Güçlü Bir Bağışıklıkla Onu Yenebiliriz

Yazar Demet Ural NikbayDiyetisyen • 3 Temmuz 2020 • Yorumlar:

Dünya Sağlık Örgütünün ‘pandemi’ (kıtalar arası salgın) olarak nitelendirdiği koronavirüs salgın hastalığı ( covid-19) ülkemizde de toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Peki bu salgından korunmak için hijyene dikkat etmek dışında yapabileceğimiz bir şey var mı? Bu soruya cevabım tabi ki evet olacak. Bağışıklığımızı güçlü tutmak ! Çünkü güçlü bir bağışıklık sisteminin yenemeyeceği hiçbir hastalık yoktur!

Ben de bu yazımda bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için yapabileceklerimizi sizlerle paylaşarak korunma sürecinize destek vermek isterim.

Nedir bu bağışıklık sistemi ?

Bağışıklık sistemi , diğer adıyla immün sistem, vücudumuzu, hastalık yapıcı patojen mikroorganizmalara karşı koruyan, vücutta görevini tamamlamış ve hasar görmüş hücreleri de yok etme yeteneğine sahip hücrelerden oluşan savunma mekanizmamızdır.

Tüm hastalıklarda olduğu gibi Covid – 19 salgınında da hijyen ve mesafe kuralıyla birlikte güçlü bir bağışıklığa sahip olmak için beslenmemize de dikkat edersek korona bizim için bir tehdit olmaktan çıkacaktır.

O zaman ne yesek ?

Bu sürecte olası karantina durumunu da göz önünde bulundurarak seçeceğimiz besinler, besin değeri olabildiğince yüksek, raf ömrü uzun, yüksek protein , vitamin, mineral içeren, antioksidan ve lif bakımından zengin besinler olmalıdır.

Sebze ve meyvelerimiz bu durumda ilk aklımıza gelen besinlerdir. Çünkü içerdikleri yüksek vitamin ve minerallerle immün sistemi destekleyici besinlerdir. Tüketilmesi gereken miktarlar yaş gruplarına göre değişmekle birlikte, toplamda günde en az 5 porsiyon, bunun 2-3 porsiyonu sebze ve 2-3 porsiyonu meyve olacak şekilde tüketilmelidir. Özellikle gribal enfeksiyonlarda önemi artan yeşil yapraklı sebzeler, sarımsak, soğan, pırasa gibi antioksidanlar, portakal, limon, greyfurt gibi bağışıklık sistemini güçlendiren C vitamininden zengin turunçgiller veya antioksidanlardan zengin koyu renkli meyve ve sebzeler yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Kırmızı pancar, brokoli ve kırmızı biber hücreleri hasardan koruyucu antioksidanları en yüksek oranda içeren sebzelerdir ki, yemek ve salatalarımızda bulunmaları çok önemlidir. Salataları hazırlarken mümkün olduğunca çeşitli renkte sebze ve meyve kullanılmalı, limonu taze olarak, tüketmeden hemen önce sıkılmalıdır. Meyve ve sebzelerin raf ömrünü uzatmak için kesilmeden ve yıkanmadan dolaba yerleştirilmelidir.

Et ürünlerinden en doğru seçim olan balık, içeriğindeki omega-3 yağ asiti ile güçlü bağışıklığın bir parçasıdır. Bu dönemde taze balık temininde güçlük yaşanabileceği için konserve ya da dondurulmuş balık da, haftada 2 kez tüketilebilir.

Kolesterol sorunumuz yoksa, kemik ve et suları kullanarak hazırlayacağımız baharatlı çorbalara da (kelle – paça gibi) beslenmemizde mümkün olduğunca yer vermeliyiz.

Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için yine yüksek protein içerikli besinlerden, kurubaklagiller haftada 1-2 porsiyon , yumurta günde 1 adet, süt, yoğurt, peynir grubu günlük 2-3 porsiyon, sert kabuklu yemişler günlük 1 porsiyon, ekmek ve tahıl grubu ise günde 2-3 porsiyon tüketilmelidir.

Kefir, yoğurt, peynir , tarhana, turşu, şalgam suyu gibi fermente gıdalar yine sağlıklı beslenmenin vazgeçilmezlerinden olmalıdır. Çünkü içerdikleri faydalı bakterilerle bağırsak sağlığımızı geliştirir ve dolayısıyla bağışıklığımızı güçlendirmeye katkıda bulunurlar.

Zencefil, zerdeçal, tarçın, kekik ve karanfil antioksidan içeriği en yüksek baharatlardandır. Virüs tehdidinde olduğumuz bu dönemde yemek, salata ve sıcak içeceklerimizde mutlaka yer vermemiz gereken baharatlardır.

Su tüketimi de her durumda olduğu gibi metabolik faaliyetlerin yolunda gitmesinde çok önemli bir unsur. Bunun için günde 8-10 su bardağı su tüketmeye dikkat edelim lütfen.

Tüm ülke olarak üstün bir duyarlılık ve özen göstererek sürdürdüğümüz izolasyon sürecini başarıyla atlatmayı, bu sorunu da en kısa sürede çözümleyeceğimizi umuyorum.

Çok daha güzel günlere ve baharlara merhaba diyeceğiz , çünkü inanıyoruz…

 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)