Gömülü Diş

Gömülü (gömük) dişler, vücudun gelişim sürecinde ortaya çıkan ve ısırma ile çiğneme işlevlerinde kimi hastada işe yarayabilirken kimisinde de ağız-diş sağlığına ve hatta genel sağlığa zarar verecek şekilde kötü gelişim gösterebilen dişlerdir.

Gömülü dişler,hastalarımızın bildiğinin aksine sadece üst ya da alt çenede çenede (anatomik yerleşim)yerleşmeyebilirler. Vücudun çeşitli bölgelerinde (paranazal sinüsler, diğer kafatası kemikleri, over kistleri ya da dermoid kistler gibi tümöral oluşumlar içerisinde) çıktığı gözlemlenmiş gömülü diş vakaları bulunmaktadır (ektopik gömülü diş). Dolayısıyla bunlara uygun yaklaşımın belirlenmesi için plastik cerrahi uzmanının yorumu ve muayenesi özellikle önem taşır.

Gömülü dişlerin, gelişim sürecinde çene ve diş gelişimindeki aksaklıklara bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmekle birlikte, bu konu ile ilgili çeşitli teoriler ortaya atılmıştır.

Gömülü dişlerin oluşumuyla ilgili olarak ortodontik teoriye göre; diş ve çene gelişiminde öne doğru olan büyüme ve diş çıkış sürecinin herhangi bir nedenle engellenmesi dişlerde gömülü kalmaya neden olur. Bir diğer teori olan Mendelci Teori’ye göre; ebeveynlerden çocuğa geçen genetik özelliklerin bir karması olarak çene yapısının anneye, diş yapısının babaya benzediği çocuklarda özellikle annedeki çene küçükken babada diş yapısı büyükse yer darlığından dişlerin çıkışı engellenebilir.

Filogenetik Teoriye göre ise; insanların yüzyıllar içinde değişen beslenme alışkanlıkları nedeniyle daha az çiğneme kuvveti gerekmesi ve bunun da kemiğe binen yükün daha az oluşu nedeniyle eskiye göre hacim olarak daha küçük çene yapısının ortaya çıkması ve dolayısıyla söz konusu dişlerin çıkacak alan bulamayışı önemli bir etkendir. İnsanoğlu ateşin bulunmasıyla eti pişirerek yemeye başlamış ve dolayısıyla dişlerin ısırma, koparma ve ezmedeki etkinlikleri de değişmiştir. Filogenetik teorinin diğer boyutunda ise diğer canlı türlerinde kullanılırken insanda kullanım bulamayan organlardan birinin de bu gömülü dişler olduğu yer alır. Tıpkı, zamansız iltihaplanan appendix vermiformis ( apandisitte olduğu gibi), bazı insanlarda doğuştan gövde boyunca mevcut olan normalden fazla sayıda meme başı gibi. Yine aynı şekilde dermoid kist tipi tümöral oluşumların içerisinde de diş, kıl yumağı gibi oluşumların yer alabilmesi de aslında ektopik gömülü diş örneklerindendir.
Gömülü dişlerin; oluşumunda yukarıda bahsedilen teoriler öne sürülmüş olmakla birlikte bunların ortak noktası olan dişlerin çıkışında ya yer darlığı ya da gelişimi geciktiren dış faktörlerin varlığıdır.

Gömülü dişlerin varlığına yol açacak patolojik durumları şu şekilde özetlemek mümkün olur;

  • Sistemik faktörler; vücudun genelini ilgilendiren hastalıklardır. Bu hastalıklar ya anne karnındaki gelişim sürecinde (prenatal) ya da doğum sonrasında (postnatal) ortaya çıkabilir. Anne karnındaki süreçle ilgili olarak atalardan geçiş, ırklar arası evlilikler, annenin hatalı beslenme tarzı ve anne karnında geçirilmiş bazı enfeksiyonlar sayılabilir. Doğum sonrası gelişim sürecinde ortaya çıkabilecek olanlar ise; raşitizm, anemi, ateşli hastalıklar, travma, hormon bozuklukları gibi faktörler sayılabilir.
  • Bölgesel faktörler; diş ve çevresindeki dokularla ilgili olarak süt dişlerinin uzun süre düşmemesi, uzun süreli kronik iltihaplanma, dişin oturduğu kemiğin ateşli hastalıklar nedeniyle yeterli gelişim gösterememesi, diş çevresindeki enfeksiyon ya da apse varlığı, komşu dişlerin yapısal ve dizilimsel bozukluğuna bağlı itme etkisi oluşturması sayılabilir.
  • Doğumsal anomaliler; genel olarak diş diziliminin baştan bozuk olabileceği durumlardır. Söz gelimi damak yarıklarında diş dizilimi bozuktur, alveol denilen ve dişlerin yerleştiği kemikte de yarık olduğu için buradaki diş de çıkmayacaktır. Öte yandan tüm dişlerin gelişiminde de sorunlar ortaya çıkabilir. Bunun dışında kraniyosinostoz denilen, kafatası kemikleri arasındaki eklemlerin erken kaynamasına bağlı şekil bozukluklarının olduğu hastalarda da gömülü dişlere rastlanabilir. Bağ dokusunun doğuştan metabolik hastalıkları da (akondroplazi gibi) diş çıkışını olumsuz etkileyebilir.
     

Gömülü dişler yapısal olarak farklılıklar gösterir ve bulunduğu konumun etrafında yer alan komşu yapılara göre çekimi planlamak önemlidir.

