İlişkide bir tarafın kendini feda etmesi sık karşılaştığımız bir durumdur. İlişkiler doğası gereği pek çok sorumluluk getirir. Bu bölümde fedakarlık ve sorumluluk arasındaki farkı ve de fedakârlığın altındaki duyguyu, ihtiyacı ve bazen de acıyı anlamaya çalışacağız.
KENDİNİ FEDA ETMEK NE DEMEK?
Bu cümleyi ilk duyduğumuzda şöyle düşünebiliriz “Evet, ben de çok fedakârlık yapıyorum.” Öncelikle ilişkide ne kendini feda değildir birlikte burayı anlayalım. İlişkiler, yalnızca duygusal bir bağ değil; aynı zamanda iki bireyin ortak bir yaşam alanı inşa ettiği psikolojik bir süreçtir. Dolayısıyla birbirimize karşı sorumluluklarımız vardır. İlişkide karşılıklı sorumluluklarımızı bilmek ve bunları yerine getirmek, ilişkiyi sağlıklı ve sürdürülebilir kılar. Ve bu sorumlulukları yerine getirmek kendimizi feda etmek değildir. Peki nedir bu; sorumluluklar;
1. Duygusal Emeği Paylaşmak:
İlişki içinde kendimizi ifade etmek kadar partnerimizin duygularını da anlamaya çalışmak önemlidir. Empati kurmak, duygusal ihtiyaçlara duyarlı olmak bir sorumluluktur. Duygusal olarak erişilebilir ve yanıt verebilir olmak önemli sorumluluklarımızdan biridir.
2. Sınırları Tanımak ve Saygı Göstermek:
Her bireyin bir “ben” alanı vardır. Sağlıklı ilişkilerde “biz” olmayı öğrenirken, bireyselliğe de saygı göstermek gerekir. Partnerimizin sınırlarına, seçimlerine ve özel alanına saygı duymak, güveni besler. Diğer yandan biz olurken bazı alanlarımızda esnemeler, değişiklikler de biz olma sürecinin doğal bir parçası olarak gerçekleşir.
3. İletişimi Sürdürmek:
Zorlayıcı duygular ya da çatışmalar kaçınılmazdır. Ancak bunları bastırmak ya da görmezden gelmek değil, yapıcı iletişim yollarıyla ifade etmek sorumluluğumuzdur. İlişkiler konuşulmadan gelişmez. Her bireyin kendi duygularını fark etmesi, uygun şekilde ifade etmesi ve partnerinin duygularını tolere edebilmesi sorumluluk alanına girer.
4. Kendi Psikolojik Sorumluluğumuzu Üstlenmek:
Bazen çoğunlukla da bunun bilince ve farkındalığında olmadan, ilişkide yaşadığımız neredeyse her sıkıntının kaynağını partnerimizde ararız. Ancak her birey, kendi duygu ve davranışlarının sorumluluğunu almakla yükümlüdür. İlişkinin sağlıklı işlemesi için kendi yaralarımızla yüzleşmeyi göze almalıyız.
5. İyi Günde Kötü Günde Orada Olmak:
Partnerimize sadece mutlu anlarda değil, zorluklarla karşılaştığında da destek olmak; onu yalnızlaştırmadan, değersizleştirmeden birlikte çözüm üretmeye çalışmak ilişki bağını güçlendirir.
Tüm bu sorumlulukları gerçekleştiriyor olmak kendini feda etmek değildir. Peki kendini feda nedir? Kabaca kendi ihtiyaçlarımızı, isteklerimizi, sınırlarımızı ya da değerlerimizi sürekli olarak geri planda bırakıp başkalarının ihtiyaçlarını öncelik haline getirmektir. Bu bakımdan ilişkide “biz” olabilmek adına esnemek ve sorumluluklarımızı yerine getirmekle kendini feda etmek birbirinden ayrı şeylerdir. Fedakarlık durumu bazen sevgi ile karıştırılsa da aslında kendilik algısımızı, ruh sağlığımızı ve yaşam doyumunu olumsuz etkiler.
