Mühendisten İşçi Olmaz

Biraz ironik değil mi? İnsanlar yağsız yemekler yedikçe yağlanıyorlar!

Diyetlerde yağa asla tolerans göremezsiniz,
bu yağ düşmanlığı neden?

Çünkü diyet listeleri kalori hesaplarına göre düzenlenir.
En yüksek kalori kaynağı da yağ olduğuna göre, kilo almamızın sebebini bulmuşuz,
Baksanıza, kalça ve göbekte biriken yağlara,

Daha suçlu aramaya ne lüzum var!

Suçlu açık ve net göründüğüne göre çözüm de bir o kadar açık olmalı.
Peki yağlı yiyeceklerden uzak durarak kilo verebildik mi ?T
abi ki hayır . Maalesef yağsız yiyecekler tüketen insanlar gittikçe daha fazla kilo aldı!

O zaman bu işte bir terslik var,
Bakalım terslik bu işin neresinde?

Yağları  kalori veya kolesterol ile sınırlayan akıl almaz bakış açısına nasıl geldik?
Yağların damar endotelinde (damar iç yüzeyi)
yaptığı oksidatif stres (damar iç yapısını yakıcı etkisi) fark edildi.

Damar hasarı yapan oksidatif stres tüm hastalıkların oluşumundan sorumlu tutuldu.

Peki yağların yaptığı oksidatif strese çözüm üretilemez mi? 
Yağlı  yemek olmaz mı? Olur, ama bedeli ağır olur.
Zira insan fizyolojisinde 
Bir birim yağ ile 138  ATP üretilir.Bununla 138 merdiven çıkarsınız.

Aynı birim et,peynir  yani protein ile sadece 28 ATP yani 28  merdiven çıkabilirsiniz.
Ve yine aynı birim hamur ile (karbonhidrat ile) sadece 35 merdiven  çıkabilirsiniz.
Bilmelisiniz ki; proteinlerin atıkları olan  ürik asit’i (İnsanları en hızlı yaşlandıran bir atık) açığa çıkardığından,
Bu atığın 100 gramını atabilmek için en az 500 cc suya ihtiyaç olur.

Özellikle sporcularda gördüğümüz fazla miktarda et,süt ve peynir tüketimine karşılık, ihtiyaç olan suyu bulamadığında damarlarda ve eklemlerde kalsiyum, ve magnezyum gibi değerli mineraller  tarafından tamponlamak için çöktüğünden damarları sertleştirir ve sırt omurlarında kireçlenme veya gut nedeni olur.
Tüm damar sistemleri bu durumdan etkilenen sporcular 40’lı yaşlarda yakalandıkları kronik hastalıkların tedavileri için koşturmaya devam ederler.