İnsanlık tarihinin en eski hastalıklarından çürük (diş çürüğü), geçmişten günümüze pek çok farklı teknik ve malzeme ile tedavi edilmeye çalışılmıştır. Altın, platin gibi kıymetli metallerden, amalgam gibi metal bileşiklerine pek çok malzeme bu alanda kullanılmıştır. Ancak modernleşen insanların yenilenen ihtiyaçları ve yapılan bilimsel çalışmaların verileri doğrultusunda dolgu materyalleri de sürekli gelişmekte ve güncellenmektedir.
Günümüz diş hekimliğinde en çok tercih edilen dolgular, diş rengine ve fiziksel özelliklerine uyum gösterebilen malzemeler kullanılarak yapılır. Bu malzemeler genellikle kompozit reçineler, seramik ve zirkonya doldurucular gibi içeriklerin kombinasyonlarını içerir.
Estetik kompozit dolguların içerikleri ve üretim teknolojileri; dayanıklılık, estetik ve kullanım ömürlerini belirler. Çünkü bu malzemeler uygulanma esnasında tükürük ve kan gibi sıvıları istemeyen; ayrıca hassas yöntemlerle katmanlar halinde dişe uygulanması gereken ürünlerdir. Diş etinden gelen sıvılarla iç içe uygulanan estetik dolgu malzemeleri hiç de estetik olmayan sonuçlar verir.
Peki Estetik Kompozit Dolgularla Neler Yapabilmekteyiz?
Estetik Kompozit Dolguların Kullanım Ömrü Ne Kadardır?
Estetik kompozit dolgu teknolojisi; üzerinde çalışmaların sürdüğü, yenilenmekte olan bir alandır. Kompozit dolgular hem materyal olarak hem de uygulanma yöntemleri ile ilgili sürekli olarak güncellenmektedir. Bu nedenle biz hekimlerin de markette bulunan ürünleri iyi takip ederek bu yenilenme sürecine doğru bir şekilde entegre olmamız gerekmektedir. Alışık olduğumuz için aynı malzemeleri yıllarca değiştirmeden kullanmak sakıncalı olabileceği gibi, yeni çıkan her ürünü daha iyidir düşüncesiyle klinikte kullanıma sokmak da bir takım sakıncalar taşıyabilir.
Ancak şunu da belirtmek gerekir; günümüzde kullandığımız kompozit dolgu maddeleri ilk çıktıkları yıllardaki formlarından pek çok üstünlüğe sahiptir:
Estetik gelişmeler (Renk seçenekleri, şeffaflık seçenekleri, renk stabilitesi ve cilalanabilirlik özellikleri gelişmiştir.)
Dayanıklılık (İçerdikleri ve dayanıklılıkla yakından ilişkili olan partiküllerin formları, boyutları ve hacimce oranları optimize edilmiştir.)
Uygulama esnasında uğradıkları hacimce büzülme oranları minimalize edilmiştir.
Dişe uygulanmaları sırasında diş-dolgu bağlantısını sağlayan adeziv bonding teknolojisi gelişmiştir.
Uygulayıcı hekimler için ağız içi teknikler güncellenmiştir.
Polimerizasyonu (dolgunun sertleşmesini) sağlayan ışık cihazlarının teknolojileri yenilenmiştir.
Tüm bu gelişmeler sonucunda kompozit dolguların kullanım ömürleri de artmıştır. Ancak dolgunun kullanım ömrünü iyi yapılmış olmasının yanında hastanın günlük ağız bakımının da etkilediğini unutmamak önemlidir. Bu nedenle doktorlarımız dolgulara kullanım ömrü biçmemeyi uygun görmemektedir. Ancak düzenli kontrollerin aksatılmamasıyla oluşabilecek sıkıntıların erken fark edilmesi ve önlenmesi sağlanabilmektedir.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.