Kış Aylarında Nasıl Beslenmeliyiz

Yazar Aslı Özkan SarcanDiyetisyen • 6 Mart 2018 • Yorumlar:

Havaların soğuması ile birlikte vücut direncinin azalmasıyla enfeksiyon hastalıklarının arttığı bu dönemde yeterli ve dengeli beslenmek çok daha önem taşımaktadır. Kış mevsimi ile birlikte havaların daha erken kararması, güneşin ve sıcak havaların yerini yağışların alması, işlerin yoğunlaşması ile gelişen isteksizlik, halsizlik ve mutsuzluk sonucu aşırı yeme atakları bu dönemde daha çok görülmektedir. Zorlu geçen bu kış döneminde beslenmede ne gibi değişiklikler yapmak gerekir bir göz atalım:

 

  • Bağışıklık Sistemini Güçlü tutmalıyız

Kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde metabolizmamızı koruma altına alıp daha da güçlendirmenin en etkili yollarından biri yeterli ve dengeli beslenmedir. Sağlıklı ve sağlam bir vücuda sahip olmanın yolu vitamin ve mineral yönünden yeterli, antioksidan bakımından zengin beslenmektir. Günlük beslenmemizde besin ve besin öğesi çeşitliliği sağlayıp her gün yeterli miktarda süt, tahıl, et, sebze-meyve, yağ ve yağlı tohumlardan tüketmeliyiz. Özellikle A ve C vitamininden zengin turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, Brüksel lahanası, karnabahar, mandalina, maydanoz, roka, tere gibi sebze ve meyveleri öğünlerimizde eksik etmemeliyiz. Bu besinlerin doğru hazırlama ve pişirme yöntemleri kullanarak vitamin, mineral kaybına uğratmadan tüketmeye özen göstermelidir. C vitamini ısı ve ışık etmenlerinden kolayca etkilendiği için kış mevsiminde bolca tüketilen taze sıkma meyve suları bekletilmeden direk tüketilmelidir. Çinko enfeksiyon durumlarında bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Tahıllar, yumurta, ceviz, peynir, süt, karaciğer çinko kaynakları arasında yer alır. Demir, bakır, manganez ve selenyum serbest radikallerin vücutta yarattığı hücre hasarını önler. Dengeli bir şekilde aldığımız gıdalar aynı zamanda ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri de vücudumuza almamızı sağlar.

 

  • Sağlıklı Beslenme ile Kış Depresyonunu Azaltmalıyız

Kış ayları güneşin az görüldüğü depresyon ayları olarak bilinir. Muz, kepekli pirinç, kepekli makarna, patates gibi yiyecekler tüketerek depresyon azaltılabilir. Omega-3 yağ asitlerinin eksik olması durumunda depresyon durumuna karşı savunmasız hale gelebiliriz. Anti-depresan etkili bir beslenme planı, bol miktarda balık ve omega-3 yağ asitleri bakımından zengin diğer besinleri (ceviz, keten tohumu, semizotu) bu dönemde tüketimini arttırabiliriz. Artan soğuk havalar ile birlikte vücut ısısı kendi sıcaklığını korumak ister ve metabolizma hızını yükseltmek için beyine yemek yeme-açlık sinyalleri yollar. Artan aşırı yemek yeme ataklarını da kilo almamıza neden olur. Kilo almamızı engellemek için az ve sık yiyerek, daha pratik, taşınması kolay ara öğünler tercih edebiliriz.

 

  • Hareket Etmeyi İhmal Etmeyin

Fiziksel aktivite dolaşımı güçlendirir. Güçlü dolaşım, güçlü bağışıklık sistemi anlamına gelir. Yazın yaşanan hareketli günlerden sonra fiziksel aktivitemizi azaltacak olursak, sindirim sistemimiz değişikliğe cevap olarak kabızlık geliştirebilir. Kabızlığın gelişmesini önlemek için fiziksel aktivite dışında lifli gıda tüketimine de önem verilmelidir. Lif oranı yüksek besinler ise; keten tohumu, kabuklu patates, lahana, portakal, elma, yulaf, bulgur gibi besinler örnek verilebilir. Kuru ve soğuk hava su içmeyi isteğini azaltabilir ancak hissedilmese bile vücuttan su kaybı gerçekleşir. Bu nedenle günlük minimum 8 bardak su tüketilmelidir. Kaybedilen sıvıyı yerine koymak önemli. Özellikle spor yapıyorsanız çalışma öncesi ve sonrası tartılıp, kilo kaybınız varsa 1-2 bardak su içmeye özen gösterilmelidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)