Kim Kimi Yönetiyor?

Yazar Mehmet Şakir KayaAkupunktur Uzmanı • 5 Şubat 2019 • Yorumlar:

Bedenimiz mi bizi, yoksa biz mi bedenimizi!..
Parmağımızı oynatan biz miyiz, yoksa bedenimiz mi!..
Yediklerimizi sindiren, işleyen, kullanan biz miyiz, yoksa bedenimiz mi!..
Açıkan, üzülen, yalnızlık çeken, isteyen biz miyiz yoksa bedenimiz mi?..
????Meraklanmayın ben de oldum olası felsefeyi sevmemişimdir. Yalnızca çoğu zaman oturup, çok değil, birazcık düşünmeye zaman ayırmak, bir çok şeyi açıklamaya yeterlidir. Neden açız?! Biraz düşünelim istedim. Acıkmanın fiziksel boyutuyla ilgili biraz konuşmak istiyorum.
Almanya’da bir çalışmada 150 yıl önce yaşayan insanların kemik ölçümleri çok ayrıntılı olarak çalışılmış ve günlük tükettikleri yiyeceklerin kalorisinin ortalama 600-850 kalori civarı olduğu kanısına varılmış. Günümüzde ise bir öğünümüzde bile çok daha fazlasını tüketiyoruz. Üstelik her boş zamanımızda da atıştırmalıklarımız ağzımızdan düşmüyor. 150 yıl öncesine göre neler değişti de böyle olduk. Bedensel ihtiyaçlarımız mı değişti? Hayır, insan genetiği ancak 1000 senede bir yeni bir duruma uyum sağlayabiliyor. Bedensel ihtiyaçlarımız değişmediğine göre sonuç belli; dünyamız değişti. Yaşantı şekillerimiz, ilişkilerimiz, aile hayatımız, sosyal hayatımız, yediklerimiz-yeme alışkanlıklarımız ve üstüne üstlük yediğimiz yiyeceklerimizin değeri de değişti. Değerli protein, değerli yağ, değerli su, mineral ve vitamin almaz olduk. Ve hatta bunları arasak bile kolay ulaşamaz olduk. Sebze ve meyvelerimiz fabrikasyon mal gibi ilaç ve hormonlarla yetiştirilmeye başlandı. Hayvanlarımız da ondan geri kalmadı. Esasında belki de en kötüsü yediklerimizle oynandı. Tam buğday gitti; beyaz un geldi. Şeker pancarı, bal gitti; glukoz şurubu,çikolata geldi. Karnı yarıklarımız gitti; hamburger, pizza, hamur işi gibi fast-food’larımız geldi. Meyve ve çiğ çerezlerimiz gitti; paketlenmiş atıştırmalıklarımız geldi. Ve daha başkaları.
Tüm bu yeni yiyeceklerin ortak noktası nedir acaba; eskilerin proteini, yağı, karbonhidratı değerli idi. Vitamin ve mineralden zengin idiler; şimdi ise değersiz protein, doymuş yağ, basit şeker ve vitaminsiz, mineralsiz yiyecekleri toplumsal olarak tüketmeye ve aslında bedenimiz için çok değerli besinleri alamamaya başladık.
Madem bilgi çağında yaşıyoruz ve günümüzde dünyamız hepten değişti; o zaman günümüzde neyi, niçin yediğimizi de bilmeliyiz.
Biz bilmesek de bedenimiz ihtiyaçlarını bildiği için sürekli olarak açlık merkezini/iştahını açık bırakıyor. Dolayısıyla aç/ doymayan bir toplum olarak yaşıyoruz.
Esasen yediklerimizin bizi esir almasına izin verirsek; günümüzde olduğu gibi geçmeyen ağrılara, cilt/yüz yaşlanmasına, tansiyon/şeker hastalıklarına, aşırı kiloya ve daha bir çok hastalığa erken yaşlarda mahkum olacağız.
Unutmayın biz bedenimizi yönetmiyoruz; bedenimiz bizi yönetiyor, ve ona istediğini vermezsek ömür boyu çekeceğimiz bir çok hastalıkla cezalandıracaktır.

Dip not: Genel af, özel af beklemeyin, gelmeyecektir.????

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Mehmet Şakir Kaya Akupunktur, Kupa Terapi (Hacamat), Ozon Terapi Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)