Kültür şoku, bireylerin aşina oldukları sosyal durumların ve bu durumlara uygun davranışların rahatlığından uzaklaşarak, yeni bir kültürde karşılaştıkları ve yabancı oldukları sosyal durumlar karşısında yaşadığı uyum zorluğudur. Yeni bir kültürle tanışan insanların, aşina oldukları sembol ve işaretlerin yerine yabancı oldukları sembol ve işaretlere alışma süreci uzun süreli ve yorucu bir iştir. Hemen her sosyal etkileşimde doğacak olası sonuçları öngörmeye çalışmak yeni bir kültürde kendini var etmeye çalışan insanlar için giderek daha yorucu olabilmektedir. Çoğu zaman özellikle göç etmiş kişiler için yeni kültüre uyumda yaşanan zorluk yalnızca yeni kültüre alışmaya çalışmak ile ilgili değildir. Aynı zamanda sosyal çevrenin daralması, aile bireylerinden uzaklaşmak gibi sosyal destek kaynaklarının azalması da bu uyum sürecinde bireylerin baş etmeye çalıştığı önemli konulardır.
Kültür şoku genellikle yeni bir kültüre girer girmez yaşanmaz. Yeni bir kültürle tanışıldığında, yeni ve farklının ilgi çekiciliği kişilerde heyecan uyandırır. Bu dönemde pek çok şey sıra dışıdır ve öğrenilen en küçük şeyler bile kişiler için ödüllendiricidir. Diğer insanlarla kurulan zayıf bağlar bile değerlidir çünkü bir noktada beklenti de o yöndedir. Ancak zamanla bu durum yerini şok ve hayal kırıklığına bırakabilir. Kişi için yeni olan kültürün örtük mesajlarını anlamak ve adapte olmak zor gelmeye başlar çünkü en baştaki öğrenmeler artık yetmiyordur. Diğer insanlarla daha derin bağ kurma ihtiyacının karşılanmadığı durumlarda bu şok ve hayal kırıklığı daha kuvvetli hissedilebilir. Yeni bir kültüre alışma deneyimi yorucudur. Yıllardır alışkın olunan ve dikkat edilmemesi gereken pek çok ayrıntıya dikkat kesilme gerekliliği bilişsel kaynakları zamanla tüketir. Hele ki birey, sahip olduğu kültürün gelenekleri ve davranış kurallarına bağlıysa bu, kişi için içsel ve dışsal çatışmalara yol açar. Çevrede olup bitenleri kavramaya harcanan enerjinin yanında bir de bu çatışmaları yönetmeye çalışmak oldukça zorlayıcı olabilir. Üstelik burada mesele sadece kişinin içsel deneyimi de değildir. Dahil olunan kültürün ne kadar kapsayıcı ve kabullenici olduğu da bu sürecin ne şekilde yaşanacağında etkilidir. En küçük bir hatanın yargılandığı ve dışlanma ya da kınamayla cezalandırıldığı bir topluluğa dahil olmaya çalışmak, kişi ne kadar esnek ve uyum sağlamaya yatkın olsa da kişi üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu durum çoğu zaman kalıcı değildir. Pek çok kişi süresi kişiden kişiye değişse de tüm bu durumlarla başa çıkabilir ve dahil olduğu kültüre uyum sağlayabilir. Uyum sağlama sürecinde artık kişisel değerlerle toplumsal değerler arasındaki çatışmada bir orta yol bulunmuştur. Bu bazen kişilerin değerlerinde birtakım değişikliklere gitmesi ile bazen de kendi değerlerinin etki alanını yeniden düzenleme ile olur. Zaman zaman ise yeni değerlerin oluşturulması ile uyum süreci gerçekleşir.
Her ne kadar yeni kültüre uyum çeşitli zorluklar barındırsa da sosyal öğrenme becerilerine yapılan yatırım uyum sürecini hızlandırabilir. Uyum süreci bir yandan zamanla öğrenilecek olanlara güvenerek gerçekleşebilir diğer yandan ise bu süreci hızlandıracak etkinliklere dahil olmakla sağlanabilir. Zaman zaman benzer tecrübeleri yaşamış kişilerden destek almak onların tecrübelerinden yararlanmak da bu süreci kolaylaştırmaktadır.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.