GEBELİK VE BESLENME


Hamile olduğunu yeni öğrenen kadınların pek çoğunda,en çok ilgi çeken konulardan birisi beslenme şeklinin nasıl olması gerektiğidir.
Çoğu kadın bebeğinin gelişimi için doğru ve dengeli beslenemediğini düşünür.Hatta ilk aylarında kilo alamayan gebeler endişelenebilirler.
Aslında tüm bu endişeler çoğu zaman gereksizdir.Çünkü bulantı ve kusmalar ile iştahsizlık problemleri ilk aylarda kilo almayı doğal olarak engelleyebilir.
Kimi zaman hastaların eline çeşitli diyetler verilmekte ve belli beslenme programlarına zorlanmaktadırlar.Bazı gebeliğin özel durumları haricinde bu tür yaklaşımların hiçbir bilimsel geçerliliği yoktur.Kadınları korkutaraksevmedikleri veya tolere edemedikleri gıda maddelerini tüketmeye zorlamak kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.Bu tür diyetler ancak konunun uzmanı diyetisyenler tarafından hastanın durumu göz önüne alınarak,doktorunun önerileri doğrultusunda ve kişiye özel olarak hazırlanabilir.
Ancak yine unutulmamalıdır ki bebeğin büyümesi,sağlıklı olması,ruhsal,fiziksel,zihinsel yönden iyi gelişmesi annenin sağlığı ve dengeli beslenmesiyle orantılıdır.
Annenin gebelik öncesi fiziksel gelişimini tamamlamış olması,besin depolarının yeterli olması ve yaşı , hem bebeğinin hem de annenin sağlığını koruyacak en öenmli etkenlerdir.Çünkü bebek, annenin besin yedeklerinden ve gebelik boyunca tükettiklerinden kendisi için gerekeni seçip alarak,büyür beslenir.
Annenin günlük yaşantısını sürdürecek yeterli enerji ve besin öğelerini alırken doğal yollardan fazladan alacağı protein,enerji,vitamin ve mineraller hem kendisi hem de doğacak bebeğin sağlıklı olmasının garantisidir.
Normal bir gebelik sürecinde annenin kendi gereksinimine ek olarak tükettiklerinin bebeğe aktarılması için annenin yaklaşık 10-12 kg alması yeterlidir.Bu artışı sağlayabilmek için gebelik öncesine göre bir gebe ek olarak günlük 20gr. Protein , 15-20 mg.demir, 500 mg.kalsiyum ve ortalama 300 kalorilik enerji alması gereklidir.
Gebelikte sıklıkla tüketilmesi gereken besin öğelerine göz atalım.
KALSİYUM
Kalsiyum, bebeğinizin gebeliğin 8.haftasından itibaren oluşmaya başlayan kemik ve dişlerinin gelişimi için gerekli bir mineraldir.
Gebelikte, normalde gerek duyduğunuzun miktarın iki katı kadar kalsiyum gereklidir.Çünkü gebelik boyunca diş ve kemiklerden sürekli bir kalsiyum eksilmesi olmaktadır.Kalsiyum açısından zengin besinler peynir, süt , yoğurt , ve yeşil yapraklı sebzelerdir.
Brucello, tifo benzeri hastalıklardan korunabilmek için tükettiğiniz peynirin ve sütün hijyenik ve iyi pastörize olmasına da özen gösterin.
PROTEİN
Gebelikte artan protein gereksinimi karşılamak için kırmızı ve beyaz et, süt ve süt ürünleri, yumurta , balık ,kuru baklagiller (fasulye,mercimek,barbunya…) gibi proteinden zengin besinler önerilir.
Proteinler,hayvansal ve bitkisel proteinler olarak ikiye ayrılır.Diyetlerde bitkisel ve hayvansal proteinler eşit oranlarda tüketilmelidir.
Hayvansal gıdalarda yağ mümkün ölçüde alınarak,etin yağsız şekilde tüketilmesi önerilir.Ayrıca balıkta proteinden başka bulunan Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri de bebeğin zeka gelişimi üzerine olumlu etkili maddelerdir.Tüketilen balık taze ve iyi pişirilmiş olmalıdır.
DEMİR
Gebelikte ‘’kan yapıcı’’yani demirden zengin gıdaların tüketilmesi ve özellikle de 4-4,5 aylardan sonra folik asitli demir ilaçlarının kullanımı önemlidir.Çünkü özellikle bu aylardan sonra demir eksikliğine bağlı olarak kansızlık (anemi) ortaya çıkabilir.
Aşırı derecede kansızlığı olan kişilerde kan haplarına (demir haplarına) gebeliğin erken dönemlerinde de başlanabilir.Ancak bu durumda zaten ilk aylarda sık olarak görülen bulantı,kusma ve mide şikayetlerinde artış olabileceğinden tedaviye başlangıç süresi bir kaç hafta ertelenebilir.