Kendini feda zamanla bu şöyle bir şekil alıyor:
“Benim iyi olmam önemli değil… Yeter ki o iyi olsun.”, “Ben olmasam da olur. Yeter ki o beni terk etmesin.”
Neden kendimizi feda ediyoruz. Kökeni sıklıkla çocukluk dönemine dayanır. Çocukken duygusal ihtiyaçlarımız yeterince karşılanmadıysa:
- “Yalnız bırakılmamak için uyum sağlamalıyım”
- “Ancak sessiz kalırsam beni severler”, “İlgiyi ve desteği hak etmiyorum” gibi inançlar gelişebilir.
Bu da beraberinde;
- “Ben önemli değilim.”
- “Eğer kendim için bir şey istersem bencil olurum.”
- “Sevilmek istiyorsam önce başkalarını mutlu etmeliyim.” düşüncelerini getirir.
Yani bazen sevilmek için, terk edilmemek için, yalnız kalmamak için, bazen de aşırı empati gösterdiğimiz veya sınır koyamadığımız için kendimizi feda ederiz.
Kendini feda sadece ruh sağlığımızı değil ilişkinin dinamiğini de sarsar. Neler olur;
1. Kendilik Algısında Zayıflama
Sürekli partnerimizin isteklerine göre hareket ettiğimizde, zamanla ne istediğimizi, neye inanıp neye inanmadığımızı unutabiliriz. Bu, kimlik karmaşası ve benlik saygısında düşüş ile sonuçlanabilir. “Ben kimim?” sorusu bile cevapsız kalabilir.
2. Bastırılmış Duygular ve Birikmiş Öfke
Sürekli kendi ihtiyaçlarımızı yok saymak, zamanla içsel bir öfke ve kırgınlık birikimine neden olur. Bu bastırılmış duygular ilişkide ani patlamalar, pasif-agresif davranışlar ya da duygusal mesafe şeklinde kendini gösterebilir.
3. Tükenmişlik ve Depresyon
İlişki içinde sürekli veren taraf olduğumuzda duygusal tükenmişlik yaşayabiliriz. Bu, ilgisizlik, umutsuzluk, değersizlik hissi ve zamanla depresif belirtilere dönüşebilir.
5. Sınır Problemleri
Kendi sınırlarımızı korumakta zorlandıkça, partnerimiz de bazen farkındalıkla bazen farkında olmayarak o sınırlara saygı göstermemeye başlayabilir. Bu durum bizi hem duygusal hem fiziksel sınır ihlallerine açık hale getirir .
6. Kendini Sevmeyi ve Değer Vermeyi Engelleme
Kendini feda en çok kendimizle kurduğumuz ilişkiyi zedeler. Kendi ihtiyaçlarımızı görmezden gelmek, zamanla kendimizi sevme kapasitesini de zedeler. “Ben önemli değilim” ya da “önemli olmak için hep vermem lazım” gibi olumsuz içsel inançlar pekişir.
Romantik ilişkilerde sağlıklı fedakârlık tabii ki olur ama tek taraflı ve sürekli hale geldiğinde psikolojik bütünlüğümüzü tehdit eder. Bu yüzden ilişki içinde hem bireyselliği hem de karşılıklılığı korumak çok değerlidir.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Kendini fedayı durdurmak için neler yapılabilir. Elbette bunun kendi geçmişimizle, deneyimlerimizle ilişkili derinlikli parçaları var, bunları anlamak önemli. Genel hatlarıyla bir kaç öneride bulunacak olursak
Farkındalık geliştirin: “Bu davranışı sevgiden mi yapıyorum, sevilmek için mi?”
2. Öz-şefkat geliştirin
3. Sınır çalışmaları yapın: ‘Hayır’ deme egzersizleriyle başlayabilirsiniz.
4. Profesyonel destek alın: BDT, şema terapi ve bağlanma temelli terapiler etkili olabilir.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.