GEBELİKTE BESLENME

 

GEBELİKTE BESLENME

Beslenmeyle ilgili gebelikte kaliteli bilimsel çalışma yapmak birçok zorluk içerir:

  • Beslenmenin, bebeğin gelişimini etkileyebileceği kritik dönem net bilinmemektedir.

  • Normal gebelikteki birçok fizyolojik değişiklikler

  • Gebeliğe uyumdaki çok farklı bireysel farklılıklar

  • İnsan gebelerde çalışma yapılamaması

  • İnsana uyarlanabilecek iyi bir hayvan modelin olmaması

BESLENME DURUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

İdeal olan, gebelik öncesi başlayan beslenme değişikliklerinin, gebelik boyunca ve lohusalıkta da düzenli gözden geçirilmesidir.

Tıbbi Öyküde Sorgulananlar:

Anne ve bebeği için beslenmeye bağlı sağlık sorunları öykü ile aydınlatılır. Örneğin, nöral tüp defekli doğum öyküsü olan kadına, 0.4 mg yerine 4 mg folik asid önerilir.

Bir sorgulama ile beslenme alışkanlığı değerlendirilir.

1. Beslenme Alışkanlığı Sorgulaması

Ne yediğiniz ve yeme alışkanlıklarınız sağlığınızı etkiler. Beslenme durumunuzun doğmamış bebeğiniz üzerinde de çok önemli etkileri vardır. Lütfen aşağıdaki sorulara uygun cevabınızı daire içine alınız:

Beslenme Davranışı

  1. Aşağıdaki şikayetler sık olur mu?

Bulantı Kusma Mide yanması Kabızlık

  1. Haftada en az 3 defa öğün atlar mısınız? Evet Hayır

  2. Kilonuzu kontrol etmek için yemek miktar veya

çeşidini sınırlar mısınız? Evet Hayır

  1. Özel bir diyet uyguluyor musunuz? Evet Hayır

  2. Sağlık veya inanç nedeniyle tüketmediğiniz bir

besin var mı? Evet Hayır

Besin Kaynakları

  1. Beslenmeniz gerektiği kadar besleniyor musunuz? Evet Hayır

  2. Yemek yardımı alıyor musunuz?

Kahvaltı Öğlen yemeği Akşam yemeği Kupon

Yiyecek ve İçecekler

  1. Dün neler içtiniz?

Meyve suyu Çay Türk kahvesi Filtre kahve

Soda Süt Bira Şarap

Su Alkollü içecek Diğer

  1. Dün hangilerini yediniz?

Peynir Pizza Makarna Yoğurt Gevrek Mısır

Patetes Tatlı patates Yeşil salata Havuç Ispanak Turp

Bezelye Brokoli Taze fasülye Kabak Patlıcan Domates

Karnıbahar Diğer sebze

Elma Armut Portakal Greyfurt Mandalina Muz

Ayva Kavun Karpuz Çilek Erik Kiraz Diğer

Kırmızı et Balık Tavuk Yumurta

Mercimek Kuru fasulye Nohut Diğer hububat

Salam Sucuk Pastırma Sosis

Kek Pasta Börek Hamur tatlısı Bisküvi

Cips Papates kızartması Donmuş gıda

Ekmek Dürüm Pide Diğer tahıllı ürünler

 

Bunlardan tam tahıl olan var mıydı? Evet Hayır

  1. Dün yedikleriniz genel yemek şekliniz mi? Evet Hayır

Yaşam Tarzı

  1. Düzenli en az 30 dakika spor yapar mısınız?

En az haftada 3 defa Evet Hayır

  1. Sigara / tütün / puro / nargile içer misiniz? Evet Hayır

  2. Alkol kullanır mısınız? Evet Hayır

  3. Hangisini kullanırsınız?

Reçeteli ilaç Reçetesiz ilaç Diğer

2. Madde kullanımı: sigara, alkol, uyarıcı gibi.

3. Vitamin veya bitkisel takviyeler: Folik asid önceden alımını önerilirken bitkisel takviyelerin güvenliği bilinmediğinden önerilmez. Bazı vitaminler de yüksek dozda zararlıdır (A vitamini gibi)

4. Bazı gıdaları hiç almama, öğün atlama, özel diyetler: beslenme eksikliği nedenidir.

5. Diyet öyküsü, kilo alıp vermeler

6. Hastanede yatmayı gerektiren veya ilaç kullanımı gerekn beslenme bozuklukları

7. Obezite ameliyat öyküsü: Kimi besinve vitamin eksikliği nedenidir.

BESLENME DURUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Günde 3 öğünü, sebze, meyve, tam tahıl, az yağlı süt ürünleri ve birkaç çeşit protein kaynağı (et, deniz ürünü, süt ve süt ürünü, bakliyat) içerecek şekilde beslenen bir kişi çoğunlukla yeterli gıda alıyordur. Öğün atlayan, yüksek oranda karbonhidrat veya yağ tüketen bir kişinin ise diyetisyene yönlendirilmesi gerekir.

