Neden Birbirimize Yardım Ederiz?

Yazar Alihan İmeci • 18 Aralık 2023 • Yorumlar:

İnsan ve onun davranışları, psikoloji biliminin incelediği temel kavramlardır. Her bireyin biricik olduğu pek çok yanı vardır. Bununla birlikte, birbirinden oldukça farklı alt kültürlere sahip bireyler bile kimi zaman oldukça benzer davranışlar sergileyebilirler. Farklı yaşantılara, öğretilere sahip olsalar dahi insanların neredeyse tamamı hayatta kalma güdüsüyle, çeşitli durumlarda onları hayatta tutacak ortak davranışlar sergileyebilirler. İnsanlar sosyal varlıklardır, bu şekilde evrimleşmişlerdir. Binlerce yıldır birlikte hareket etmişler, birlikte avlanmışlar, birlikte gülüp birlikte kederlenmişlerdir. Bu şekilde, yapısı gereği sosyal olan insanlar için başkalarına yardım etme, destek olma eğilimleri tuhaf olamayan sosyal etkileşim türleridir. Prososyal davranışlar da bu tarz davranış kalıpları içerisinde değerlendirilebilir.

Prososyal Davranışın Psikolojisi

Prososyal davranış, açık bir bireysel kazanç olmadan, çıkar gözetmeden başkalarına fayda sağlamak amacıyla isteyerek gerçekleştirilen davranış olarak tanımlanır (Eisenberg, 1982). Bu davranışların arka planında, pek çok farklı psikolojik süreç rol oynamaktadır. Empati kavramı da bu süreçte, prososyal davranışlarla ilişkisi bakımından değinilmesi gereken bir kavramdır. Tanımına bakıldığında empati, başkalarının duygusal durumlarını ayırt edebilme ve bu duygusal durumlarla özdeşleşme yeteneği, duygusal rol alma olarak tasvir edilirken, bir başkasının bilişsel / duygusal durumunu veya bakış açısını algılama becerisi olarak tanımlanmıştır (Underwood & Moore, 1982). Empati, prososyal davranışların temel bir bileşeni olarak önemli bir role sahiptir. İnsanlar, empati kurma becerisi sayesinde diğerlerinin ihtiyaçlarını ve zorluklarını anlarlar ve bu bilinçle destek olma veya yardım etme eğilimi gösterirler.

Prososyal davranışın gerçekleşebilmesi için temel düzeyde bakıldığı zaman iki tarafın  olması gerekmektedir: davranışı gerçekleştiren kişi ve davranışın gerçekleştirildiği kişi. 

Kendisine yardım edilen, destek olunan birey doğal olarak bu desteği ve yardımdı olumlu olarak  algılayacak ve destek / yardım öncesine kıyasla muhtemelen daha iyi bir durumda olacaktır.  Bununla birlikte, destek olan taraf aslında bunu karşılık beklemeden yapmış olsa bile  kazanımlara sahip olacaktır. Bu kazanımlara baktığımızda ise şu soru akıllara gelebilir:  “Prososyal davranışları ne motive eder?”  

Literatüre baktığımızda prososyal davranışların, bu davranışlarda bulunan bireylere pek  çok farklı yararı olduğunu görebiliriz. Wilson ve Musick (1999) tarafından yapılan bir  çalışmada, herhangi bir konuda gönüllülük faaliyetleri yürüten, yani aslında teknik olarak bir  karşılık beklemeden iyilik davranışında bulunan bireylerin diğer insanlara kıyasla depresyona  daha az yatkın oldukları sonucu elde edilmiştir. Başka bir çalışma, prososyal davranışlarla  yaşam doyumu arasında pozitif korelasyon olduğu bulgusuna ulaşmıştır (Wheeler, Gorey & Greenblatt, 1998). Yapılan çalışmalar prososyal davranışın daha yüksek düzeyde ruh sağlığıyla  ve daha düşük umutsuzluk duygularıyla da ilişkili olduğunu göstermektedir (Weinstein &  Ryan, 2010). Prososyal davranışı motive eden faktörlerin neler olabileceğine dair sorumuza  geri dönecek olursak tüm bu bulgular, prososyal davranışlarda bulunan bireyler için, (bu  davranışların birer sonucu olarak ortaya çıktıklarının farkında olsalar da olmasalar da) prososyal davranışın sonunda elde ettikleri kazançların birer pekiştireç görevi gördüğünü  düşündürtebilir.  

