İlaçsız Terapi

Yazar Sinan KorkmazPratisyen Hekim • 15 Mayıs 2018 • Yorumlar:

Ülkemizde ilaç kullanımı o kadar suistimal edilmeye başlandı ki vatandaşın sağlığını koruyan Sağlık Bakanlığı haklı olarak ilaçlara reçete edilirken tanı kısıtlaması ve test mecburiyeti getirdi. Ayrıca birçok kronik hastalıkta kullanılan ilaçların reçete edilmesini de rapora bağladı ve doz kısıtlamasına gitti. Bunun sadece ekonomik kaygılarla yapıldığını düşünmemek gerek. Örneğin hipertansiyon, diyabet, epilepsi, kolesterol yüksekliği gibi rahatsızlıklarda da ilaç yazımı; tedavi yöntemi değil, hastalığın alttan alta devam ettiği kısır bir zaman kazanmak kaygısıyla yapılmış semptom-şikayet bastırma yoludur. Ve bu rahatsızlıklarda kullanılan ilaçların yan etkileriyle yeni hastalıklar oluşmakta ve yeni hastalıklar da ilaç ile tedavi edilince başka yan etkiler oluşmakta ve tedavi süreci böyle bir kısır döngüye girmektedir.

MİZMER olarak insana fiziksel, psikolojik ve enerjetik (ruhsal) bir bütün olarak yaklaşıyoruz. Çünkü insana bu bütünsellikle yaklaşmamak tek kanatla uçmaya çalışmaya benzer. Bedendeki birçok semptoma fizyolojik bir bütünsellikle yaklaşmak (ki fonksiyonel tıp bu konudaki en büyük enstrümanımız) gibi beden ve psikolojiyi de beraber düşünmek gerekir. Buna örnek vermek gerekirse; burunda sivilce çıkar moral bozulur, moral bozuldukça burundaki sivilce büyür. Bu kısır döngü ancak insana bütüncül bir yaklaşımla aşılabilir. Semptomların bu giriftini aşmakta fonksiyonel tıp yaklaşımı nöralterapi, rezonans terapisi, akupunktur, hipnoz gibi enstrümanlarla desteklenerek birçok semptomda ilaçsız terapinin konforu yakalanmaktadır. İlaçsız tedavinin en güzel yanlarından biri de ilaç kullanımı olmadığı için yan etki de yok. Yan etki yoksa da başka bir ilaç kullanmaya da gerek yoktur.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Sinan Korkmaz Pratisyen, Kupa Terapi (Hacamat) Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)