Fizik Muayene

Boy ve kilo ölçülerek ‘Vücud Kütle İndeksi’ (VKİ) (Body Mass Index=BMI) hesaplanır. Gebelik öncesi kilo biliniyorsa kaydedilir. Türk toplumu için gebelik öncesi VKİ= 18.5 - 24.9 kg/m2 arası normaldir. Özellikle, besin eksikliğini ve tibbi rahatsızlıkları işaret edecek bulgular yönünden muayene yapılır.

GEBELİK ÖNCESİ TAVSİYELER

Folik asid, 0.4 mg/gün alınmalı. Diyabet, fenilketonüri gibi metabolik hastalığı olanlarda, metabolik kontrol belirteçleri normal sınırlarda olmalı. Obez olanlar, kilo vermeli.

GEBE İÇİN TAVSİYELER

Gebelikte sağlıklı beslenmenin temel bileşenleri şunlardır:

  • Uygun kilo alımı

  • Yeterli, ancak aşırı olmayan kilo alımını sağlayacak miktarda her çeşit, muamele görmemiş gıda tüketimi

  • Uygun vitamin ve mineral desteği

  • Zararlı maddelerden kaçınma (alkol, sigara gibi)

  • Güvenli gıda tüketimini

GEBELİKTE KİLO ALIMI

Anne yaşı, gebelik öncesi kilo ve çoğul gebelik gözönüne alınarak gebelikte kilo alımı belirlenir. Gebelik öncesi kilo ve gebelikte kilo alımının, yenidoğan kilosu ve gebelik süresine, birbirinden bağımsız, ama beraber, daha da fazla etkileri vardır. Örneğin, zayıf olup gebelikte az kilo alanlarda düşük doğum tartılı yenidoğan, erken doğum ve tekrarlayan erken doğum oranı daha fazladır. Obez kadınlar da ise iri bebek, erken doğum, miyad aşımı ve diğer bazı gebelik sorunları daha sık görülür. Obezlerde gebelik öncesi önerilen ideal diyet, dengeli, düşük glisemik indeksli ürünlerden oluşan, maksimum %30’u yağ, % 15-20’si protein olan ve işlenmemiş tam tahıl, meyve, sebze ve hububata ağırlık veren diyettir.

Gebelikte kilo alımı kişisel ele alınmasına rağmen, genellikle tekiz gebeliklerde önerilen ise şöyledir:

VKİ < 18.5 kg/m2 (düşük kilo) – kilo alımı 12.5 - 18.0 kg

İlk 12 hafta 0.5 - 2 kg; sonrasında 0.5 kg/hafta

VKİ = 18.5 - 24.9 kg/m2 (normal kilo) – kilo alımı 11.5 - 16.0 kg

İlk 12 hafta 0.5 - 2 kg; sonrasında 0.5 kg/hafta

VKİ = 25.0 - 29.9 kg/m2 (kilolu) – kilo alımı 7.0 - 11.5 kg

İlk 12 hafta 0.5 - 2 kg; sonrasında 0.25 kg/hafta

VKİ ≥ 30.0 kg/m2 (obez) – kilo alımı 5 - 9.0 kg

İlk 12 hafta 0.5 - 2 kg; sonrasında 0.25 kg/hafta

BESİN ÖNERİLERİ: KALORİ

Kalori alımı, yenidoğan kilosunu belirleyen ana etkendir. Normal kiloda tekiz gebeliği olan bir annenin, gebe olmayana göre kalori ihtiyacı %17 arttığı için ilk 12 haftadan sonra uygun kilo alımı için günlük kalori alımını 300 kcal arttırması yeterlidir. Ancak, bu ihtiyaç yüksek besin yoğunluğunda olmalıdır. Yani, 100 kilokalorideki protein, vitamin ve mineral oranı önemlidir. İlk 12 haftada ise böyle bir gerek yoktur. Yine de, enerji ihtiyacının yaş, kilo, boy ve günlük aktivite ile değiştiğini unutmamak gerekir.

