Türk Dil Kurumu (TDK), 2025 yılının kelimesi olarak “Kalabalık Yalnızlık” ifadesini seçti. Bu kavram, bireylerin kalabalıklar içinde olmasına rağmen derin bir yalnızlık hissi yaşadığı modern çağın ruh halini yansıtıyor. Sosyal bağların yüzeysel bir hal aldığı, dijital dünyada “bağlı” ama “kopuk” bir yaşamın yaygınlaştığı günümüzde, bu durum bireylerin duygusal, zihinsel ve sosyal yaşamlarında derin etkiler yaratıyor.
‘’ Sosyal medya, bireylerin hayatlarını gösterdiği, ancak gerçek duygusal deneyimlerini paylaşmadığı bir platforma dönüşmüş durumda.’’
Kalabalık yalnızlık, bireylerin sosyal ortamlarda yer almalarına rağmen, duygusal olarak yalnız hissetmeleri durumudur. Yalnızlık hissiyle birlikte kişiler kaygı, stres, mutsuzluk, öfke veya hüzün gibi birçok duyguyu taşıyabilir. Yaşanan bu duygular derinleştikçe, kişiler ailelerinden, arkadaşlarından, işlerinden ve okullarından kopmaya başlarlar. Aslında bu kopma, bir döngü gibi kişiyi gerçek yalnızlığa sürükleyebilir. Depresyon, anksiyete veya sosyal fobi gibi psikolojik rahatsızlıklar, kalabalık yalnızlık hissinin bir sonucu olarak gelişebilir. Sürekli yalnızlık hissi, stres seviyelerini artırabilir ve bireylerin sosyal becerilerini zayıflatabilir, bu da zamanla ruhsal sağlık problemlerine yol açabilir.
Sosyal medya ve dijitalleşme, insanlar arasında daha hızlı bağlantılar kurmayı sağlasa da yüz yüze etkileşimlerin yerini alması, duygusal bağların zayıflamasına yol açabilir. Sosyal medya, bireylerin hayatlarını gösterdiği, ancak gerçek duygusal deneyimlerini paylaşmadığı bir platforma dönüşmüş durumda. Bu durum, bireylerin yalnızlık hissini pekiştirebilir çünkü insanlar sanal dünyada “bağlantı” kurarken, gerçek duygusal bağlar zayıflar. Bu his, özellikle dijital çağda daha da yaygınlaşmış durumda çünkü insanlar çevrimiçi bağlantılar kuruyor, ancak bu bağlantılar genellikle yüzeysel kalıyor. Dijital etkileşimler genellikle yüzeysel ve zamanla daha da yalnızlaştırıcı olabilir, çünkü bu platformlarda insanın gerçek benliğini ifade etmesi daha zor olur.
‘’Pandemi döneminde yalnızlık ve izolasyon duygusu çok daha belirgin bir hale geldi.’’
Pandemi dönemi, fiziksel izolasyonu kaçınılmaz hale getirdiği gibi, dijital etkileşimlere olan bağımlılığı da artırdı. Bu dönemde, yüz yüze sosyal bağlar neredeyse sıfıra inerken, insanlar dijital platformlar üzerinden bağlantı kurma ihtiyacı hissettiler. Ancak, sanal etkileşimlerin doğası gereği, bu ilişkiler çoğunlukla yüzeysel kaldı ve duygusal ihtiyaçları karşılama konusunda yetersiz oldu. Bu durum, kalabalık yalnızlık hissini daha da derinleştirdi, çünkü fiziksel olarak insanlardan uzak olmak, dijital etkileşimlerle telafi edilemedi. Yalnızlık ve izolasyon duygusu çok daha belirgin hale geldi.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.