Gebelerde demir eksikliği halsizlik , bitkinlik ,nefes darlığı ,uykuya meyillilik ve çarpıntı gibi şikayetler oluşturabileceği gibi gebelikle ilgili olarak da erken doğum ,bebeğin rahim içinde gelişememesi,ölü doğum ve düşükler gibi komplikasyonlara zemin hazırlar.Ayrıca C vitamininden zengin meyve ve sebzeler de barsaklardan demir emilimini arttıracaklardır.
Genelde 4.aylardan sonra başlanılan demir hapları kesinlikle sütle birlikte içilmemelidir.Çünkü süt ,demirin emilimini azaltarak etkisizleştirmektedir.
Verilen demir hapının dozu hekim tarafından kişiye özel olarak ayarlanmaktadır.Kişinin kanının ileri derecede düşüklüğü kan ilacının dozunun arttırılmasına neden olabilir.Veya örneğin ikiz gebeliklerde vücudun demir gereksinimini artacağından dolayı doz yükseltilmesine gidilebilir.
Bazı kişiler demir haplarını mide şikayetlerinden dolayı gebelikleri boyunca kullanamayabilirler.Bu kişilerde,içilebilir (sıvı) demir solüsyonları kullanılabilir.Bazen de demir damar içi veya kas içi uygulamalarla hastalara yüklenebilirler.Çok ileri durumlarda ise kan veya eritrosit (kırmızı kan hücresi) tranfüzyonu (nakli) yapılması zorunlu hale gelebilir.
Bir kişide yoğun bir şekilde yapılan demir tedavilerine rağmen halen kandaki hematokrit ve hemoglobin değerleri düşük kalıyorsa demir eksikliği anemisi dışındaki anemiler veya barsak emilim bozuklukları (malabsorbsiyon sendromları) aranmalıdır.
C VİTAMİNİ
C vitamini demirin bağırsaklardan emiliminde , vücudun hastalık etkeni mikroorganizmalara karşı immun (bağışıklık) direncinin arttırılmasında ve metabolizmamızdaki pek çok biyokimyasal süreç için gerekli bir vitamindir.
Gebelikte C vitamini gereksinimi metabolizmanın hızlanmasına bağlı olarak artmıştır;
Ancak düzenli bir şekilde beslenen gebelerde hap şeklinde vitamin alınması önerilmemektedir.
C vitamini portakal , limon, kırmızı ve yeşil biber , domates , çilek , greyfurt , karnıbahar , lahana , Brüksel lahanası gibi pek çok taze meyve ve sebzelerde bulunur.vücutta depolanmadığı için her gün belli bir miktar alınmalıdır.
Uzun süre saklanan ve pişirilen besinlerde C vitamininin çoğu kaybolur.Besinleri tazeyken tüketmeli , iyi yıkanmış sebzeleri çiğ ya da az haşlayarak yemelisiniz.ayrıca gebelerde uzun süre beklemiş ,doğal içerikli olmayan , konserve ve benzeri gıdalar da önerilmez.
FOLİK ASİT
Bebeğin merkezi sinir sisteminin gelişmesi için özellikle gebeliğin ilk haftalardan itibaren ‘’B9 vitamini’’ yani folik asit alınması çok önemlidir.Vücutta depolanmadığı ve gebelik süresince normalden fazlasına gerek duyulduğu için her gün alınmalıdır.
Taze yeşil sebzeler folik asit kaynağıdır,ancak uzun süreli pişirmeler ve uzun süre bekleyen gıdalardaki miktarını azaltır.En çok ıspanak,yer fıstığı,fındık ,karnabahar,kepekli ekmekte mevcuttur.
Doğal gıdalar gebelerin folik asit açığını tam olarak kapatamayacağından ötürü gebeliğin ilk haftalarından itibaren hap olarak dışarıdan alınması uygun olacaktır.
Gebelerde folik asit eksikliğine bağlı bebeklerde ‘’nöral tüp defektleri’’ adı altında toplanan bir takım anormalliklerin (hidrosefali,spina bifida,anensefali) ortaya çıkabileceği gösterilmiştir.Ayrıca bu gebelerde preeklampsinin (gebelik zehirlenmesi)daha sık geliştiği gözlenmiştir.
Daha önceden folik asit eksikliği saptanmış veya nöral tüp defekt anomalili bebek doğurmuş kadınlar,gebe kalmayı düşündükleri tarihin en az 3 ay öncesinden itibaren folik asit alımına başlamalıdırlar.
LİFLİ GIDALAR (Posalı gıdalar)
Günlük beslenmenizin büyük bir bölümünü oluşturması gereken lifli (posalı) yiyecekler,gebelikte sık görülen kabızlığın ve bağırsak tembelliğinin önlenmesinde çok yararlıdır.