BESİN ÖNERİLERİ: PROTEİN

Protein, günlük gebe diyetinin %20’sini oluşturmalıdır. Tüm gebelik boyunca 1 kg protein tüketimi gerçekleşir ki bunun çoğu son 6 aydadır. Bu ihtiyacı karşılamak için 1.1 g/kg/gün protein alımı (yaklaşık günde maksimum 60 gr) önerilir (gebe olmayanlarda bu 0.8 g/kg/gün’dür). Hayvansal protein tüketirken yağ da alındığını unutmamak gerekir. Beslenme yetersizliği olan kadınlarda protein takviyesinin gebelik sonuçlarında iyileştirici bir etkisi görülmemiştir.

BESİN ÖNERİLERİ: KARBONHİDRAT VE YAĞ

Karbonhidrat—İhtiyaç 175 g/gün (gebe olmayanda 130 gr/gün). Gebe diyetinin %50’si karbonhidrat olmalıdır.

Yağ—Alınan yağ miktar ve çeşidi, doğum tartısı, gebelik süresi ve nörolojik gelişimle ilişkilidir; ancak, çalışma sayısı az ve sonuçlar çelişkili olduğundan gebelikte alınması gereken ideal yağ tipi ve miktarı net değildir. Trans yağ asitleri, annenin aldığı miktarla orantılı olarak bebeğe geçer. Trans yağ asitlerinin, bebeğin büyüme ve gelişimine olumsuz etkisinden dolayı tüketilmemesi önerilir. Günlük yağ tüketimim, gebe diyetinin %30’undan fazlasını geçmemelidir.

ÖRNEK NORMAL GEBE DİYETİ

Tipik bir gebelikte kalori ihtiyacı çok artmamasına rağmen, bazı besin gereksiniminin göreceli fazla olmasından dolayı, gebeler yüksek kalitede besinden yoğun gıda tüketimine odaklanmalıdır; gereksiz kalorili yemek ve içeceklerden uzak durmalıdır.

Normal bir gebenin örnek diyeti besin piramidine uygun olarak şunları içermelidir: 6-11 porsiyon tahıl, 3-5 porsiyon sebze, 2-4 porsiyon meyve, 3-4 porsiyon süt-süt ürünü, 2-3 porsiyon et, tahıl veya hububat; ve 1 porsiyon tatlı. Toplam enerji ihtiyacı, vücud kütle endeksine göre değişir, ama ortalama 2500 kcal/gün’dür. Haftada 2-3 porsiyon balık da önerilir.

BESİN ÖNERİLERİ: MİKROBESİNLER

Yeterli beslenmeyen gebelere, multivitamin takviyesi önerilir. Besin eksikliği riski olanlar ise çoğul gebeler, sigara içenler, 19 yaş altı gebeler, vejeteryanlar, madde bağımlıları ve laktaz eksikliği olan gebelerdir.

BESİN ÖNERİLERİ: MİKROBESİNLER

Multivitamin içeriği ürüne göre değişir. En azından, sadece diyetle alınmayan anahtar mineral/vitamin içeriği şöyle olmalıdır:

●Demir – 30 mg

●Folat – en az 0.6 mg

●İyot – en az 150 mcg

İyi beslenen bir gebenin bunlar dışında ihtiyacı olmayacaktır; ancak, bir beslenme uzmanı tarafından besin eksikliği değerlendirilmesi gereken gebeler de vardır.

Erişkin gebe ve emziren lohusada vitamin ve mineraller için günlük önerilen ve tolere edilebilen üst sınırlar

 

MİKROBESİNLER: DEMİR

İyi dengelenmiş besin bile yeterli demiri sağlayamadığı ve demirin emilimi zor olduğundan mutlak gebe takviyesi önerilir. Gebelik ve lohusalık döneminde toplam demir kaybı 1000 mg’dır. Ağızdan alınan demirin ancak %10’u emilebilir. C vitamini demir emilimini arttırır. Çinko ile beraber alındığında emilimi azalır. Kansızlığı olmayan gebede 30 mg/gün demir alımı önerilir ki çoğu vitamin takviyesinde vardır. Demir eksikliği olanlarda ise (birinci ve üçüncü üç ayda Hb <11 g/dL veya ikinci üç ayda Hb ≤10.4 g/dL ve serum ferritin düşük), kansızlık düzelene kadar ilave 30 - 120 mg/gün demir önerilir. Demir ilacı yan etkisi olanda haftada 1-3 kere alınması bile doğumda kansızlığı önlemek için yeterlidir.