Prososyal davranışları motive eden pek çok içsel süreç olduğu gibi, dışsal olarak yardım davranışını motive eden faktörler de vardır. Yardım etme davranışının mutluluk ile bağlantısını reddetmeyen bu bakış açısına göre prososyal davranış, öncelikli olarak dışsal sosyal ödüller sebebiyle mutlulukla ilgilidir (Oarga, Stavrova, ve Fetchenhauer, 2015). Toplumların büyük çoğunluğunda, yardım eden insanlar “iyi” insanlar olarak o toplumun içindeki insanlar  tarafından onaylanır dolayısıyla yardım etme / destek olma davranışlarında bulunmak toplum içinde saygınlığı, belki popülerliği doğurabildiği için prososyal davranışlara eğilimli  olunabilmesi olasıdır. 

Pek çok kültür, yapısı gereği prososyal davranışı teşvik eder. Toplumları oluşturan bireylerin yardımlaşmaları, birbirlerine destek olmaları onları daha güçlü kılacağı için içinde  bulundukları toplumu da daha güçlü hale getireceklerdir. Bununla birlikte bazı kültürlerde  paylaşma, dayanışma ve yardımlaşma olarak değerlendirilen davranışlar diğer kültürlerin bakış  açısında olduğundan daha kıymetli bulunup bu davranışlarda bulunan bireylerin toplumsal statü ve saygınlık kazanmalarını sağlayabilir. Bu tarz toplumlarda (daha ödüllendirici olarak algılandığı için) prososyal davranışların sergilenmesi daha yaygın olarak gözlemlenebilir ve bu  toplumlarda bireysellik / şahsi çıkarlar ikinci planda tutulabilir. Öte yandan bireysel  kazanımların ve rekabetin daha ön planda tutulduğu, yardım etme / destek olma davranışlarının toplumsal statü veya saygınlık getirme olasılığının daha düşük olduğu kültürlerde prososyal  davranışlar için toplumsal bir teşvik edicilik bulunmayabilir. 

Yardım Etme Davranışının Gelişimi 

Bireylerin yardımseverlik, paylaşma ve diğerlerine destek olma gibi prososyal davranışları sergileme becerilerinin nasıl şekillendiğini anlayabilmek için erken yaşlardan itibaren prososyal davranışın gelişimini fark edebilmek önemlidir. Yapılan pek çok çalışmada, 12 ila 24 aylık bebeklerin diğerlerine yardım ettiği, başkalarıyla iş birliği yaptığı ve onlarla paylaşım yapmaya eğilimli olduğu gösterilmiştir (Brownell, 2013). Bu konuda üzerinde  düşünülmesi gereken nokta, bu kadar küçük çocukların karmaşık ve başkaları yönelimli davranışlarının nasıl ortaya çıktığı, prososyal becerilerinin nasıl oluştuğu sorusudur. Konuyla ilgili gerçekleştirilen çalışmalar, bebeklerin yaşamlarının ilk yıllarında, diğer insanların  yaşadıkları sıkıntıları ayırt edebildiğini ve buna tepki verdiğini göstermiştir (Roth-Hanania, Davidov & Zahn-Waxler, 2011). Bazı araştırmacılar ise erken çocukluk döneminde sosyal olma  konusunda çocukların temel bir dürtüye sahip olduklarını düşünmektedirler (Hay, 1979). 

Prososyal davranışın gerçekleştiği bağlamlar üzerinde daha çok duran farklı araştırmalar, yeni yürümeye başlayan çocuklarda yardım etmenin, rahatlatmanın, paylaşmanın ve iş birliği yapmanın normatif kalıplarına odaklanmıştır (Brownell, 2013). Çocuklar fiziksel olarak gelişme kaydettikçe sosyal açıdan yeni kaynaklara ulaşmaları, çevrelerini keşfetmeleri ve akranlarıyla temas kurmaları daha kolay hale gelmektedir. Prososyal davranışların özellikle 2 yaş civarında belirgin hale gelmesinin sebebi de muhtemelen 2 yaş civarının, çocukların başka çocuklara ve onlarla oyun oynamaya, iş birliği içerisinde aktivitelerde bulunmaya istekli hale geldikleri sürece tekabül etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu süreçte çocuklar, incinen /  yaralanan bir çocuğa yardım etmeyi, başka bir çocuğu teselli etmeyi, ona oyuncak teklif etmeyi  veya genel olarak başka bir kişiyi rahatlatmayı deneyebilirler. (Tomasello, 2009). Bununla birlikte fiziksel ve bilişsel olarak gelişip akranlarla zaman geçirebilme, prososyal davranışların gelişimi ve ortaya çıkabilmesi için tek başına yeterli değildir. Çocuğun prososyal davranışlarını ortaya çıkarabilmesi, farklı sosyal ortamlara uygun şekilde davranışlarını ve tepkilerini seçebilmesi konusunda sosyal farkındalık oldukça önemli bir rol oynamaktadır (Pala, 2023). Sosyal farkındalık ile prososyal davranış arasındaki ilişkiye değinen pek çok çalışma vardır. 21 ila 24 aylık çocuklar, diğerlerine yardım edip etmeyeceklerine karar vermek için karşılarındaki bireyin ihtiyacının yanı sıra sıcaklığı ve güvenilirliği hakkında da gözlemler yaparlar ve elde  ettikleri sonuçları prososyal davranış kullanma kararı alırken kullanırlar (Dunfield & Kuhlmeier, 2010). 

