Kanserde Beslenme

Yazar Burak ŞakarOnkolog • 29 Ocak 2018 • Yorumlar:

Psikolojik stres kanserli hastalari nasil etkiliyor?

Kanser teşhisinin fiziksel, emosyonel ve sosyal etkileri oldukca stres verici olmaktadir. Bu tur durumlarda hastalarin bazilarinda alkol kullanimi, sigaraya yonelme gibi davranislar gözlemlenirken, bazilarinda da icine cekilme gibi durumlar olabilmekte ve bu kanser tedavisinden sonra hayat kalitesinde bozulmalara yol acabilmektedir. Tersine, strese karsi etkili yontemler gelistirebilen, gevseme ve stres yonetimi gibi yontemleri uygulayan hastalarin kanserle ilgili sikayetlerde daha az endiseli oldugunu ve daha az depresyona girdiklerini gormekteyiz. Bazi deneysel calismalarda insan tumoru tasiyan farelerin stresli ortamda yasamaya devam ederken tumorlerinin daha fazla metastaz yaptigi gosterilmistir. Bunun damarlanmayi arttiran ve stres sirasinda salgilanan norepinefrine bagli oldugunu gosteren laboratuvar calismalari da bulunmaktadir. Meme kaneri olup da ameliyat oncesi kemoterapi alan kadinlar arasinda yapilan bir calismada da beta bloker dedigimiz ve norepinefrinin etkiledigi reseptorleri kapatan ilaclari kullananlarin hastalik tekrarlama oranlari daha dusuk bulunmustur. Ayrica mekanizmasi kesin anlasilamamkla birlikte strese bagli tukenmislik yasayan hastalarda olum oranlari daha yuksek bulunmaktadir. Bunun tedaviyi istememe , hayattan vazgecme gibi durumlarla da iliskisinin olmasi ve bunun da beslenme bozuklugu , uyusturucu kullanimi gibi durumlara yol acmasi mumkun gozukmektedir.

Peki kanserli hastalar stresle basa cikabilmek icin ne yapmali?

Ruhsal ve sosyal destek almak hastalara stresle basa cikmanin yollarini ogretebilir, endise ve depresyon seviyesini ve kanser tedavisi ile ilgili yan etkilerin yarattigi moral bozuklugunu azaltabilir Moralinizi bozan veya kafanıza takılan durumları mutlaka doktorunuzla paylaşın.Bu sizi çok rahatlatacaktır.

Önerilerim:

- Mumkunse gunluk hayatınızı cok değiştirmeyin. Calışmanıza engel bir durum yoksa işinizi bırakmayın veya çalışmıyorsanız sizi hayata bağlayacak hobiler edinmeye çalışın,

- Sizi sevenlerin olduğunu ve onları hep yanınızda olduğunu hatırlayın,

- Gevseme, meditasyon ve stresle basa cikma teknikleri konusunda egitim almak. Bu Onkoloji Enstitusu'nde yapilan uygulamalara katilmak seklinde veya ilgili konuda kitap ve internetten bilgi almak seklinde de olabilir,

- Konusma terapilerine katilın,

- Kanser egitim seminerlerine gidin (Hasta Okulu Uygulamalarina katimak gibi),

- Sosyal destek gruplarina katilın,

- Depresyona karsi ilac kullanın ( Psikiyatristinizin veya doktorunuzun onerecegi) ,

- Egzersiz yapın.

Gerek ailede, gerekse okulda beslenme eğitiminin yeterli düzeyde olmaması, hatalı beslenme alışkanlıklarının kazanılmasında önemli yer tutmaktadır. Öğün atlama, şeker, tuz ve yağ içeriği yüksek yiyecek-içecek tüketimi, bu alışkanlıkların başında yer alıyor.

Sahip olduğumuz yanlış beslenme alışkanlıkları, önemli sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir. Çocukluk dönemindeki bu hatalı beslenme uygulamaları; yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, obezite (aşırı şişmanlık) ve bazı şişmanlıkla ilişkili olabilecek kanserler ( kolon, meme, pankreas, prostat, rahim kanserleri gibi) için temel risk faktörü oluşturuyor. Yukarıda anlatılanlar herkes icin geçerli temel beslenme önerileridir.

Eğer herhangi bir kanser için tedavi görüyorsak beslenmenin önemi daha da artıyor. Bu durumda sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalı, öğün atlanılmamalıdır. Kemik sağlığı için, kalsiyum yönünden zengin süt, peynir, yoğurt tüketimine özen gösterilmelidir. Protein alımı yeterli miktarda olmalı, ancak salam,sucuk,sosis gibi işlenmiş ürünlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Kırmızı et olarak haşlanmış kuzu ve dana etini veya ızgara köfteyi tercih edebiliriz. Tavuk eti de iyi bir protein kaynağıdır ve güvendiğimiz bir kasaptan alarak tüketmemizde sakınca yoktur. Bol miktarda sebze-meyve ile günde en az 8-10 bardak sıvı tüketilmelidir. Suya ek olarak normal açık çay, yeşil çay, kuşburnu çayı, papatya, ıhlamur, nane-limon çaylarını da içmeniz günlük sıvı miktarını arttırmada yararlı olabilir. Şeker, tuz ve yağ içeriği yüksek yiyecek-içecek tüketiminin, bir çok hastalığı beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. Bu kemoterapi tedavisi gören hastalar için de geçerli bir durumdur.Yeşil sebzeler bol miktarda posa içerdiğinden barsak sağlığımız ve kabız olmamamız için mutlaka tüketilmesi gereken besinlerdir. Bunları sıvı yağ ile tercihen zeytinyağı ile pişirmeli ve günde en az iki porsiyon tüketmeliyiz.. Üzüm ve incir gibi aşırı şekerli meyveleri yerken miktar kısıtlaması yapmamız uygun olur. Genelde mevsim meyvelerini günde iki porsiyon gibi tüketmemiz yeterlidir. Ancak yediklerimizin ishal veya kabız olmamız durumunda doktorumuz tarafından yeniden düzenlenmesi gerektiği unutulmamalıdır. Baharat tüketimi ise rahatsız edici seviyede acı olmadığı sürece serbest olmalıdır. Özellikle zencefil, zerdeçal, çörek otu gibi baharatlar iştah açıcı ve bağışıklığı düzenleyici etkiler yapabilirler. Yine aşırı olmadığı sürece kefir tüketmeniz kemoterapinin ağız yarası gibi yan etkilerini azaltarak sizi rahatlatabilir.

Unutmayın, kanseri tedavi eden sihirli bir besin veya besin takviyesi yoktur!

Temiz ve mikropsuz besinleri tüketmeye özen gösterilmelidir. Çiğ sebze ve meyveler bol suyla yıkanmadan kesinlikle yenilmemelidir. Açıkta satılan yiyecekler satın alınmamalıdır. Eller yemekten önce mutlaka yıkanmalı, pek çok hastalık mikrobu taşıyan kirli eller ağza ve göze sürülmemelidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)