MİKROBESİNLER: KALSİYUM

Düşük kalsiyumun hem anne hem de bebek açısından olumsuz sonuçları izlenmiştir; ancak, direk etki mi yoksa sadece bir göstergeç mi? oldukları net değildir. Bebeğin iskelet gelişimi tüm gebelikte 30 gr kalsiyum gerektirir, özellikle son üç ayda. Bu da kolayca annenin depolarından sağlanır. 19-50 yaş grubu gebe ve emzirenlerde günlük önerilen elementer kalsiyum 1000 mg’dır (14-18 yaş grupta ise 1300 mg). Gebeliğe bağlı oluşan fizyolojik değişiklikler barsaklardan kalsiyum emilimini arttırır. Dengeli ve iyi bir beslenme varsa takviyeye gerek yoktur. Kalsiyum emilimini sağlamak için D vitamini şarttır. Kalsiyum takviyesi, erken doğum veya düşük doğum ağırlığını azaltmaz. Gebelikte tansiyon yüksekliğini önlemedeki rolü için daha çalışma sonucuna gerek vardır.

 

MİKROBESİNLER: D Vitamini

Düşük D vitamininin hem anne hem de bebek açısından olumsuz sonuçları izlenmiştir; ancak, direk etki mi yoksa sadece bir göstergeç mi? oldukları net değildir. Vitaminin etkinleşmesi için güneş ışığına gerek vardır. Dengeli beslenme gereken vitamin miktarını sağlar. Gebelerde D vitamin eksikliği araştırılması önerilmez. Bazı kuruluşlar üreme çağı kadınlarda gebe olsun olması 600 IU günlük alım önerir. Bazıları ise daha fazla kanıt olana kadar 400 IU’yi yeterli bulur. Çoğu multivitamindeki miktar 400 IU’dir, ancak 200 IU, 1000 - 1200 IU olan da vardır. Bazı ürünlerde D vitamini, ergokalsiferol (D2 vitamin) formundadır. D3 (kolekalsiferol) ise daha kolay aktifleştiği ve serum 25-hidroksivitamini daha etkin yükselttiği için tercih edilir. Multivitamin içeriği bu açıdan kontrol edilmelidir. Önerilen dozdan fazla D vitamin takviyesi, tartışılan güncel bir konudur. Ancak, ne anne ne de bebek açısından olası kötü sonuçlarda iyileşme sağladığına dair net kanıt bugün için henüz yoktur.

MİKROBESİNLER: FOLİK ASİD

Nöral tüp defektini önlemek için gebelik öncesi en az bir ay ve gebeliğin ilk üç ayı boyunca günde 0.4 mg folik asid alımı önerilir. Sonrasında önerilen doz 0.6 mg/gün’dür. İlk 3 ayda mutlak devam edilmelidir. Bazı risk grubunda daha yüksek doz önerilir. Nöral tüp defekti olan fetus öyküsü olanda 4 mg/gün önerilir. Emzirme döneminde ise 0.5 mg/gün alınmalıdır.

MİKROBESİNLER: İYOT

İyot eksikliğinin potansiyel zararı, anne ve fetus/yenidoğanda hipotiroididir (tiroid bezinin az çalışması). İyot, normal beyin gelişimi ve nöropsikolojik gelişim için gereklidir. İyot eksikliği ise bazı çevresel kirlilik ajanlarına (tiyosiyanat, nitrat, perklorat) karşı duyarlılığı arttırır. İşlenmiş gıda tüketiminin artması, iyot eksikliğini arttırır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), gebe ve emzirenlerde günlük 250 mcg iyot alımı önerir. Gebede 220 mcg, emzirende 290 mcg öneren kuruluşlar da vardır. DSÖ’nün önerisini karşılamak için gebelik planlayan, gebe ve emzirenler ağızdan multivitamin olarak potasyum iyot formunda 150 mcg iyot içeren tabletleri önerir. Çoğu multivitaminde bulunmadığı unutulmamalıdır. Ülkemizin iyot eksikliği açısından riskli bölge olduğu gözönüne alınırsa iyot takviyesi gereklidir. İyot için üst güvenilir sınır 1100 mcg/gün’dür ki gebe, emzirenler ve önceden tiroid bozukluğu olanlar fazla iyot yan etkisine daha duyarlıdır

 

PRENATAL VİTAMİN DESTEĞİ

Standard prenatal vitamin içeriği şöyle olmalıdır:

• Demir - 30 mg

• Çinko - 15 mg

• Kalsiyum - 250 mg

• Vitamin B6 - 2 mg

• Folik asid - 0.4 mg

• Vitamin C – 85 mg

• Vitamin D - 15 mcg

Tabii ki içerik firmadan firmaya değişir. Vitamin takviyesi kişiselleştirilmelidir. Normal bir gebe dengeli besleniyorsa demir, folik asid ve iyot dışında hiçbirşeye ihtiyaç yoktur. Ancak, önerilenden daha fazla kullanılma nedenleri olarak besin eksikliğini saptamanın zorluğu; kullanımın, kullanılmamaya bağlı oluşabilecek risklerin önüne geçmesi ve gebenin psikolojik kendini iyi hissetmesi söylenebilir.

