Ne Zaman ve Neden Psikoloğa Gitmeliyim?

Günlük yaşamda uğraşmamız gereken pek çok sıkıntılı durum ile karşılaşıyoruz. Bu sıkıntılar kimi zaman işimizle alakalı oluyor, kimi zaman ise ilişkilerimizle. Bunun dışında da bilinçaltımızda bizi boğan sorunlar yaşıyor olabiliriz.

Başa çıkmakta zorluk yaşadığınız bir sıkıntı, konuşma isteği, bakış açınızı değiştirmek gibi pek çok sebep ile psikoloğa gidebilir ve durumunuzu danışabilirsiniz. Psikoloğa gitmek için ihtiyacınız olduğunu düşünmeniz, psikoloğa gitmek için en önemli sebeplerin başında yer alır.

İnsan, düşünebilen ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşmak isteyen bir canlıdır. Yaşadığımız iyi ya da kötü olayları kendimize yakın hissettiğimiz insanlarla paylaşarak, bizi anlamalarını ya da duygularımıza ortak olmalarını isteriz. Bunların dışında yaşadığınız olumsuz olayları bu kişilerle paylaşarak rahatlamak da günlük rutinleriniz arasında yer alabilir.

Peki ama zaten arkadaşımla ya da eşimle dostumla sıkıntılarımı konuşabiliyorken neden psikoloğa gideyim?

  • Aslında bunun pek çok sebebini sıralayabiliriz. Öncelikle sıkıntılarımızı paylaşmamızın temelindeki güdü, sorun için çözüm yolları aramanıza yardım edilmesidir. Bir arkadaşınızla paylaştığınız sıkıntınızı çözüme kavuşturmak konusunda objektif bir yardım alamayabilirsiniz. Çünkü, arkadaşınız soruna empati kurarak ve sizi koruma iç güdüsüyle yaklaşacaktır, fakat bir psikolog çözümü sizin bulabilmeniz konusunda tarafsız bir rehberlik hizmeti verir.

  • Arkadaşınız ya da eşiniz, dostunuz, problemin çözümü konusunda yönlendirmede bulunabilir. O an için rahatladığınızı düşünseniz bile uzun vadede sorunu bastırdığınızı ve daha sonra tekrar tekrar karşınıza çıkıp sizi huzursuz ettiğini fark edebilirsiniz.

  • Bir başka sebep ise, arkadaşınızla paylaştığınız bir sorun sonucunda sizin duygularınızın arkadaşınıza da bulaştığını görebilirsiniz. Bir örnek ile açıklamak gerekirse; Ayşe ya da Ali’nin olumsuz bir davranışı ya da kırıcı bir sözü sebebiyle ilişkiniz bozuldu. Siz bu sorunu başka ortak bir arkadaşınızla paylaştığınızda, bir süre sonra arkadaşınızın da Ayşe’ye karşı sizin hissettiğiniz duyguları hissettiğini göreceksiniz.

  • Diğer bir neden, paylaştığınız sırlarınızın güvende olmayacağınıza dair duyduğunuz şüphedir. Hayatınız boyunca mutlaka kulağınıza, ‘Ayşe bunu bana kimseye söyleme diye anlattı, sen de sakın ağzından kaçırma’ böyle bir cümle gelmiştir. Ki gelgelelim, siz de bunu biliyor olabilir ve bu sebeple karşınızdaki ile paylaşımda bulunurken şeffaf olamayabilirsiniz. Paramparça anlattığınız bir sorun için de nokta atışı bir çözüm önerisi beklemek zor olur.

  • Birde, siz sorunlarınızdan bahsederken kendi sıkıntıları ile boğuşmakta olan yakınınız tarafından yeterince dikkatle dinlenemeyebilirsiniz. Seninki de dert mi, geçenlerde benim başıma şu geldi ya da haline şükret şu da olabilirdi gibi kalıp cümleler kendinizi daha kötü hissetmenize sebep olabilir. Sorunu kafanızda büyüttüğünüzü düşünüp, kafanızın daha çok karışmasına sebep olabilirsiniz. Beklediğiniz desteği o an için alamamak hem özsaygınızı düşürebilir hem de sosyal ilişkilerinize bakışınızı etkileyebilir.

Bunlar ve bunlar gibi pek çok sebep profesyonel bir yardımın size nasıl büyük bir katkı sağlayacağını anlamanız konusunda yardımcı olabilir. Psikolojik danışma hizmeti almak, objektif bir psikolog tarafından dinlenerek, sorunu çözmeniz konusunda yardımcı olur, danışan-psikolog arasındaki gizlilik ilkesi sayesinde şeffaf olabilir, sorunlara ve kendinize dışarıdan bakma şansı yakalayabilir ve kendinizde istediğiniz değişiklikleri yapma şansı yakalayabilirsiniz. Arkadaşlarınızla yine sohbet ederken, bir taraftan da bastırdığınız ve belki yıllardır orada olduğunu bile bilmeniz sorunlarınızla yüzleşip hayatınıza yeni bir ben ile devam edebilirsiniz.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Damla Koçak Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Psikoloji Psk. Dan.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)