Gömülü dişlerin alt çenede yerleşenleri genellikle 20’li yaşlarda kendilerini gösterir ve akıl dişi veya yirmi yaş dişi gibi terimlerle adlandırılır. Akıl dişleri her zaman gömülü kalmamaktadır. Düzgün çıkanları 2nci azı dişine komşu olarak nadiren de olsa normal dizilime uyum sağlayabilir. Ancak çoğunlukla içe, dışa öne ve arkaya yatık olma eğilimi gösterirler  Yatık durumdaki dişler özellikle kemik altına gömülü iseler kemikte pencere açarak çıkartmak gerekebilir. Alt çene gömülü dişlerinin çekilmesi sırasında ağız içi örtüde bazı kesiler yapmak gerekebilir.

Gömülü dişlerin her zaman çekilmesi gerekmeyebilir. Düzgün çıkan bir gömülü diş özellikle üstte de karşılık geldiği bir ısırma noktası varsa korunabilir.

Gömülü dişler genellikle çenede ağrı ile kendilerini göstermedikleri sürece sessiz kalırlar. Çenede ağrının nedeni temelde gömülü dişin diğerlerini itmesidir. Bazı hastalarda ileri dönemde teşhis konması nedeniyle rüzgarda savrulan ağaç manzarası olarak tabir edilebilecek diş eksen yamulmaları ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla bu tür diş dizilim bozuklukları da gömülü dişin çekilmesi açısından bir gereklilik oluşturur.
Gömülü dişler özellikle üst çenede yer aldıklarında çene eklemi kökenli olan kulak önü ağrısına neden olabilir. Bu durumda bu dişleri çekmek çene eklemi biyomekanik dengesini sağlamak açısından faydalı olabilir. 
Gömülü diş alt çenede ise çene köşesinde yerleşir ve burada kemik dokunun zayıf noktasını oluşturur. Dolayısıyla ufak darbelerle alt çene kemiğinin kırılabilmesine zemin hazırlar. Bu hastalarda diş, kemiğin üst üste oturtulmasına engel oluyorsa ve diş yuvasında enfeksiyon olma ihtimali varsa dişin çekilmesi gerekebilir.

Gömülü diş ameliyatlarından sonra yanaklarınız şişebilir ve hatta buz uygulamadıkça bazen ağzınızı kapatamaz hale gelebilirsiniz.

Bu süreçte şunlara dikkat etmelisiniz:

  • Gömülü diş ameliyatından sonra en sık karşılaşılan sorun yanaklarda yumuşak doku ödemine bağlı olarak ortaya çıkan şişliktir. Ameliyattan sonraki 1 haftaya kadar şişliğin en yoğun olduğu dönemde saatte 15 dakika buz uygulaması yapmak şikayetlerinizi önemli ölçüde azaltacaktır. Yine dondurma yemenin de faydalı olduğunu bildiren makaleler de vardır. Çekilen diş sayısı arttıkça ödem ve şişlik miktarı da artmaktadır. Buz uygulaması yanak ödemini çok hızlıca indirerek rahatlama sağlamaktadır.
  • Ameliyattan önce olduğu gibi ameliyat sonrasında da sigara kullanmayınız. Bununla ilgili süre isteyen hastalarımıza kemik iyileşmesinin temel aşamalarının da geçildiği ilk 6 haftalık süreçte hiç içmemelerini önermekteyiz.

Gömülü diş ameliyatı sonrası özellikle alt çene köşesinden akıl dişi çekilen hastalarda, doktorunuzun önereceği süre boyunca kabuklu yiyecekler yememeniz önerilir. Bu durum çenenizin karşı tarafını kullanacak olsanız da geçerlidir. Unutmayın ki alt çene akıl dişi çekiminden sonra ortaya çıkabilen çene kırıkları, ameliyat içerisinde oluşabilen çene kırıklarına göre daha sık görülür. Değişik yayınlarda ortalama olarak birinci ay bu tür çene kırıklarına sık rastlanan dönem olarak bildirilmiştir. Özellikle bir şey yerken hissedilen ani ağrı ve beraberinde çıtırtı sesi kemik kırığı bulgusu olabilir.
 

Ameliyat sonrasında diş yuvanızda baskı amacıyla yerleştirilmiş olan gaz bezinin altında pıhtı birikimi gözlemleyebilirsiniz.

Gömülü diş ameliyatlarından sonra iyileşme sürecinin en temel bileşenlerinden biri pıhtı oluşumudur. Özellikle kemik iyileşmesinin ilk aşaması hasarlı alanda pıhtı birikimidir. Lütfen bu pıhtıyı derinlemesine temizlemeye çalışmayınız. Aksi halde iyileşme süreci olumsuz etkilenebilir. Genelde çekim sonrası diş yuvası dikişle kapatılmamış ise yerleştirilmiş olan gaz bezi tamponunu birkaç saat tutmaktayız. Aktif kanamanız yoksa tampon çıkarılabilir.

Gömülü diş ameliyatından sonraki birkaç saat içerisinde aktif, damla damla ya da fışkırır tarzda kanama normal bir bulgu değildir. Öte yandan ameliyatı takip eden günlerde de bu tür bir kanama olması beklenmez. O nedenle böyle bir sorun yaşayan hastalarımız doktorunu mutlaka bilgilendirmelidir. Bunun nedeni daha önce tespit edilmemiş ve doğuştan mevcut bir kanama-pıhtılaşma bozukluğu olabilir. Bu durumda hastanın hastaneye tekrar yatması gerekebilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Nebil Yeşiloğlu Plastik Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)