VİTAMİN DOZ AŞIMI

Vitamin veya minerallerin aşırı dozda alımı da zaralıdır.

●A Vitamini – Bazı besinlerde (karaciğer gibi) A vitamini bol bulunur. Bazı gruplar gebede ciğer tüketimini önermez. İçeriği 5000 IU (1500 mcg)’den fazla multivitaminlerden kaçınmalıdır. A vitamin dozu, 10,000 IU/gün (1 IU = 0.3 mcg retinol)’den fazla ise bebekte kalıcı yapısal hasar yapar. Afa-karoten ise bebekte hasar yapmaz.

●İyot –Aşırı iyot alımı, bebekte guatr (hipotiroidi) nedenidir. Güvenilir üst sınır 1100 mcg/gün’dür. Fetal hipotiroidi günde 12.5 mg ve 2.3-3.2 mg iyot alan gebelerde bildirilmiştir. WHO /UNICEF gebelerde 250 mcg günlük alım önerirken, Amerikan Tiroid Birliği ve Endokrin Topluluğu hafif iyot eksikliği olan bölgelerde 150-500 mcg/gün iyot önerir.

●D Vitamini – Toksik doz çok net değilse de üst güvenilir sınır günde 100 mcg (4000 IU)’dir.

●E Vitamini – Sadece bir çalışmada yüksek dozda doğumsal, yapısal kalp hastalığı yaptığı bildirilmiştir.

MERAK EDİLENLER

Kesinlikle sınırlandırılması veya uzak durulması gerekenler ise bazı balık türleri, yüksek doz kafein, yıkanmamış meyve/sebze, pastörize edilmemiş süt/süt ürünleri ve çiğ/az pişmiş ettir.

Vejeteryan Diyet

Hayvansal ürünlerden kaçınma derecesine göre farklı tiplerde vejeteryan diyeti olduğundan, tüketilen besin tipi, miktarı ve çeşidine göre kişisel değerlendirilmelidir. Vejeteryan diyet gittikçe sık tercih edilmektedir. İyi dengelenmiş vejeteryan diyet, yeterli kalori ve besin içeren süt ve süt ürünlerinden oluşur; takviye ihtiyacı olmamalıdır. Tüm hayvansal ürünleri reddedenlerde (vegan diyet) demir, esansiyel amino asidler (sadece bazı besinlerle alınan protein yapı taşları), eser mineraller (çinko gibi), B12 ve D vitamini, kalsiyum, veya kompleks yağlar (n-3 yağ asidleri gibi) yeterli alınamaz. Ayrıca, bu tür diyetde gebe için gereken kalori de yetersizdir. Bunlar gözönüne alınarak 400 IU/gün D vitamini, 2 mcg/gün B-12 vitamini ve gereken enerji sağlanması önerilir.

Glutensiz beslenme

Çok popüler bir konu olmasına rağmen bu tür beslenmenin, Çöliak hastalığı ve glüten duyarlılığı dışında hasta olmayanlarda hiçbir faydası yoktur. Gebelerde glütenden kaçınmak tiamin, riboflavin, niasin, folat, ve demirin yetersiz alımına nedendir

Çocukta allerjiyi önlemek için besin kısıtlaması

Bu konudaki veriler böyle bir uygulamayı desteklememektedir. O yüzden, gebeler normal beslenmeye devam etmelidir. Ancak, anne sütü, allerji riskini azaltabilir.

Laktoz İntoleransı

Laktoz intoleransı olanlarda özellikle gebeliğin son üç ayında şikayetler hafifler. Bu rahatsızlıkta süt/süt ürünleri yeterli tüketilemediğinden sorun kalsiyum eksikliğidir. Takviye gerekir. Günlük kalsiyum alımı, 600 mg’dan az (kalsiyumdan zengin bir posiyon besin) ise takviye gerekir. Günlük bölünmüş doz 500-1000 mg olmalı. Maksimum tolere edilen doz ise 2500 mg/gün’dür. Eğer hiçbir süt ürününü tolere edemiyorsa ve gün ışığını az alıyorsa D vitamini (400 IU/gün) de gerekir. Endüstriyel ‘laktaz’ ürünlerinin güvenilirliği bilinmemektedir. İnsanlarda normalde olan beta-galaktozidazdır.

