek, sürekli birlikte vakit geçirmek, aynı kıyafetleri giymek, birbirine benzeyen hareketlerde ve davranışlarda bulunmak bu dönemin arkadaşlıklarının özellikleri arasında bulunmaktadır. Bu dönem içerisinde gençler arkadaşlarından kendilerini dinlemelerini, anlamalarını ve desteklemelerini beklemektedirler. Ergenlik dönemindeki arkadaşlar ergenin kendisi hakkında bir fikir sahibi olmasını sağlamaktadırlar.

 Bu dönemde grup halindeki arkadaşlıklar da oluşmakta ve her genç bir gruba dahil olmaya çalışmaktadır. Gençler gruba dahil olabilmek için gruptakilere uyumlu davranışlar sergilemekte ve gruptaki insanların kendileri hakkındaki düşüncelerine de çok fazla değer vermektedirler. Bu arkadaşlık grupları içinde her zaman kişilerde öne çıkma isteği bulunmaktadır. Özellikle ergenlik döneminde dikkat çekme isteği oldukça artmaktadır. Öne çıkmak genelde dış görünüm ile alakalıdır. Bu yüzden bu dönemde değişik kıyafetler giyinme, tarz değiştirme sıklıkla karşılaşılan bir durum halini almaktadır.

 Ergenlik döneminde kurulan arkadaşlık ortamları ergenin gelişimi açısından oldukça önem teşkil etmektedir. Eğer ergen kötü ve zararlı alışkanlıkları olan bir arkadaş ortamının içine dahil olursa, bu ortamdan etkilenip, kötü alışkanlıklara yönelebilmekte ve olumsuz davranışlarda bulunabilmektedir. Ancak ergen bu dönemde iyi arkadaş seçimleri yapabilirse bu kendisinin olumlu davranışlara daha fazla yönelmesini ve duygusal olarak da kendisini daha iyi hissetmesini sağlamaktadır. 

Karşı Cins ile Olan İlişkiler

 Ergenlik dönemindeki gençler hemcinsleri dışında karşı cins ile de vakit geçirmeye ve arkadaşlıklar kurmaya başlamaktadırlar. Bu arkadaşlıklar hemcinslerle kurulan arkadaşlıklar gibi ortak paylaşımlara dayanarak kurulmaktadır. Bazı gençler karşı cinsle kurulan arkadaşlıklarda çok rahat olamamakta ve karşı cinsi tanıyana kadar da kendilerini gergin hissedebilmektedirler. Dış görünüş, ortak değerler, hoşlanılan ve zevk alınan şeyler arkadaşlık kurulmasında çok önemlidir. Ergenlik döneminde kızlar ve erkekler arasında romantik bir ilişki de yaşanabilmektedir. Yaşanılan bu ilişkiler ergenlikteki kişilerin birbirlerine olan güven duygularının, saygılarının ve sevgilerinin gelişmesini sağlamaktadır. Bu dönemdeki ilişkilerde de karşı cinse karşı cinsel bir düşünce ve ilgi vardır ancak bu üstü kapalı bir şekildedir. 

Kardeşler ile Olan İlişkiler

 Ergenlik döneminde diğer insanlarla olduğu gibi kardeşler arasında da problemler yaşanabilmektedir. Ergenlik dönemindeki çocuk her zaman bütün dikkati ve ilgiyi üzerine çekmek istemektedir ancak böyle bir durumda evde bir kardeşin bulunması evde bütün dikkati ve ilgiyi üzerine çekmek isteyen ergen açısından bir engel teşkil etmektedir. Bu durum ergenin kardeşini bir rakip olarak görmesine ve ona karşı saldırgan davranışlarda bulunmasına veya kendisini iyi, kardeşini ise kötü gösterecek davranışlarda bulunmasına neden olmaktadır.

 Ergenlik döneminde kardeşi olumsuz bir kişi olarak görmenin yanında, varlığının olumlu olduğu durumlarda bulunmaktadır. Ergen ailesiyle veya çevresindeki insanlarla konuşamayacağı bir şey olduğu zaman bunu kardeşi ile konuşabilmekte, sorunlarını paylaşabilmektedir. Bunun yanında evde daha önceden ergenliğe girmiş bir kardeş var ise bu ergenlik dönemindeki kişinin daha da anlayışla karşılanabilmesini sağlamaktadır.