Genellikle tüm sebzeler lif açısından zengindir.Her gün bolca yiyebilirsiniz.Kepekli besinler de lif içerir,ancak diğer bazı besinlerin bağırsaklardan emilimini azalttığından aşırı tüketilmemelidir.
Lifli gıdalar en sık olarak kepekli ekmek , yulaf ezmesi , barbunya , kepekli makarnalar , kayısı , kuru üzüm , bezelye , pırasa , esmer pirinç , ahududu , kuruyemişte bol miktarda vardır.
GEBELİKTE SIVI ALIMI
Gebelik süresince bol miktarda su ve sıvı alımı sizin ve gebeliğiniz açısından son derecede yararlıdır.
Özellikle bol su tüketimi idrar yolu enfeksiyonu , oligohidramnios (bebeğin amnion sıvısının normalden az oluşu), erken doğum eylemi , solunum yolu enfeksiyonları , kabızlık , ,ishal gibi pek çok durumda koruyucu veya tedavi edici olabilir.
Gebelikte meşrubatlar ve meyve suları önerilmez.Çay ; açık olarak günde 2 fincan olarak içilebilir.Kahve , kafein içerdiğinden ötürü günde 1 fincanı geçmemek kaydı ile içilebilir.
Tamamen doğal ve hiçbir katkı maddesi içermeyen nane , limon , adaçayı , ıhlamur , kuşburnu , papatya gibi bitki çayları da gebelikte içilebilir.Ancak, ‘’sinemaki ve adaçayı’’nın içimi konusunda bazı endişeler vardır.O yüzden bu bitkisel çayın gebelik sırasında tüketilmesi önerilmemektedir.
Alkol , gebelikte kullanıldığında bebekte ‘fetal alkol sendromu‘ olarak tanımlanıp , zeka geriliği ve bir takım yapısal anormalliklerle kendini gösteren problemlere yol açtığından ötürü kesinlikle zararlıdır.
Gebelikte gereksiz kalori tüketimini de kısıtlamak gereklidir.Unutulmamalıdır ki, önemli olan annenin karnının yağ bağlaması değil içerideki bebeğin sağlıklı ve uygun gelişimidir.Bu yüzden kek , bisküvi , reçel ve meşrubat gibi temel besin öğelerinden yoksun şekerli yiyecek-içeceklerden mümkün olduğunca kaçınmak gereklidir.Ayrıca yağlı kızartmalar yerine haşlama türü gıdalar tercih edilmelidir.
Aşırı tuz tüketiminden de kaçınmak uygundur.Özellikle son aylarda aşırı tuzlu yeme ile vücutta ödem artabilir, tansiyon yükselebilir ve kendinizi daha rahatsız hissedebilirsiniz.
Hangi besin kaynakları ne işe yarar?
Et,yumurta,kurubaklagilleri:Beyin , kas , kemik ve dişlerin gelişimi ve kan yapımında görevlidir.Protein ve demir gereksinimini karşılarlar.
Süt ve süt ürünleri;Kemik, diş gelişimi ve büyüme ile görevlidirler.Protein ve kalsiyum kaynağıdırlar.
Sebze ve meyveler:Büyüme ve gelişme için vitamin ve minareleri sağlarlar.
Tahıllar:Kalori ve B grubu vitamenleri içerdiklerinden büyüme ve gelişmeye için önemlidirler
Yağ ve şekerler: Sadece enerji içerirler ve enerji açığını kapatırlar.
Yeterli ve dengeli beslenmede dikkatli bir şekilde tüketmek zorunda olduğumuz bu besin gruplarını gebelikte de aynı özenle tüketmeliyiz ki sağlıklı yaşayabilmek için doğru beslenme alışkanlıklarını kazanabilelim.
‘’Gebelik diyet yapmak için uygun zaman değildir’’
Yaş, boy ve hareket durumumuza göre uygun ağırlıkta gebeliğe başlanmalıdır.Çok kilolu bir gebeyi zayıflatmak gebelik sürecinde doğru değildir,kilosunu korumaya çalışmak ve özellikle dördüncü aydan sonra kalori kısıtlamasına gitmemek gerekir.
Beslenmede yüksek kalorili yiyeceklerin fazlaca almasına engel olmak,ancak gebelik için gerekli temel besin öğelerini alarak gereksinmeleri karşılamak esastır.
Ergenlik çağında olan veya yaşantısı gereği çok hareketli gebelerde ise mutlaka olması gereken,kilonun korunması ve ek olarak gebelik için artan gereksinimin karşılanmasıdır.
Gebelikte ağırlığın takibi çok önemlidir.İlk üç ayda 0,5-1kg , sonraki aylarda ise ortalama 1,5-2,0 kg ağırlık kazanması uygundur.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Çiğdem Karas Kadın Hastalıkları Ve Doğum Op. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)