• Ana Sayfa
  • Nehir Başında Ölüm: Narsistik Kişilik Bozukluğu
Makaleler 20/02/2025

Nehir Başında Ölüm: Narsistik Kişilik Bozukluğu

Uzm. Kl. Psk. Fulya Toy Psikoloji
Uzm. Kl. Psk. Fulya Toy
Psikoloji

Kişilik, kısaca bireyin kedine has olan tavırları, hisleri ve fikirleri şeklinde tanımlanabilmektedir (Özçetin, Maraş, Ataoğlu ve İçmeli, 2008). Bölünmez ve görece değişmez olan, alışılagelmiş bu örüntünden sapma ise kişilik bozukluğu olarak adlandırılmaktadır (Karaaziz ve Erdem Atak, 2013). Amerikan Psikiyatri Birliği (2013), tarafından hazırlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayısal El Kitabı’nda (DSM) kişilik bozukları kendi içerisinde üç gruba ayrılarak tanımlanmıştır. Bu yazıda B kümesinde bulunan özsever (narsisistik) kişilik bozukluğundan bahsedilecektir.

Narsisizm günlük kullanımda yer edinmiş, anlamını bilen ya da bilmeyen insanlarca kullanılan bir kelimedir. İnsanlar konuşmaları sırasında narsisizm kelimesini burnu havada, kendini beğenmiş kişileri tanımlamak için kullanılır (Bolat, Ülker ve Demir, 2016). Kendine hayranlık, bağlılık ve birçok özelliği barındıran narsisizm kavramı, Yunan mitolojisindeki bir efsaneden ilham alınarak isimlendirilmiştir. Efsaneye göre, tanrıların dünya üzerinde olduğu zamanlarda, Echo adındaki bir peri, Narcissus adında bir avcıyı görür ve aşık olur fakat Narcissus, Echo’nun aşkını karşılık vermez. Echo, bu karşılıksız aşka dayanamaz, günden günde yok olur ve ölür, geriye sadece günümüzde ‘’eko’’ olarak ifade edilen sesi kalır. Bu duruma çok kızan tanrılar Narcissus’u cezalandırır. Bir gün avlanmaya giden Narcissus, su içmek için gittiği nehir kenarında kendi yansımasını görerek, aşık olur. Nehre yansıyan görüntüyü kaybetmemek için nehir başında günlerce kendisine bakar. Nehrin başında yavaş yavaş erir ve orada kendine duyduğu hayranlıkla ölür (akt. Selvi, 2018). Bu efsaneden etkilenerek, narsisizm kavramının psikoloji literatürüne girmesini sağlayan psikanalatik kuramcı Ellis, narsisizmi bireyin cinsel dürtülerini kendi varlığına yönelterek, kendisine hayranlık duyması olarak tanımlamıştır (akt. Karaaziz ve Erdem Atak, 2013).

Yapılan çalışmalara bağlı olarak, Freud’un narsisizmin her insanda bulunması gereken bir özellik olduğunu belirtmesine benzer birçok veriye ulaşılmıştır (Bolat, Ülker ve Demir, 2016). Rozenblatt (2002) bu verilere dayanarak narsisizmi normal ve anormal olmak üzere ikiye ayırmıştır. Normal narsisizm, yaşamın içerisindeki gücü oluşturandır. Kişinin kendisiyle, etrafındaki kişilerle olan ahengi ve etrafındaki bireylerin kendisinden beklediklerini yerine getirebileceğine olan inanç ve duygularını içermektedir (Rozenblatt, 2002). Patolojik narsisizmde ise kişi kendine güvenen bir imaj sergiler. Her ne kadar başkalarının kendileri hakkındaki fikirlerini, önemsemez gibi görülse de aslında başkalarının düşünceleriyle, içsel doyuma ulaşmaya çalışırlar (Karaaziz ve Erdem Atak, 2013). Normal narsisizm ve patolojik narsisizmi ayıran en temel nokta budur. Patolojik narsisizme sahip bireyler olumsuz benlik algılarını, kendileriyle ilgili hoşlarına gitmeyen herhangi bir şeyi, diğer insanlara yansıtarak, kendilerini rahatlatmaktadırlar. Kendilerini korumak için savunma mekanizması geliştirerek bu şekilde bir kişilik örüntüsünü var etmiş gibidirler (Rozenblatt, 2002). Kendilerini tehlike altında hissettikleri durumlarda ise saldırgan davranışlar sergileyerek kendi zayıf özelliklerini örtbas ederler (Kernberg, 1975).

Narsistik Kişilik Bozukluğu ise; bireyin, kendisinin eşi benzeri bulunmaz ve çok değerli olduğuna dair inançlarını içeren, hoşa gitmek ve eş duyum yapamamakla giden bir kişilik yapılanmasıdır (Ozan, Kırpınar, Aydın, Fidan ve Oral, 2008). Yapılan araştırmalar göz önüne alındığında; narsistik özellikleri olan bireylerin, kişilerarası ilişkilerinde karşısında bulunan kişiyi kendi istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kullandığı, kendilerini oldukça önemli ve değerli buldukları için çevresindeki insanların da kendisini oldukça önemli ve değerli bulmasını istedikleri sonucuna ulaşılmıştır (Karaaziz ve Erdem Atak, 2013).

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.