Ergenlik Dönemi Sorunları

 Ergenlik dönemi kişilerin birçok açıdan değişiminin ve gelişiminin olduğu bir dönemdir ve bazen ergenler tüm bu değişimlere alışmakta zorluk çekebilmektedirler. Ergenlik dönemi ergenin değişimlerine alışmasının yanında kim olduğunu veya kim olmak istediğini de bulması gereken bir dönemdir. Eğer ergen bu dönemde kim olacağına cevap veremezse, üzerinde çok fazla baskı hissedecek ve bazı problemler yaşayacaktır. Ergenlik döneminde yaşanılan problemler, bundan sonraki hayatı da etkileyebilmektedir. Bu dönem içerisinde yaşanılan problemler sonucunda ergenlerin büyük bir çoğunluğu depresyona girmektedir. Depresyonun en önemli nedenlerinden biri dönem içerisinde aşırı kaygılı olmaktır. Aşırı kaygı, kişilerin cevap aradığı soruların hiçbirine cevap bulamamasından kaynaklanmaktadır. Ergenler sadece şu an için de değil, gelecekleri için de kaygılanmaya başlamaktadırlar. Tüm bunların sonunda depresyona giren genç sürekli duygu değişimleri yaşamaya başlamaktadır. Ergenlik dönemindeki çocuklar bu duygularla mücadele edebilecek kadar güçlü değillerdir. Depresyona giren ergenler kendilerini başarısız, güçsüz ve mutsuz hissetmektedirler. Uyumakta problem yaşamakta, kendilerini çevrelerindeki insanlardan soyutlamakta ve kendilerini sürekli halsiz hissetmektedirler. Odaklanmakta, dikkatlerini bir yere yöneltmekte sıkıntı yaşamakta, yemek yememeye başlamakta ve çok kolay sinirlenebilmektedirler. Bu dönemdeki depresyon gençlerin intihara yönelmesine neden olabilmektedir. Gençler olumsuz giden hayatları içinden bir kurtuluş yolu olarak intiharı görebilmektedirler.

 Bu dönemde ergen cinsel kimliğini oluşturmada da sorunlar yaşayabilmektedir. Eğer evde hem anne hem de baba bir arada bulunmuyorsa karşı cinsteki kişilerin birbirlerine olan davranışlarını gözlemleme olanağı olmamaktadır. Bu da ergenin karşı cinse karşı nasıl davranacağını bilememesine neden olmakta ve ergenlik döneminde hazır olunmayan bir cinsel ilişki yaşanabilmektedir. Hazır olunmayan cinsel ilişki ergenin pişman olmasına neden olur ve bu da kişiyi kötü bir dönemin içine çekmektedir. Aynı zamanda yeterli bilgiye sahip olmadan yaşanan cinsel ilişkilerde hamile kalma veya karşı taraftan hastalık bulaşması gibi durumlarda yaşanabilmektedir.

 Ergenlik dönemi süresince ergen kendisini ortaya koymaya, özgür bir insan olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır. Ancak bu kanıtlama çabası bazen yanlış arkadaş ortamlarının içine girmeye neden olmaktadır. Bu olumsuz arkadaş ortamları ise ergenlik dönemindeki genci çok kolay bir şekilde yanlış davranışların içine çekebilmektedirler. Ergen bu dönemde alkol tüketimine, sigara ve uyuşturucu madde kullanmaya başlayabilmektedir. Bu tür kötü maddelerin kullanımı ile birlikte ergende çevresine karşı bir soyutlanma, içine kapanma gibi davranışlar görülmeye başlamaktadır. Ergenler daha sık sinirlenmeye, okul hayatında sık sık başarısızlıklarla karşılaşmaya, çevresindekilerle iletişim kurmakta zorlanmaya ve kendilerine olan güvenlerini ve saygılarını da yitirmeye başlamaktadırlar.  

Sonuç

 Gelişim dönemlerinin bir parçası olan ergenlik, çocukluk ve yetişkinlik arasındaki dönemi kapsamaktadır. Konuyla ilgili çalışmalara bakıldığında birçoğunun ortak noktasını bu dönemde ergenlerin kimliklerini oluşturma ve özgürlüklerini ortaya koyma çabaları oluşturmaktadır. Bu dönemde ergenler çevrelerindeki insanlardan kendilerini desteklemelerini beklemektedirler. Ailelerin çocukları üzerinde bir baskı kurmaması ve onların bireyselliklerini ortaya koyabilmelerine yardımcı olmaları gerekmektedir.

 Dönem aynı zamanda ergende çok belirgin fiziksel değişimleri içermektedir. Çocukluk çağındaki erkek ve kız arasındaki ayırt edilemeyen vücutlar bu dönemde çok net bir ayrıma kavuşmaktadır. Bu fiziksel değişim de ergenlerin alışması gereken bir durumdur. Fiziksel değişimle birlikte kadın ve erkek olma duyguları ortaya çıkmakta ve karşı cinse olan bakış açısı da değişiklik göstermektedir. Dönem içerisinde ergenin düşüncelerinde de değişiklik olmakta, ergen, soyut düşünebilmeyi gerçekleştirmektedir.

 Ergenlerin bu dönemde bulundukları ortamlardan çok çabuk etkilenebileceklerinden, girdikleri ortamlara çok dikkat edilmesi gerekmekte ve hatta belirli durumlarda rehberlik hizmetlerinden yardım alınması gerekmektedir.

 Sonuç olarak hassas bir gelişim dönemi olan ergenlik dönemi çevredeki insanların anlayışı ve desteğiyle, ergenin ise kim olduğunun farkına varabilmesi ile sağlıklı bir şekilde sonlanabilmekte ve yerini yetişkinliğe bırakabilmektedir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)