Tatlandırıcılar

Aspartam, sukraloz, sakkarin, asesülfam potasyum veya steviosit içeren tatlandırcıların ‘kabul edilebilir günlük doz’ sınırında kullanıldıklarında, doğumsal anomalileri arttırdıklarına dair kanıt yoktur. ‘Kabul edilebilir günlük doz’ yaşam boyu bir sağlık sorunu oluşturmadan günde alınabilen miktar olarak tanımlanır. Ortalama tatlandırıcı kullanımı genellikle bu sınırın altındadır. Örneğin, aspartam için bu miktar 50 mg/kg/gündür. Bir kutu diyet kolada 355 ml’de 131 mg aspartam bulunur. Sakkarin ve sukraloz için 5 mg/kg/gündür, asesülfam potasyum için 15 mg/kg/gün, ve steviosit için 4 mg/kg/gündür. Sakkarin alan gebe farelerin yavrularında, mesane kanser riski artışı gözlendiğinden ve alternatifi olmasından dolayı, gebelerde kullanılmaması mantıklıdır. Aspartamın gebelerde güvenli olduğu meslek kuruluşları tarafından bildirilmiştir.

Flor Alımı

Gebe olsun olması kadınlarda ve emzirenlerde önerilen flor alımı 3 mg/gün’dür. İçme suyuna flor katılmayan bölgede yaşayanlarda eksiklik olabilir. Yine de bunu belirlemek zordur, çünkü içeceklere, endüstriyel ürünlere eklendiği gibi çayda ve bazı deniz ürünlerinde de vardır. Meslek kuruluşları gebede flor takviyesini önermez çünkü süt dişi yapısına eklenmez ve sonraki dönemde de çürük oranını azaltmaz. Florun asıl etkisi, dişler çıkmaya başlarken ve bölgesel etkilidir; yani, su veya ağız çalkalama solüsyonlarındaki florun çıkmakta olan diş yapısına katılması söz konusudur. Aşırı flor alınmasının yenidoğanda bir zararı yoktur çünkü plasentadan fazlasının geçişi engellenir.

Açlık

Gebelerde 12 – 18 saatlik açlık sonrası, ‘hızlanmış açlık’ tablosu gelişir. Enerji ihtiyacı için yağlar yakılmaya başlar ve yağ asitleri oluşur. Kan-beyin bariyerinden yağ asitleri geçer ve beyine ulaşır. Yağ asitlerinin beyine toksik etkisi olduğunu söyleyen yazarlar yanında, uzamış açlık dönemleri olan gebelerden doğanlarda erişkin dönemde bazı metabaolik rahatsızlıkların olabileceğini söyleyen yazarlar da vardır.

BESİN GÜVENLİĞİ

Besinlerle bulaşan hastalıklar, doğumsal anomali, düşük, erken doğum ve anne karınında bebek ölümüne neden olabilir

Besinlerle Bulaşan Hastalıklar

Gebelikte sorun çıkarabilecek besinlerle bulaşan hastalıklar şunlardır:

Toksoplazmozis – Kedi pisliği ile enfekte toprağın bulaştığı çiğ/az pişmiş et/et ürünleri, meyve, sebze ve kontamine filtre edilmemiş su ile bulaşır.

Listeria monositogenez – Hem sebze hem de hayvansal ürünlerle bulaşır. İyi pişmiş yemeklerle bulaşması söz konusu değildir. Sıklıkla muamele görmüş, meze türü etlerle, sosisle, yumuşak peynirle, tütsülenmiş deniz ürünleri ve ekmeğe sürülebilen etlerle bulaşır. Ancak, çiğ sebze, meyve ile de bulaşır.

Brusella – Mikrobun bulaştığı pastörize edilmemiş süt/süt ürünleri veya çiğ etle bulaşır.

Besin Güvenliği

Besinlerle bulaşan hastalıklardan korunma için önerilenler şunlardır:

●İyi kişisel bakım uygulaması (sık el yıkama)

●Sadece iyi pişmiş yumurta, et, süt ve mandra ürünü tüketme

●Pastörize edilmemiş ürün kullanmama

●Meyve ve sebzeleri sürekli akan su altında en az 30 saniye yıkayarak tüketme

* Karaciğer yüksek dozda A vitamini içerdiğinden az tüketmek.

