Kadın Beyni - Erkek Beyni

Yazar Abdülkerim Kemaloğlu • 19 Şubat 2024 • Yorumlar:

Uzmanlar arasında, kadın-erkek davranışları arasındaki farklılıkların sosyo-kültürel faktörlerden mi yoksa doğuştan mı geldiği konusu uzun yıllardır tartışma konusu olmuştur. Ancak son yıllarda yapılan beyin temelli araştırmalar bu farklılıkların doğuştan geldiğine dair güçlü kanıtlar sunmaktadır (Brizendine, 2012; Amen, 2010; Pasterski ve ark., 2005; Hines ve ark. 2002)

Araştırmacılar özellikle limbik sistem ve konuşma alanlarındaki hacim farklılıklarına dikkat çekiyor. Beynin duygu merkezi olan limbik sistem kadınlarda daha büyük. Uzmanlar bu yüzden kadınların duygusal sinyallere daha duyarlı olduklarını ve daha kolay bağ kurduklarını belirtiyor. Testesteron hormonunun beynin konuşma bölümünde daha olumsuz etki yaptığı için erkeklerin konuşma konusunda kadınlara göre daha zayıf oldukları belirtilmekte.

ANTERIOR SINGULAT KORTEKS

Seçenekleri tartıp biçen, evham duygusunu oluşturan, anlaşmazlıkları saptayan ve kararları veren merkezdir. Kadınlarda erkeklere oranlara daha büyüktür. Bu yüzden, endişe kadınlarda erkeklere kıyasla 4 kat daha yaygındır.

PREFRONTAL KORTEKS

Beynin CEO’su. Duygularımızı kontrol eden ve çıldırmamızı engelleyen, aynı zamanda da mantıklı değerlendirmeler yapmamıza olanak veren merkez. Kadınlarda erkeklere oranla daha büyüktür ve erkeklere kıyasla 1-2 yıl daha erken olgunlaşır.

İNSULA

Sezgilerimizden sorumlu olan merkez. Kadınlarda daha büyük ve daha aktiftir.

AMİGDALA

Tehdit, korku ve tehlike durumlarında devreye giren alarm sistemimiz ve dürtü merkezimizdir. Yalnızca prefrontal korteks tarafından durdurulabilir. Erkeklerde kadınlara göre daha büyüktür.

HİPOKAMPUS

Hiçbir kavgayı, romantik karşılaşmayı ya da sevgi dolu anı unutmayan merkezimizdir. Hafızayla ilgili notları tutar. Kadınlarda daha büyük ve aktiftir.

TEMPORO-PARİETAL BAĞLANTI

Çözüm arayıcı. Beynin “bilişsel empati” ağı, ilgili diğer kişi veya kişilerin bakış açısını da hesaba katarak sıkıntı oluşturan sorunları çözmek için beynin kaynaklarını seferber eder. Erkek beyninde duygusal paylaşım esnasında daha aktifir; daha hızlı devreye girer ve “derhal sorunu çöz” şeklinde çalışır.

VENTRAL TEGMENTAL ALAN

Beynimizin motivasyon merkezidir. Harekete geçmemizi sağlayan, ödül hissini başlatan bir nörotransmitter olan dopamini üretir. Erkek beyninde daha aktiftir.

AYNA NÖRON SİSTEMİ

“ Ne hissettiğini anlıyorum” diyen duygusal empati sistemimiz. Yüz ifadelerini okuyarak, ses tonu ya da diğer söze dökülmemiş duygusal işaretleri yorumlayarak başkalarının duygularıyla uyum içinde olmayı sağlar. Kadınlarda erkeklere göre daha büyük ve aktiftir.

Çocukluk Çağı

  • Kız çocuğunun çevresindekiler ve ailesi tarafından dinlenip dinlenmediği, karşısındakiler tarafından ciddiye alınıp alınmadığı ileriki yaşlarda özgüvenini biçimlendirecek önemli etmenlerden birisidir. Bunun yanı sıra, 27. Aydan itibaren erkeklerin kızlara göre daha fazla ebeveynlerinin arkasından iş çevirip risk alırlar ve kuralları çiğnemeye daha yatkın olurlar.