Erken çocuklukta prososyal davranışların öğrenilmesinde de pek çok farklı kaynaktan faydalanılabilir. Bu süreçte akranlarla kurulan ilişkiler, gözlemlenen yetişkinler farklı şekillerde çocuğun prososyal becerilerini geliştirmesi noktasında işlevsel olabilir. Erken çocukluk  sürecinde akranlarıyla olumlu ilişkiler kuran ve olumlu davranışlar sergileyen akranlarını  gözlemleyen çocukların olumlu davranışları benimsemeleri ve bu olumlu davranışları açığa  çıkarmaları daha olasıdır (Pala, 2023).

Yapılan çalışmalar, bu ilk yıllardan sonra prososyal davranış örüntülerinde bir dizi değişime işaret etmektedir. Prososyal karşılıklılık olarak adlandırılabilecek bir kavrama göre, 4  veya 5 yaşındaki bir çocuğun, kendisine daha önce oyuncağıyla oynamayı teklif etmiş bir  çocukla kendi oyuncağını paylaşması, herhangi bir çocukla paylaşma ihtimalinden daha  yüksektir (Fujisawa, Kutsukake & Hasegawa, 2008). 

Prososyal davranışın çocukluk döneminde ne kadar sık sergileneceği üzerinde etkili  olan faktörlerden bir diğeri de duygu düzenlemedir. Erken çocukluk dönemi, duygu düzenleme  becerilerinin başlangıcı açısından kritik bir dönemdir. Duygu düzenleme, bireyin duygusal  durumları algılamasını, anlamlandırmasını ve uygun bir şekilde yönetmesini içeren bir süreçtir.  Bununla birlikte duygu düzenleme yalnızca belirli duyguların gizlenmesi, belirli duyguların  açığa çıkarılması olarak görülmemelidir (Pala, 2023). Duygu düzenleme becerileri, prososyal  davranışların gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Yavuz, Colasante ve Malti  (2022) tarafından yapılan bir çalışmada, çocukların duygu düzenleme becerilerinin prososyal  davranışlarının gelişiminde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 

Prososyal davranışlar zaman içerisinde niteliksel olarak değişime uğrayabilir. Erken  çocukluk döneminde prososyal davranışlar sergilenir fakat daha ileri yaşlardaki çocuklarda ve  ergenlerde, ihtiyacı olduğu düşünülen bir bireye fiziksel ve sözlü yardım sağlanma ihtimali, okul öncesi çocuklardan daha fazladır (Eisenberg, 1992). Bazı prososyal davranışların  sergilenme olasılığı yaşla birlikte artarken her prososyal davranış örüntüsü yaşla birlikte bu artış  eğilimini göstermez (Denise & Helen, 2014). Başka bir çocuğu rahatlatmak eylemi söz konusu  olduğunda daha küçük çocukların, daha büyük çocuklara ve ergenlere kıyasla başka bir çocuğu  rahatlatmak eylemini sergileme ihtimalleri daha yüksektir (Eisenberg, 1990). 

Prososyal davranışların, yardım etme / destek olma davranışlarının arkasında yatan pek  çok karmaşık mekanizma vardır. Bu davranışları motive eden pek çok içsel ve dışsal etken söz  konusudur. Prososyal davranışın ortaya çıkışını doğru yorumlayabilmek için, bu davranışların  “fedakâr” bireylere getirilerini (bu davranışlar teknik olarak karşılık beklemeden  gerçekleştirilen davranışlar olsa bile) psikoloji bilimiyle derinlemesine incelemeye hala ihtiyaç  vardır. Öte yandan prososyal davranışı nesilden nesle aktaran, bu davranış örüntülerinin sona  ermemesini sağlayan kültürel yapılar ile yardım etme davranışlarının ilişkisi ve prososyal  davranış kalıplarının süregitmesi, sosyolojik açıdan üzerinde durulması gereken bir noktadır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)