KİLO ALMAMAK İÇİN İFTARI ÇORBAYLA AÇIN

Yazar Nesrin Eriş • 7 Mart 2017 • Yorumlar:

Ramazan ayı boyunca beslenme alışkanlığımız değiştiği için kilo almamız mümkün. Onun için iftar, çorba gibi sindirimi daha kolay, mideyi doldurabilecek, yoğun açlık hissini azaltabilecek bir yemekle açılmalıdır.

Çorbadan sonra biraz salata tüketip ana yemeğe ise yarım saat bekledikten sonra geçilmelidir.

Ramazanda bir ay boyunca her gün aynı saatlerde yemek yemek, uzun süreli açlık, akşam yiyip, televizyon karşısında oturmak, sahurda yiyip yatmak, aktivitenin azalması doğal olarak vücudun bir günde harcadığı enerji miktarını düşürür. Bu nedenle oruç tutarken normalde yediklerimizden daha az bile tüketim yapsak bile kilo alma riski ile karşılaşılır. Ramazanda kilo almamak için tüketilen besinlere, miktar, besin türü ve seçimi olarak her zamandan daha fazla dikkat edilmesi gerekir.

Günde en az 2 porsiyon meyve veya şekersiz hoşaf tüketilmelidir.

Tatlı isteği yapay tatlandırıcılı tatlılarla, meyve hoşafları ile veya sütlü tatlı ile giderilebilir.

İftarda yemekle beraber içilen çay ve kahve özellikle besinlerle alınan demirin emilimini engelleyeceğinden yemekten 2 saat sonra içilmelidir.

İftardan sonra mutlaka yürüyüş yapılmalıdır.

Mutlaka sahura kalkmak gereklidir. Böylece aç kalınan süre azalır ve metabolizmanın açlıktan dolayı daha fazla yavaşlaması engellenir. Ayrıca çok uzun süreli açlıklarda kan şekeri ve tansiyon düşer ve mide asit salgısı artar. Bu durum her gün tekrarlandığında halsizlik, baş ağrısı oluşur.

Kolestrolü yüksek olan bireylerin kırmızı et ve tereyağı tüketimini sınırlaması gereklidir. Haftada en az 2 kez balık ve kurubaklagil tüketilmelidir.

Yüksek kalorili olan fazla yağı, şekerli, besinlerden özellikle kaçınmak gerekir.

İftar sofrasında kuruyemiş, tatlı gibi abur cubur tabir edilen besinler tüketilmek istenirse kuruyemiş olarak leblebi ve kabak çekirdeğin, tatlı olarak da sütlü tatlı veya dondurma tercih edilebilir.

Tuz tüketimine dikkat edilmelidir. Çok fazla tüketilirse vücutta ödem oluşacak ve şişkinlik hissedilecek, tansiyonu yükseltecektir. Çok az tuz tüketirseniz de sahur ve iftar arasında kalan açlık süresinde tansiyon düşüklüğü yaşanabilir.

Mutlaka haftada iki defa balık, iki defa da kurubaklagil tüketimine dikkat edilmelidir.

Kırmızı et tüketimi mümkün olduğunca azaltılmalıdır.

Oruç tutarken günlük su ihtiyacını karşılayabilmek için iftar ve sahur arasında mümkün olan sıklıkta su içmeye özen gösterilmelidir.

Pişirme yöntemi olarak kızartma haricinde ızgara, buğulama, buharda pişirme, sote, haşlama yöntemlerinin hepsi kullanılabilir.

Diabetlilerin, düzenli olarak ilaç kullanması gerekenlerin, gebe ve emziklilerin, çok yaşlıların, mide ve sindirim sistemi rahatsızlığı olanların, akıl, verem, böbrek ve kanser hastalarının oruç tutmamaları gerekmektedir.

Uzun bir açlıktan sonra ağır yemek kalbe binen yükü artırır. Kalp krizi, tansiyon, beyin kanaması, felç gibi hastalıklar artabilir.

Fast-food, kızartmalar, hamur tatlıları, çok tuzlu, çok şekerli ve çok yağlı hazır besinler, salam, sucuk, sosis, kavurma vb…  doymuş yağ içeriği yüksek besinler, sakatatlar (beyin, karaciğer vb…)

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)