  • Kızlar yatıştırıcı davranışlara çok daha erken tepki verir, ağlamayı ve bağırmayı bırakırlar. Erkekler ise kızlara göre daha hızlı öfkelenirler ve bir defa kızdıklarında onları sakinleştirmek zor olur.

  • Kız çocuklarının hayatlarının ilk 2 yılında şahit oldukları, sindirdikleri “sinir sistemi ortamı” onların gerçeklik algılarını hayatlarının sonuna kadar etkileyebilir. Gözlemleme ve duygusal ipuçlarını yakalama yeteneği sayesinde, kız çocuğu aslında annesinin sinir sistemini kendine kopyalar.

Ergenlik Çağı

  • Erkeklerin özgüvenlerinin başkalarından bağımsız olabilme yeteneklerinden, kadınların özgüvenlerininse başkalarıyla yakın ilişkiler kurabilme becerilerinden kaynaklanır.

  • Kadın beyninde saldırganlık devreleri, duygusal ve sözel işlevlere; erkeklerdeyse fiziksel hareketi kontrol eden bölgelere bağlıdır.

  • Yükselen “östrojen” oranı kızların içgüdülerini geliştirmelerine ve fiziksel acıya karşı erkeklere nazaran daha duyarlı olmalarına neden olur.

Aşk Hayatı

  • Hem erkeklerde hem de kadınlarda “oksitosin” hormonu rahatlamaya, korkusuzluğa, bağlanmaya ve birbirinden memnun olmaya yol açar. Etkisini uzun süre koruyabilmesi için, beynin bağlılık devrelerinin yakınlaşma ve dokunmayla salgılanan oksitosin tarafından neredeyse günlük olarak uyarılmaya ihtiyacı vardır. Aynı oksitosin seviyesini koruyabilmek için erkekler dokunulmaya kadınlara kıyasla 2-3 kat daha sık ihtiyaç duyar.

  • İnsanlarda stres seviyesi yüksek olduğunda erkeklerin aşk devreleri daha çok uyarılır. Kadınlardaysa aksine, stres altındayken kendilerine gösterilen ilgi ve arzuya karşılık vermezler.

  • Peki ya ayrılık? Terk edilmek aslında hem kadınlarda hem de erkeklerde beyin devrelerindeki aşk tepkimesinin derecesini yükseltir. Yoksunluk duygusu tıpkı bir uyuşturucuya duyulan açlık gibi kontrolü ele geçirir.

  • Aşk ortadan kalktığında terk edilen erkekler intihar etmeye 3-4 kat daha eğilimlidirler. Kadınlarsa aksine, depresyona girerler. Yemek yiyemez, uyuyamaz, çalışamaz ya da konsantre olamaz hale gelir, sürekli ağlarlar; sosyal aktiviteleri azaltır ve intihar üzerine de düşünmeye başlayabilirler.

Olgunluk Çağı

  • İnsanların da dişisi olgun bir erkeğin sağladığı koruyuculuğa ve güvenliğe bir çekim hissedebilir. Bu sebepten dolayı da mesela bir eş seçmeye geldiğinde birçok genç kadın yerini bulmuş daha yaşlı erkeklerin avantajlarını fark eder.

  • Araştırmacılar Amerikalıların 1/5’nin yalnızlığı tecrübe ettiğini ve bu durumun uzun vadede sigara içmek kadar sağlığa zararlı olabildiğini keşfetmişlerdir.

  • Bir erkeğin uzun süre yaşama şansını en çok arttıran şeylerin; derin uyumak, güçlü kalmak, tütünden ve alkolden uzak durmak, evlenmek ve evli kalmaktır.

  • Kadın beyni kendisini hayal kırıklığından korumak için kötü senaryolar kurmaya eğilimlidir ve ardından da üzerinde fazla düşünmeden suçu erkek beynine atar. Sürekli eleştirinin beyne zararları vardır.

Erkekler ve Kadınlar arasında olan anlaşmazlıkların çoğu doğuştan gelen farklılıklarımızı kavramayı beceremediğimiz için ortaya çıkan gerçekçi olmayan beklentiler tarafından beslenir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)