Ergenlikte Gelişim

Ergenlik hiçbir bakımdan hayatın basit bir dönemi değildir.
Jean Erskine Stewart
İnsan yaşamı içinde ergenlik dönemi çocuklukla yetişkinliği birbirine bağlayan bir geçiş dönemidir. Çevresel, sosyal ve genetik faktörlerin çocukluk döneminde etkili olduğu gibi ergenlikte de etkilidir. Çocukluk döneminde daha çok anne babayla, öğretmenleri ve yaşıtları ile zaman geçiren ergen birey, artık yeni yaşantılar, gelişim ve biyolojik değişikliklerle karşı karşıya kalır.
Değişen bedenleri ile çok ilgilenen ergenler vücutlarının nasıl olduğuna ilişkin zihinlerinde imgeler oluştururlar. Yaşanan fiziksel değişimin psikolojik etkileri ise her bir ergenin yaşadığı bir süreçtir. Genellikle kızlar erkeklere oranla bedenlerinden daha az memnundurlar. Bu dönem ilerledikçe kızların bedenlerindeki hoşnutsuzluğun artmasının nedeni vücut yağlarının artıyor olması olabilirken, erkeklerin kendi bedenlerinden daha hoşnut olmalarının ise vücut kas oranlarının artmasından kaynaklı olabilmektedir.
Beyin gelişimi de bedendeki değişimlere paralel olarak ergenlikte değişir. Bilim insanları tarafından yapılan birçok araştırma ergen beyninin önemli yapısal değişikliklerden geçerek geliştiğini bulmuşlardır. Korpus kallosum(sol ve sağ beyni birbirine bağlar) ergenlikle birlikte kalınlaşır. Bu da ergenin bilgiyi daha iyi işleyebilmesine yardımcı olur. Ancak beyindeki ön lob, akıl yürütme, karar verme ve kendini kontrol etme ile ilgili olan kısım daha tam gelişmemiştir. Amigdala yani öfke gibi duyguları kontrol eden bölge ise ön lob dan daha önce gelişmektedir. Ön lob’un gelişimi 18-25 yaş arasında yetişkinliğe kadar devam etmektedir. Bu da bize göstermektedir ki ergenlerin güçlü duyguları olabilir fakat bu duyguları kontrol etmesi için gerekli olan ön lobun daha tam gelişmemesi sebebiyle zorluklar yaşanabilmektedir. Yani ergenlerin beyni duygularını yavaşlatacak frenlerden mahrumdur.
Ergenlik döneminde yeni beliren cinsel duygularla başa çıkmak ve sağlıklı cinsel kimlik oluşturmak çok yönlü bir süreçtir. Bazı ergenler cinsellikle ilgili çok fazla endişeliyken, bazılarının endişesi azdır. Bazıları cinsel olarak daha güçlü uyarılma yaşarken bazıları daha az uyarılır. Cinsel kimlik oluşturma sadece cinsel davranıştan ibaret değildir. Cinsel kimlik, fiziksel, sosyal ve kültürel etkenlerin rol oynadığı bir bağlamda gelişmektedir.
Ergenlerin sağlıklarını koruyucu davranışlarda bulunmaları önemlidir. Sağlıkla ilgili davranışların kazanılması noktasında ergenlik dönemi önemlidir. Düzenli spor yapma, sağlıklı beslenme gibi yaşamındaki düzenlemeler hem ergene faydalı olmaktadır hem de yetişkinlikte rahatsızlıkların önlenmesine katkı sağlamaktadır. Uyku düzenleri de ergen sağlığın etkiler. Bu dönemde uykuya biraz daha fazla ihtiyaç duyabilir. Yapılan bir araştırma da az uyuyan ergenlerin 9 saat ve daha fazla uyuyan ergenlerle kıyaslandığında az uyuyanların kendilerini uykulu hissettikleri, huysuz oldukları, okulda uyukladıkları, depresyonda oldukları ve kafeinli içecekler tükettikleri bulunmuştur.
Ergenlikte ben merkezlilik durumu ve kendine yönelik görüntüsü ve davranışlarına farkındalığı artabilir. Ergenler hayali bir seyirci gibi kendisi gibi diğer insanlarında onunla ilgilendiğine inanabilir. Ayrıca dikkat çekici davranışlar sergileyerek ilgi çekmeye, görünür olmaya ve sahnede olmaya çalışabilir. Örneğin sınıfa girdiğinde tüm gözlerin onun yüzündeki sivilcelerde olduğunu düşünebilir. Ergenlik dönemindeki pek çok kız zamanının çoğunu aynanın önünde geçirebilir.
KİMLİK
Ergenlikte önemli sosyoduygusal değişimler meydana gelir. Kendini anlamaya yönelik artan çabaları ve kimlik arayışı bu değişiklikler arasındadır.
Ben kimim? Neyim? Hayatımda neler yapacağım? Benim farkım ne? Ben kendi başıma nasıl yapabilirim? Bu sorular kimlik arayışını yansıtır. Kimlik birçok parçadan oluşan bir kendini betimlemedir ve şunları içerir:
 Kişinin izlemek istediği kariyer ve çalışma yolu (mesleki/kariyer kimliği)
 Kişinin muhafazakar mı, liberal mi yoksa orta yol mu olduğu (siyasal kimlik)
 Kişinin dini inancı (dini kimlik)
 Kişinin bekar, evli, boşanmış, vs. oluşu (ilişki kimliği)
 Kişinin başarmaya ne ölçüde güdülendiği ve ne derecede entelektüel olduğu (başarı kimliği, entelektüel kimlik)
 Kişinin dünya ya da ülkenin hangi bölümünden olduğu ve kendini kültürel mirası ile ne kadar tanımladığı (kültürel/etnik kimlik)
 Cinsel kimlik
 Kişinin yapmaktan hoşlandığı şeyler; spor, müzik, hobiler, vs. dahil olacak şekilde (ilgiler)
 Bireyin kişilik özellikleri; içe dönük ya da dışa dönük, endişeli ya da sakin, dost ya da düşman, vs oluşu gibi (kişilik)
 Bireyin vücut görüntüsü (Fiziksel kimlik)
Kimlik gelişimi parça parça olur. Kararlar tek kalemde verilmez; tekrar tekrar geri dönülür. Kimlik gelişimi düzgün bir şekilde değil daha çok sarsıntılı inişli çıkışlı biçimde olur.
“Sen kimsin?” diye sordu tırtıl. Alice, biraz utanarak: “Ben…Ben şimdi pek de bilmiyorum bayım, en azından bu sabah kalktığımda kim olduğumu biliyordum; ama galiba o zamandan beri birkaç defa değiştim” diye cevapladı Alice. (Lewıs Carroll)
Kimlik gelişimi erken dönemde başlar ancak kimlik gelişimine dair sorular ergenlikte önemli derecede artar ve genç yetişkinlikte ergenlik sonrasında ise önemli değişimlerle kendini göstererek tamamlanır. Büyümek kolay değildir. Ve ergenlik dönemi bir isyan, kriz, hastalık gibi de görülmemelidir. Ergenliğe bir değerlendirme, karar verme, sorumluluk alma ve dünya da kendi yerini edinme dönemi olarak tanımlamak daha doğru olur. Ergenlerin çoğu problemleri kendilerinden kaynaklanmamaktadır. Ergenlerin gerek duyduğu kendileri ile ilgilenen yetişkinlerin uzun dönemli desteği de bu dönemde oldukça önemlidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Melek Yıldız Türk Aile Danışmanlığı, Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)