●Çiğ et, balık ve mandra ürünü ile temas etmiş tüm mutfak aletlerini sıcak sabunlu su ile yıkayın. Mutfak tezgahını ise 250 ml su içine bir çay kaşığı çamaşır suyu karışımı ile 10 dakika bekletilerek temizleyin.

 

Balık Tüketimi

Gebelerin sadece pişmiş balık yemesi önerilir. ‘Suşi kıvamında’ uygun şartlarda dondurulmuş çiğ balıkdan yapılan ürünlerin genellikle güvenli olmasına rağmen, bilmeden yenilmesi sakıncalı olmasa da ileriki dönemlerde önerilmez. Balık, omega-3 olarak da bilinen iki n-3 uzun zincir doymamış yağ asidinin temel kaynağıdır: dokosaheksaenoik asit (DHA) and eikosapentaenoik asid (EPA). Normal beyin ve retina gelişimi için DHA gereklidir ki vücudun yeterli oranda üretmesi mümkün değildir. Bu yüzden balık tüketimi önerilir. Balık çeşidine göre haftada 2-3 porsiyon balık tüketilmesi 200 mg/gün DHA alımına denk gelir. Yağlı balıklarda içerik daha fazladır.

Balıklar da çevre kirliliğinden etkilenir. Metilciva oranı yüksek balık tüketimi, ciddi merkezi sinir sistemi hasarı, hafif entelektüel, motor ve psikososyal bozukluğa neden olabilir. Yüksek dozda civa içeren uzun ömürlü ve iri balıklar olan kılıç balığı, köpek balığı, iri uskumru ve kiremit balığı gebelerde önerilmez. Civa oranı düşük deniz ürünlerinin 340 gr/hafta yenmesi önerili ki bunlar karides, konserve diyet beyaz tuna balığı, somon, morina ve kedi balığıdır. ‘Beyaz’ tuna balığında, konserve diyet tunadan daha fazla civa bulunur. Bazı otörler haftada en fazla 170 gr (bir öğün) beyaz tuna balığına izin verirken bazıları ise gebede tuna balığının her türlüsünden kaçınılmasını önerir. Taze su balıklarının ise haftada bir öğünden fazla tüketilmesi önerilmez. Yerel balıkçınızdan ürünlerin kaynağı ile ilgili bilgi almakta yarar vardır.

Gebede omega-3 takviyesinin bebeğin zihinsel gelişimine olumlu etkisine dair kanıt yoktur. Balık tüketmeyen gebelere diğer omega-3 kaynakları önerilir. Amaç günde 200 mg DHA alınmasıdır. DHA katkılı yoğurt, süt ve yumurtalar bulunmaktadır.

Kafein Tüketimi

Gözlemsel çalışmalar, kafein tüketimi ile düşük, erken doğum, ve gelişme geriliği arasında ilişki ortaya koymuştur. Bu gözlemlerdeki sorun kafein miktarının net belirlenememesidir çünkü kahve çeşidi, bardak boyutu, hazırlanış şekli ile kafein oranı değişmektedir. Bu yüzden, gebe kalmaya çalışan ve gebelerde önerilen günde en fazla 200-200 mg kafeindir.

 

Bitkisel Ürünler

En sık bitkisel çay olmak üzere, gebelikte bazı şikayetleri rahatlatmak (bulantı gibi) için kullanılırlar. Bazı kültürlerde düşük ve erken doğumu önlemek, doğumu başlatmak veya rahim ağzı olgunlaşması için de kullanılırlar. Bu ürünlerin uygun doz ve kullanım şekli için bir ortak görüş yoktur. Genel olarak gebelikte bitkisel ürünlerden kaçınmak önerilir. Hem kullanılan diğer ilaçlarla etkileşim hem de ürünlerde doz anlamında kontrol olmadığından güvenli değillerdir.

ÖZELLİKLİ DURUMLAR

Egzersiz

Düzenli egzersiz gebelerde önerilse de atletlerde gebelik ihtiyaçları farklıdır. Sporcu gebeler, hem egzersiz hem de dinlenme sırasında gebelikte daha fazla karbonhidrat kullanırlar. Bu yüzden, kan şekeri düşüklüğüne eğilimlidirler. Egzersiz sırasında şeker tüketildiğinden fetusa giden oran azalır. Artmış ihtiyacı karşılamak için daha çok şeker (glikoz) tüketmeliler.

Adolesan gebeler

Adolesan gebeninde enerji alımı özelliklidir. Zaten kendileri büyüme evresinde olduğundan daha çok enerji tüketirler. Ayrıca, vücud imaj kaygısına bağlı kilo alımı yetersiz olabilir. Beslenme uzmanı desteği gerekir bu yaş grubunda.

