Karpal Tünel Sendromu

Yazar Mehmet Serdar Balkan • 24 Aralık 2018 • Yorumlar:

Karpal tünel sendromu, bir ya da her iki elin ilk üç parmağını tutan ilerleyici özellik gösteren disfonksiyonel bir hastalıktır. El bileğinin ortasında bulunan ve ilk 3 parmağa nöral iletimi taşıyan medyan sinirin, fleksor retinakulum denen fibröz bağın süreç içerisinde kalınlaşmasına bağlı, basılanması sonucu ağrı, uyuşukluk ve güçsüzlükle kendini gösterir. 45 yaş civarı kadınlarda daha sık görülmekle birlikte iş hayatında ellerini aktif kullanan genç hastalarda ya da diyabet ve romatizma gibi kronik rahatsızlıkları olan yaşlı popülasyonda da bir hayli görülmektedir.

Hastalığın tipik bulguları arasında özellikle gece yatarken tüm elde şişme hissi ve uyuşma karıncalanma hissi ile uyanma ya da iş yaparken tabak çanak benzeri objeleri elinde düşürmede sıklaşma görülür. Parmaklar sertleşmiştir, hasta ellerini şişmiş ve gerilmiş hisseder ama genellikle gözle görülür bir bulgu olmaz. Hastalar ellerini sallayıp bilekleri ovalayınca kısa süreli rahatlamalı olur. Gece çok uyandıran vakalarda ciddi uyku bozukluğuna yol açabilir. Ellerin çok kullanıldığı işlerde (bilgisayar operatörlüğü, tekstil işçiliği, mutfak işleri, ev işleri vb.) aktif çalışmadan sonra şikayet artar. Tedavi edilmemiş olgularda kuvvet kaybı ve avuç kaslarında incelme meydana gelir.

Bilek kanalı yapısal olarak dar olan kişilerde, obezlerde, sık alkol tüketenlerde, diyabet ve damarsal hastalıkları olanlarda daha sık görülen karpal tünel sendromunda karpal kanal içinde basınç artışı olmaktadır. Bu basınç elin pozisyonu ile ilintilidir. El, el bileği çevresinde meydana gelen travmalardan sonra da kronik bası ortaya çıkabilir. Tendon kılıflarının enfeksiyonu veya kalınlaşması kanalda mekanik daralmaya neden olur. Sinir kılıfının tümörleri ve avuç içi enfeksiyonları da medyan sinir bası belirtileri ortaya çıkarabilir. Vakaların çoğu iş yerindeki mekanik nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Çalışırken ya da iş görürken tekrarlayıcı el hareketlerinin olmasının karpal tünel sendromu ile ilişkisi vardır. Bilgisayar başında görev yapanlar, marangozlar, kasaplar, bulaşık yıkayanlar, konfeksiyon atölyelerinde çalışanlar, şoförler ve benzeri şekilde el bileği tekrarlayan hareketlerle meşgul olanlar hastalığa çok daha fazla yatkındırlar. Hipotiroidi varlığında, geçici olarak hamilelikte; romatoid artrit, üremi, amiloidoz, vasküler (damarsal) anomalilerde, tendinit eşliğinde karpal tünel sendromu görülebilir.
 

Karpal tünel sendromunun tedavisinde, tekrarlayıcı el hareketlerinden mümkün olduğunca kaçınma ya da sık molalar vererek çalışma başta gelir. Duruş ve oturuş bozukluklarına dikkat edilerek çalışma masası düzeninin el bileğini yormayacak şekilde ayarlanması gibi önlemlerin alınması; ilaçlar ve nöropatik ağrı ajanları ile b vitamini kompleksleri kullanılması gibi medikal tedaviler ve fizik tedavi uygulamaları karpal tünel sendromunun konservatif tedavileri arasındandır.

Ayrıca ileri duyusal ve hiçbir hareket bozukluğu olmayan hastalarda bileği nötral pozisyonda tutan fakat parmakların serbestleşmesine imkan veren gece istirahat bileklikleri kullanılabilir.

Uygun hastalarda poliklinik şartlarında karpal kanala kortikosteroid enjeksiyonu sonrasında uzun süre şikayetler ortadan kalkabilir.

Öte yandan ilaç tedavisi ile şikayetleri geçmeyen hastalara daha fazla zaman geçirmeden yani sinir harabiyeti daha fazla artmadan cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi kesilerde farklı usüller vardır. Özellikle yara iyileşmesi zor olan diyabetik hastalarda ve operasyon sonrası skar dokusunda daha az gerginlik olması açısından açık cerrahi ve mini transvers kesi tercih edilir. Sadece iki dikişin yeterli olduğu bu teknikte cerrahi olarak sinir üzerindeki bası ortadan kalktığı anda sinir üzerindeki hasarlanma daha fazla ilerlemeden duracaktır. Hastanın fonksiyonel olarak iyileşmesinin önündeki engel de kalkmış olacaktır. Bu cerrahi müdahale için hastanın hastanede yatması gerekmez. Ayaktan gelen bir hastada lokal anestezi ile o bölge uyuşturulur. Karpal ligaman kesilerek serbestleştirilir ve medyan sinir basıdan kurtarılır. Hastalar on gün sonra dikişlerini aldırıp, yaklaşık dört hafta sonra işlerine tekrar dönerler

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)