Çoğul gebelik

Çoğul gebeliklerde besin ihtiyacı artar. İkiz gebelerde önerilen kilo artışı 16-20 kg’dır. Bunun içinde tekiz gebelerden günde 150 kilokalori daha fazla alınması gerekir. Yine de ihtiyaçlar gebelik öncesi kiloya göre ayarlanmalıdır. Önerilen folik asid 1 mg/gün ve B6 vitamini 2 mg/gün’dür. Özellikle, demir ihtiyacı da artar.

Hiperemezis gravidarum

Erken gebelikte sık görülen bir tablodur. İlk 3 ayda, kilo alımının fetusun gelişimine bir katkısı yoktur. Hiperemezis de bu yüzden fetusu olumsuz etkilemez. İlk olarak yemek miktarı azaltılır. Sık ve az miktarda yenir. Bu fayda etmezse B6 vitamini 25 mg günde 3 defa verilir. Çok şiddetli ve hiçbirşey yenilemez duruma gelirse hastaneye yatırılarak damar yolundan şekerli sıvı takviyesi yapılır. Nadiren, damar yolundan beslemek gerekebilir.

Beslenme bozukluğu

Üreme çağı kadınlarda beslenme bozuklukları sıktır. Anoreksia nevrozada gebelik elde edilmesi zordur. Bu yüzden, gebelerde görülmez. Ancak, bulimia gebelerde olabilir. İlk 3 ayda bulimia fetusu etkilemez. Devam ederse, ciddi enerji kısıtlaması nedeniyle, fetusta gelişme geriliği olabilir. Psikiyatrist desteği şarttır.

Emilim bozuklukları

Hem emilim bozuklukları hem de enflamatuar barsak hastalıkları fetal gelişimi olumsuz etkiler. Yakın ultrason takibi ile erken dönemde gelişme geriliği yakalanabilir. Özel diyet ve takviyeler gerekebilir. Gastroenterolog konsültasyonu şarttır.

Mide küçültme ameliyatları

Son 20 yılda artan obeziteye paralel olarak mide küçültme ameliyat sıklığı da artmıştır. Bu operasyon sonrası gebelik sıklığı da artar. Çoğu infertil olan hastalar kilo verince, sıklıkla kendiliğinden gebe kalır.

Farklı tipte operasyonlar vardır. Bir kısmı sadece küçültücü, bir kısmı ise emilime engel olacak şekildedir. İkinci grupta protein emilim bozukluğu, kansızlık, vitamin (B12, folik asid, A, D, E, K) ve kalsiyum eksikliği görülür. Bu operasyon sonrası hızlı kilo verme aşamasında gebe kalınması önerilmez.

Hepsinin gebelik öncesi besin danışmanlığı alması ve gereğinde B12 vitamini, folik asid, kalsiyum ve demir takviyesi alması önerilir. Bu ameliyatları geçirenlerde, gebelik diyabeti, gebelikte hipertansiyon, iri bebek ve sezaryan oranları azalmıştır. Perinatoloji konsültasyonu önerilir.

SONUÇ

İdeal olan, gebelik öncesi başlayan beslenme değişikliklerinin, gebelik boyunca ve lohusalıkta da düzenli gözden geçirilmesidir.

Gebelik öncesi folik asid başlanmalı, varsa metabolik hastalık kontrol altına alınmalı ve obez olanlar kilo vermelidir.

Günde 3 öğün, sebze, meyve, tam tahıl, az yağlı süt ürünleri ve birkaç çeşit protein kaynağı içerecek şekilde beslenen bir kişi çoğunlukla yeterli gıda alıyordur.

Gebede sağlıklı beslenme temelini, uygun kilo alımı; yeterli kilo alımını sağlayacak miktarda her çeşit, muamele görmemiş gıda tüketimi; uygun vitamin ve mineral desteği; zararlı maddelerden kaçınma ve güvenli gıda tüketimini oluşturur.

Normal kiloda tekiz gebeliği olan birinin ilk 12 haftadan sonra günlük kalori alımını 300 kcal arttırması yeterlidir.

Gebenin ihtiyacı, 175 g/gün karbonhidrat ve 1.1 g/kg/gün proteindir.

Yeterli beslenmeyen ve besin eksikliği riski olan gebelere, multivitamin takviyesi önerilir.

Diyetle alınmayan anahtar mineral-vitamin içeriği folik asid, demir ve iyottur.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Başak Baksu Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Perinatoloji Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)